Bir günde iki bölüm mü? Yazar hanım ölüyor da haberimiz yok sanırım. Neyssse bölüm atmadığım günlerin telafisi olsun.İyi okumalar.
...
" İsmin Han Jisung ve arkadaşımızı sokakta kanlar içinde yatarken buldun öyle mi?" Chris mutfaktan elindeki iki kupa fincan ile çıktı ve salona doğru yürüdü. Elindeki fincanlardan birini Jinsug'a uzattı ve her zaman oturduğu tekli koltuğuna oturdu.
" Evet, ara sokaktan geçiyordum. Siyahlar giymiş iki tane adam yanımdan koşarak geçti, geldikleri tarafa baktığımda arkadaşınızı gördüm. Ambulans yada polis aramak istediğimi söyledim red etti, bu deponun adresini verdi, buraya gelmek istedi. " Jisung yüzünde anlamaz bir ifade taşırken hala etrafı incelemekte meşguldü. Sanki depo'nun her bir köşesini ezberlemeye çalışıyordu. Gözleri, Minho'nun koyu kahve gözleriyle kesiştiğinde çekinerek bakışlarını elindeki kupaya indirdi ve bir yudum aldı.
" Anlıyorum. Onu getirdiğin için teşekkür ederim. " Chris sakince kahvesini içiyor ve Jisung'u inceliyordu. Eskimiş ve yer yer parçalanmış kıyafetlere ve bir kaç gündür yıkanmadığını belli eden yağlı ve tozlu saçlara sahipti. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın masum görünen gülümsemesi ve bakışları da vardı tabii. Jisung'un gözleri Yoongi'ye kaydı ve o anda bir aydınlanma yaşamış gibi gözlerini kocaman açtı. "Özür dilerim ama siz... Televizyona çıkan ünlü çete misiniz? "
Chris aldığı soru karşısında çarpık gülümsemesini takındı suratına." Evet o çete biziz, Sokak çocuklarıyız. " artık diğerleri de tıpkı Chris gibi gülümsüyordu. Gururla gülümsüyorlardı. Başkaları tarafından tanınmak ve insanlara korku salmak hoşlarına gidiyordu sanırım?
" Vay canına. Cidden çok havalı. " dedi Jisung gözleri inanamamazlık içerisinde hayretle açılırken. Rol yaptığı belli oluyordu, yani en azından Chris bunu açık bir şekilde fark etmişti ve lafı uzatmadan açıkça " Saat geç oldu. Kolun iyi durumda değilse seni evine bırakabiliriz. " diyerek gitmesi gerektiğini söylemişti. Biraz kaba davranmış olabilirdi ama ya bir düşmansa? Tanımadığı birine öylece güvenip saatlerce depoda kalmasına izin veremezdi. " Ailen merak eder. " dedi Minho hemen arkasından, olanları anlamış gibi. " Beni merak edebilecek bir ailem yok. " dedi gülümseyerek. " Han Jisung sıcak ve kocaman bir gülümseme yerleştirdi suratına. Kendisine 'endişe' (?) ile bakan Minho'ya çevirdi gözlerini. Tam o sırada Minho'nun yanında bir hareketlilik oldu. Yoongi cebinden çıkarttığı sigarasından bir dal aldı ve dudaklarının arasına koydu. Mutfağa doru ilerledi ve buz dolabının ilk rafında sıralı olarak dizilmiş kutu biralardan birini alarak daponun dışına doğru yürümeye başladı.
"Burada kal! Dışarıya çıkma." dedi sert bir ses arkasından. Kendisine seslenen kişinin Chris olduğunu anladığında ona sert bir bakış attı ve yamaları bile dökülmeye yüz tutmuş olan kirli mavi koltuğa bıraktı kendini. Kendisinden yaşça küçük birinin ona böyle emirler vermesi biraz sinirini bozuyordu ama bunu dile getirecek kadar delitmemişti, Hyunjin gibi yani.
" Boş yere gülümsüyorsun. Her insan bir aileye muhtaçtır, belli bir yaşa kadar yani. Ama önemli işte aile. Ailenin olmadığını söylerken gülümsememelisin." dedi Minho gözlerini yakın arkadaşından ayırarak. Kendisine merakla bakan Han Jisung'a aldırmadan depo'nun 2. Katına göz gezdiriyordu. Daha doğrusu biri çağırsa ve yanına gitsem diye düşünüyordu. " Aile her şeyden önemlidir sonuçta. " dedi. Kaşları çok bilmişlik içimde havaya kalkmıştı.
" Bazen bir ailenin yokluğu, varlığından çok daha iyidir." dedi Yoongi bilmiş bir ifade bürünmüş şekilde. " Aptal Tanrı'nın bizi ailemiz ile sınadığını düşünüyorum ben. Ailen yoksa büyük yükün altından tek başına kalkman gerekir ama ailen varsa büyük yüke bşr taş da onlar atar." dedi Yoongi ve bir yudum daha aldı birasından. " Ne demeye çalışıyorsun? Gayet iyi bir aileye sahiptin! Onları terk eden sen değilmişsin gibi konuşma, kimse seni kapının önüne koymadı! " dedi Minho arkadaşına bir hışımla dönerken.
" Bir bok bildiğin yok. Yıllarca nerede ne yaptım sormadın bile. O eski yetimhanedeki çocuk yok karşında! " Yoongi elindeki bira şişesinin içerisine parmaklarının arasına sıkıştırrıdpı sigarası inı attı ve bir hışımla ayağa kalkıp Minho'nun üzerine yürümeye başlamıştı.
" Yeter. Özel hayatınızı bir yabancının önünde tartışmayın! Yoongi sen git ve Dong Hyun'u ara. Jisung'u evine bıraksın. Minho sende üst kata çık ve Hyunjin'e yardım et." diyerek daponun dışarısına çıktı. Minho ve Yoongi birbirlerine öldürücü bakışlar atarken Chris'in dediklerini harfi harfine yerine getirdiler.
...
BY BÖLÜMÜ YAZMAK NEDEN BU KADAR UZUN SÜRDÜ Kİ!
Neyse kaos başladığına göre yeni bölüm yazmak daha kolay olacak. EheeheheYazım hataları için üzgünüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ice Mafia ~HyunLix
FanficHyunjin, sevgilisinin düşündüğünün tam tersi bir adamdı. Sadece buz patencisi değil aynı zamanda bir mafyaydı