[10]Aşk

1K 132 193
                                    

Saat on civarı gözlerini yüzüne vuran gün ışığı ile açmıştı Ali. Dün perdeyi kapatmayı unuttuğu için kendine kızarken boynuna değen nefesle titreyerek bakışlarını aşağı çevirdi. Koala gibi kendisini sarıp sarmalamış boynuna gömülmüş bir Nazlı görmesi ile gülümsedi. Nazlının sol eli göğüsünde, kalbinin üstünde dururken parmağındaki alyans gülümsemesini genişletti. Yüzüne gelen saçları geriye iterek daha çok sarıldı. Sanki bu dolgunluğa muhtaçmışcasına göğüs kafesindeki boşluğa yerleştirecekmişcesine sarıldı. Bir yandan ise bakışları Nazlı'nın suratında mimiklerini kontrol ediyordu. Ateşi düşmüş ve normal seviyesine ulaşmıştı. Ali dünki diyaloklarını tekrar tekrar aklına getirip doğru anlayıp anlamadığını kontrol ediyordu. Nazlı yelkenleri indirmiş açık açık Ali'nin kuruna cevap vermişti. Evlendiklerinden beri sadece düğün gecesi birlikte uyumuş olduğu Nazlı dün onu yatağa davet etmişti. Hemde sarılmıştı. Rüya olmadığına emin olduğunda heyecandan kalbinin duracağını sanmıştı. Neyseki Nazlı erkenden uyumuş ve bu Ali'yi biraz olsun rahatlatmıştı. Hayatı boyunca hiç bir zaman dün korktuğu gibi korkmamıştı. Nazlı'yı öylece ateşler içinde yatarken görmek içini sızlatırken delirecek gibi hissetmişti. Aşkın nereden ve nasıl bir şekilde çıkacağı gerçektende belli olmuyordu. Daha düne kadar düşmanının kızı olan Nazlı şuan Kalbindeki aşkın karşılığıydı...
Yarım saatlik bir yatak keyfinin ardından Nazlı'nın hâlâ uyanmaması üzerine usulca kalktı Ali. Perdeyi kapatarak Nazlı'nın üzerini güzelce örtüp odadan çıktı. Açelya uyanmış Harika ile beraber kahvaltı hazırlıyordu. Beliz ise Leylaya okula gitmeden önce kahvaltısını yaptırıyordu.

Leyla : Amcaaa!

Ali : (Leylayı kucağına alarak sarılır.) Ooo prenses. Bayadır göremiyorum seni nerelerdesin?

Leyla : Okula gidiyorum hep. Sadece az günler evde duruyorum. Ondada sen olmuyorsun.

Ali : Yaaa. Ozaman bu gün okuldan seni ben alayımmı? Lunaparka gideriz hem?

Leyla : (Heyecanla) Yaşassııınn! Canım amcam!

Ali : Hadi ozaman koş kahvaltını yap. Aç aç okula gidilmez.

Ali, Leylayı bıraktıkdan sonra Açelya ve Harikaya baktı. Tartışmadan durdukları için sevindi.

Ali : Kolay gelsin. Anamlar daha uyanmadımı?

Harika : Yok ağam. Az sonra inerler.

Açelya : Nazlı iyimi? Geldim ben sabah odanıza kapıyı tıklattımda ses gelmeyince girmedim.

Ali : Uyuya kalmışım sabaha karşı. Nazlı da uyanır birazdan ateşi düşmüş. Az anamlarla konuşacağım. Sende o sırada bir tepsiye kahvaltı hazırlasana ben yukarı götüreyim.

Açelya : Tamam abi.

Açelya sözünü bitirirken mutfağa giriş yapan Vuslat ve Ayşeyi görür abisine kaşlarını kaldırarak onları işaret eder.

Harika : Gel biz kahvaltıyı salona götürelim. (Diyerek Açelyayı çekiştirir.)

Ali, Vuslatlara dik dik bakarak gözleri ile koltuğu işaret eder.

Ali : Otursanıza ana.

Belizde durumu anlayarak Leylayı şöförle okula göndermek üzere dışarı çıkar.

Ali : Söyleyin bakalım ben evde yokken benim karıma ne olduda dünden beri ateşler içinde yatıyor?

Vuslat : Hastamı olmuş hemen. (göz devirerek) Garı marı olmaz bu gızdan.

Ali : ANA! Doğru konuş!

Ayşe : Yalanmı! İki halı yıkadı diye yataklaramı düşermiş garı!

Ali : Ana o kız bu evin hizmetcisi değil! Hanım ağası! Benim karım!

Urfa Ağa'sı (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin