[14]Karma

1K 134 156
                                    

Yaklaşık yirmi, yirmi beş dakikalık bir mesafeden sonra istikametlerine kızları sağ salim getirebilmiş olmanın gururu ile arabadan indi Ali. Arkasını döndüğünde dar ve engebeli arazilerden geçerken midesi bulanan Açelya'nın hızla bir ağacın dibine kusmaya başladığı gördü. Nazlı'da iğrenerek ona bakıyordu. Bunu umursamadan bagajdaki paketleri kapının önüne getirdi. Evden çıkarken yanına aldığı anaktar ile kapıyı açıp içeri baktı. Bu sırada kendine gelebilen Açelya ve onu tutan Nazlı'da gelmişti.

Açelya : Bu yola bir asvalt şart olmuş artık. Görmeyeli heylana gitmiş topraklar hâle bak ya. Midem arşa çıktı bildiğin.

Ali : Hadi hadi yerleşelimde sonra uzanır dinlenirsin. Karanlık oldu zaten, çok yorulmuşum.

Ali şartelleri açtıkdan sonra ellerindeki poşetler ile içeri girdiler. Giriş katında mutfak ve salon varken bir üst katta ise iki adet yatak odası bulunuyordu. Küçük ve kullanışlı olan bu ağaç eve bayılmıştı Nazlı. Hayranlıkla etrafı incedi.

Nazlı : Efsane bir ev. Ben bu kadar beklemiyordum. Tam ormanın ortasında bu kadar doğal ve güzel bir yerki anlatamam.

Ali : Birde üst katı gör. Tavanlar cam kaplı.

Nazlı heyecan ile hareketlendi.

Nazlı : Hadi ozaman hızlıca yerleştirelim poşetleri.

Ellerini ovuşturan Açelya araya girerek Ali'ye döndü.

Açelya : Ama soğuk gibi biraz. Abi sen şömineyi yaksana.

Ali : Haklısın. Odun alayım kömürlükten de geleyim. Siz yerleşe durun.

Yarım saat içinde Ali zor zar odun bulmuş ve şömineyi yakmıştı. Nazlı ve Açelya ise eşyaları yerleştirmiş birer kahve yaparak salona oturmuştu. Ali de kahvesini alarak onlara katıldı.

Nazlı : Evin dıştan hâlini pek göremedim karanlıkta. Sabahı iple çekiyorum.

Açelya : Beklediğine değicek inan bana. İskele tarafını görünce dilini yıtucaksın.

Ali : (Gülümseyerek) Manzara resmi çizmek istersen dereyi öneririm. Açelya'nin da dediği gibi islelenin yeri çok ayrı. Hem balık da tutarız yarın. Öğle yemeğimiz Alabalık olur.

Nazlı kaşlarını kaldırarak meraklı bir tonda sorar.

Nazlı : Balık tutmasını bildiğini bilmiyordum.

Ali : Bilmeyecek bir şey yokki canım. Oltaya yem takıp salıyorsun dereye.

Nazlı : Balık yemi aldıkmıki biz?

Ali : (Gülerek) Balık yemi dediğiniz şey solucan. Eşeleriz biraz toprağı çıkar yani sorun yok.

Açelya esneyerek ayaklanır. Kahvesindeki son yudumuda alıp bardağını masaya bırakır.

Açelya : Benden bukadar. Gidip yatacağım artık. Biraz daha uyanık kalırsam bayılacağım.

Nazlı : İyi geceler canım.

Ali : Sabah erken kalkarız ona göre ayarla kendini.

Açelya : (Kafasını sallayarak) Tamam tamam. İyi geceler sizede.

Açelya merdivenlerden çıkarak üst kattaki odasına çekilir. Salonda baş başa kalan Ali ve Nazlı ise hâlâ kahvelerini yudumluyordur.

Ali : Uykun varmı seninde? Eğer yorgunsan yatalım.

Nazlı : Yok ya. Kahve içtimya şimdi yatarsam en az iki saat yatakda döner dururum.

Ali : Filim açayım ozaman aşkım?

Urfa Ağa'sı (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin