Özel bölüm

503 16 24
                                    

Selamlarr

Nasılsınız????

Aslında kendime bu kitabın tam olarak sadece 30 bölüm olacağına ve asla özel bölüm atmayacağıma dair sözler vermiştim fakat bu fic'i her okuduğumda yarım kalmış sözler, umıtlar olduğunu fark ettim. Şimdi ise her şey için gerçek bir son arıyorum.

İyi okumalar
...

Hyunjin elindeki sigara izmaritini kül tablasına bastı ve geriye doğru yaslandı. Son bir yılda bir çok şeye veda etmişti. Başta eski sevgilisi olmak üzere tüm sevdiklerini kaybetmişti neredeyse. Uzun süredir Chris'le hiç konuşmamıştı mesela. Chris tüm çete üyelerini korumak için kendi canı üzerine sözler vermesine rağmen hırslarına yenik düşüp herkesi bir çırpıda silmişti. O an, karşı çetenin liderinin, felix'in... ortaya çıktığı gün gözünü intikam ateşi bürümüş herkesi her şeyi unutmuş yalnızca Changbin'in intikamını almayı hedeflemişti. Hyunjin aynı şeyler kendisinin de yaşadığının farkındaydı. Geceleri rüyalarında sürekli bunu görüyor, "zevkle" diyerek eskiden sevdiği papatya prensi gözünden akan yaşlara rağmen her seferinde düşünmeden öldürüyordu.

Hyunjin o ara uzun bir süre iki dünya arasında kalmış ne yapacağını bilemeyerek dolaşıyordu. Canından çok sevdiği ağabeyi Yoongi, en büyük sırdaşı Minho, kısacık bir sürede iyi arkadaş oldukları Jisung, her zaman küçük kardeşi gibi davrandığı Beomgyu ve her şeyden öte Changbin. Daima onu koruyup kollayan Changbin... hepsi kimsesizler mezarlığına gömülmüştü. Başından beri hep ait oldukları yere...

Chris o günden sonra tüm eşyalarını toplayıp gecenin bir vakti sanki hiç bir zaman orada yaşamamış gibi hiç bir iz bırakmadan sessizce terk etmişti depoyu. Şu an bile kimse ondan haber alamıyordu. Ne iyi ne de kötü bir şey duyuluyordu hakkında.

Yeonjun, sevdiği adamı kaybetmesinin üzerine bir de ailesini kaybedince durumu iyice kötüleşti. Uzun bir süre antidepresan kullandı. Ama Yeonjun sonunda anladı ki gidecek hiç bir yeri yoktu, çölde kaybolmuş bir derviş değildi artık, çölün ta kendisi olmuştu. Sığamadı karanlık dünyanın tenha karanlık sokaklarına. Bir kaç ay sonra ise ölüm haberi ulaştırıldı sevdiklerine. Son mektubunda artık dayanamadığını, Beomgyu'nun artık onu yanına kabul ettiğini ve onu cennette bekleyeceğini yazmıştı. Vasiyetinde ise mezarının kimsesizler mezarlığında, Beomgyu'nun ayak ucunda olmasını istemişti.

Jungkook geçmişine dair her şeyi silmiş yeni bir hayata başlamıştı. Şimdi ise bir çocuk esirgeme kurumunda canla başla çalışıyor, kimsesiz çocukların bir ağabeyi olmaya çalışıyordu. Hayatına bir çok kadın giriyordu ama hiç biriyle Taehyung'la konuştuğu gibi konuşamıyordu. Aşklarının sahte olduğunu bilmesine rağmen onunla konuşurken içimde hissettiği alevleri hiç bir kadın yaratamıyordu.

Hoseok ise bir süre depresyonda kalmış fakat kendisine gelmesi gerektiğini fark ederek üniversite sınavına yeniden hazırlanmaya başlamıştı. Jungkook'tan da yardım alarak canla başla çalışmış 4 yıllık Tıp fakültesi öğrencisi olmuştu. Geleceğinden tek beklentisi Yoongi gibi insanların umudu olarak onşarı yaşama bağlamak. Hiç kimseyle ilişki yaşamıyor kimsenin yüzüne bakmıyordu. Yoongi'nin yokluğuna bile ihanet etmiyordu.

Hyunjin için durumlar herkesinkinden çok daha farklıydı. Eski sevgilisini kollarında kaybettiği geceden beri kollarında daima bir sızı hissediyor, bu sızı'lar ise en çokta geceleri kendilerini belli ediyor tarif edilemez bir acıya dönüşüyordu. Tüm olanları zor da olsa bir kenara bırakıp hayatına devam etmeye çalışıyor, diğer dünyaya gitmiyordu bile. Şimdi ise çok sevdiği sevgilisi Seungmin'i vardı.

" Yine dalıp gitmişsin sevgilim." Seungmin elindeki kitabı orta sehpanın üzerine bırakarak Hyunjin'in yanına oturdu. " Son zamanlarda hiç bir şey anlatmıyorsun bana. Bir derdin olduğunun farkındayım. Benimle paylaşırsan bir çözüm bulabiliriz belki?" Seungmin narin ellerini Hyunjin'in yüzünde gezdirdi. Merhametle baktı gözlerine. Sevgilisinin yardıma ihtiyacı olduğunun farkındaydı ve onun için her şeyi yapmaya hazırdı. " Haklısın güzelim." Hyunjin sevgilisinin yüzündeki ellerini okşadı. Gözlerini kapatarak sessizliğin huzurunu çıkarmaya çalıştı. Başını Seungmin'in dizlerine koyarak kanepeye uzandı." Kai yazdı bu gün. Haberleri görmüş. Arkadaşına ihanet ettiğimi düşünüyor."

Seungmin derin bir nefes aldı, ufak bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına ve okşamaya başladı Hyunjin'in saçlarını. " Felix ve Kai çok yakın arkadaşlarmış, öyle anlatmıştın. Böyle düşünmesi çok normal sevgilim. Ölümü kabullenmek zordur bu konuda tamamen haklı, ama insanlar hayatının tamamını ölen sevdikleri için yas tutarak geçirirlerse kendi hayatlarına dair her şeyi kaybederler."

Hyunjin dolu gözleriyle sevgilisinin güzel yüzüne baktı ve onu gerçekten kaybetmek istemediğini düşündü. Seungmin kendisine gönderilmiş bir hediyeydi. Tanrının yarattığı en güzel hediye." Seni seviyorum Sevgilim. Beni yargılamadan, olduğum gibi sevdiğin için, hatalarımı kabullendiğin be kalbime merhem olduğun için teşekkür ederim."

Seungmin daha büyük bir gülümseme takındı yüzüne. Dizlerinde yatan sevgilisinin dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu. " Ben senin sevgilinim Hyunjin'im. Devamlı olarak yanında taşıyacağın bir günah keçisi değil. Ben sana destek olmak için, seni sevmek için buradayım, hatalarını yüzüne vurmak için değil." Hyunjin uzandığı yerden kalktı. Ellerini sevgilisinin yüzüne yerleştirdi ve kalın pembe dudaklarını sevgilisinin güzel dudaklarına yerleştirdi.

...

Biliyorum biraz garklı oldu. Ama bence tüm açıklar kapandı. Benim içime sindi.
Ve üzgünüm ama bence Seungmin, Felix'ten çok daha iyi bir sevgili.
Bir hyunlix ficine böyle bir son yazmak çok garip oldu ama farkımız tarzımız diyerek olayı kapatıyorum kcöfkfökflf.

Sin şu böyle olmasa daya iyi olurdu dediğiniz bir olay var mı?

Yada favori karakterim şu kişiydi ama şunu yapması hoş olmadı dediğiniz biri?

Bu arada favoriniz kim cidden? Not: Benimki
Yeonjun

Başka ficlerde görüşmek dileğiyle. Hoşçakalın 👋👋

Ice Mafia ~HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin