0.3

1.8K 128 61
                                    

" Hwang Hyunjin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Hwang Hyunjin. Hepimiz bu ismi çok yakından tanıyoruz alsında. Kendisi dört yıl üst üste birincilik madalyasını aldıktan sonra artistik buz patenine bir kaç yıl ara vereceğini söylemiş fakat tam olarak bir zaman dilimi belirtmemişti. Elimize ulaşan bilgilere göre Sydney olimpiyatlarından sonra sevgilisi Lee Felix ile ayrılma kararı alan Hwang Hyunjin'i o günden sonra gören hiç kimse olmamış. Sosyal medyada yayılan bu bilgiden sonra Hwang'ın fanları artistik buz patenine geri döndüğünü ve birinciliği yeniden ele geçirmek için sıkı çalıştığını öne sürüyor. Lee'nin fanları ise yaşanan durum için çok sinirliler ve Hwang'ın bu ortadan kaybolma 'oyununun' dikkat çekmekten başka bir şey olmadığını düşünüyorlar.

" Nasıl olur da inanırsın o mesaja! Senin yüzünden en büyük toplanma alanımız ortaya çıktı!"

Bang elindeki dokunmatik telefonu karşısında oturan Hwang'ın önüne fırlattı. Hwang bulunduğu durumdan hiç memnun değildi, zaten iyi hissetmiyordu bir de çocuk gibi azar yemeyi kaldıramazdı. Bu yüzden Bang ne derse 'haklısın, tamam, aynen' gibi kısa cevaplar verip konuyu kapatmaya çalışacaktı.

" Zaten kafam çok dağınıktı, dikkat etmedim."

Bang iyice sinirlenmişti, çete lideri öldüğünden beri zaten sinirleri gergindi ve patlamak için yer arıyordu. Gerçi tüm çete üyeleri aynı durumdaydı hepsi'nin sinirlerini bir şekilde boşaltması gerekiyordu.

" Başlarım senin kafana, ölümle burun buruna geldin aptal! Bir an önce topla şu kafanı yoksa o kafanı kıracağım."

Hwang biraz önce kendi kendine söylediği şeyleri saniyeler içinde unutmuştu ve ellerini masaya vurarak bir anda ayağa kalktı. O kadar hırslı ve hiddetli davranıyrodu ki az önce oturduğu demir sandelye yere gevrilmişti. Sandalyenin çıkardığı yüksek ses tüm çete üyelerinin tüylerini diken diken etmişti.

" Yeter be! Ne yapmaya çalıştığının farkındayız aptal, onun gibi davransan da asla onun yerini tutamazsın. Sen kim oluyorsun ki bu çetenin lideri gibi davranma haddini kendinde buluyorsun. Boşuna uğraşma, ne yaparsan yap asla onun gibi olamayacaksın. Sende bizim gibisin! Kimsesizsin! "

Bang belli etmemeye çalışsa da gözleri dolmuştu. Haklıydı, Hwang Hyunjin söylediği her bir kelimede haklıydı. Hiç bir zaman bir ailesi olmamıştı. Ama o, çete üyelerinin her birini ailesinin bir parçası olarak görüyordu. Demekki onlar böyle düşünmüyordu.

" Hwang fazla oluyorsun. " dedi sinirden gözü dönmüş olan Minho. Tamam herkesin sinirleri gergindi ama bu birbirlerine patlayacakları anlamına gelmiyordu. Geliyor muydu?

Hyunjin duyguları karşısında histerik bir kahkaha atmıştı. Elleri titriyor ve başı dönüyordu. Artık yaşadıklarını kaldıramıyordu. Ne dışa vurmaya ne de içinde tutmaya gücü vardı. Kendi kendini bir kara deliğe sürüklüyordu ve en kötüsü ise bunun farkında olup hiç bir şey yapamamasıydı.

" Ben mi fazla oluyorum?" dedi elleri ile kendini göstererek. "En azından ben grup liderimizi ölüme sürükleyip liderliği ele geçirmedim!" artık kendini kontrol edemiyordu. Kelimeler ağzından öylece dökülüyordu.

Bang'ın sol gözünden bir damla yaş geldi. Bedenini taşıyın dizleri artık görevini yapamaz haldeydi. Yere düşmüştü, ağır geliyordu tüm bu sözler, kaldırmaya gücü kalmamıştı artık. Arkadaşının bu halini gören Yoongi de kendini kaybetmişti, hemen önünde duran Hwang'ın ceketinin arkasını tuttu, asılarak yönünü kendine çevirdi ve hiç beklemeden yüzüne bir yumruk geçirdi.

Yüzünde hissettiği ağırlık ile sendeleyen Hwang, olduğu yere bıraktı kendini. Artık daha fazlasını kaldırmayacak olmanın verdiği boşluk hissi ile daha da canı acıyordu. Bunların hiç birini yaşamak istemiyordu. Kendi problemleri yüzünden arkadaşlarını da tehlikeye atmıştı, bunun farkındaydı ama inkar etmişti, kafam dağınık deyip geçirmişti.

Olduğu yerden kalktı ve Bang'ın yanına yürüdü, bir kaç saniye ona baktıktan sonra tıpkı onun gibi yere bıraktı kendini. Kollarını kardeşinin bedenine sardı. Uzun uzun sarıldı ona, hiçbir zaman özür dileyememişti, Bang'tan. Her seferinde haklı çıkmaya çalışmıştı, başarmıştı da.

" Özür dilerim Christopher. Her şey için özür dilerim, vur hadi bana, kır hadi kafamı. Ne yapsan yeridir bu saatten sonra, öl desen düşünmeden sıkarım kafama."

Şimdi tüm çete üyeleri onların yanında toplanmış bir birine bakıyordu ve sanki anlaşmış gibi hepsi bir anda eğilip oturdular. Hepsi birbirine sarılıyordu. Uzun süredir kavuşmayı bekleyen aile üyeleri gibiydiler.

" Affedin beni, her şey üst üste bindi. Changbin'in ölümü, pusuya düşürülmem ve daha bir kaç şey daha...
Affedin lan benim sizden başka kimsem yok. Tek ailemsiniz siz, benim." Hyunjin'in ağladığı açıkça belliydi ve bunu saklama gereği duymuyordu bile. Ağlamak ve sevgiyi hissetmek çok iyi gelmişti ona. Felix olmadan her şey yarım geliyordu ve şimdi bir de ailesini kaybetme düşüncesi bile onu mahfediyordu.

" Arada bir aptal gibi davranıyorsun ama seviyoruz lan seni." dedi Yeonjun, Hwang'ın ensesine bir darbe indirerek.
Depoyu kaplayan kahkaha sesleri hepsinin keyfini yerine getirmişti.

" Onun ölümünü engeleyememiş olabilirim. Ama sizi kanımın son damlasına kadar koruyacağıma söz veriyorum. " dedi Bang suratındaki acı gülümseme ile...

Ve bir bölüm daha bitti. Sonunun böyle olmasını ben bile beklemiyordum.

Nasıldı bölüm?

Ve işte çetenin tüm üyeleri burada

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve işte çetenin tüm üyeleri burada

Ice Mafia ~HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin