11~kaçış..

56 6 8
                                    

Deva..

"Aklın başında mi senin? İndir beni!"

Bunu dememe rağmen inmek için kapıya yeltenemiyordum. Beni indirmesini söylüyordum ama elim kapının kulbuna dahi yaklaşmıyordu.

"Sakin ol.." dedi.
Her dediği gözüme batıyor canımı sıkıyordu. O mektupları yazanın o olmadığını öğrendiğimden beri, ona karşı içimdeki sevgi öfkeye mi dönüşmüştü bilmiyordum.. nefes alsa sinirleniyordum.

"Ne sakini? Ciddi söylüyorum, kenara Çek, indir beni.."

Üzerinde gereksiz bir rahatlık vardı. Sanki artık salmıştı. Benim Deva olduğumu, onu seven bir kız olduğumu, arkadaşının sevdiği kız olduğumu, hepsini unutmuş gibiydi. En uygun şekilde değil de, nasıl isterse öyle davranıyordu. Bu onun için ilginç ve yeni bir durumdu.
"Yolumuz çok uzun değil..seni yalnız aldığım için üzgünüm. Birisini daha ayarlamaya çalıştım ama olmadı."

Arabadaki yalnızlıktan o zaman rahatsız oldum. Dinen de Uygun değildi. Oda bundan rahatsız olmuş olmalı ki açıklama yapmıştı ama bu arabada yalnız olduğumuz gerçeğini değiştirmiyordu. Sakinliği sinirlerimi bozuyordu.
"Muhammed. Bak son defa söylüyorum. Beni indir."

Arabayı aniden frenle durdurdu. Biraz öne doğru geldim ama kafamı vurmadan kendimi tuttum. Kenara yanaşmıştı. Arkada olduğum için bana döndü. Yüzü o kadar netti ki, kararlılığından irkildim.
"Bak Deva" dedi..
Sesi içime mi işliyordu? Bıkmıştım.. gözlerine, sesine, her şeyine aşık olduğumu hep bilmekten bıkmıştım.
"Seni bırakmayacağım.. Güzelyalı da bildiğim bir arkadaşımın deniz kıyısında tenha bir evi var.. halam da oraya gelecek.. evde benimle yalnız olmayacaksın merak etme.. planın ne dersen, bilmiyorum.. ama seni bırakmayacağım. Sana o şeyi yapmalarına müsaade etmeyeceğim. 20 dakika yolumuz var. Sakin olursan daha rahat geçer.. arkana yaslanıp emniyet kemerini bağla, çünkü gidiyoruz.."

Bende ona karşılık bir şeyler demek istedim. Ama o kadar kesin konuşmuştu ki.. üzerindeki bütün o bana karşı vicdan azabını, her zaman doğru olanı yapma söyleme isteğini ve şeklini, hep mantıklı olanı düşünmesini, herşeyi bir kenara koymuş ve sanki beyninin içindeki bir şartel atmış gibiydi.

Ondan korktuğum yada çekindiğim için değil, onu neyin böyle çıldırttığını anlamaya çalıştığım için cevap veremedim.

Anlamadığım bir şey ona gemileri yaktırmış gibiydi. Görüyordum. Ona ne olduğunu anlamaya çalışarak yolu geçirdim. Elbette bir yolunu bulup dediğini yapmayacaktım ama, yol boyunca hayretten ağzımı açıp tek kelime edemedim. O da edemedi. 20 dakika dediği yolu 15 dakikada geçip güzelyalıya geldi. Sahil beldesiydi burası.. yazlıkçılar vardı ama mevsim daha yaz olmadığı için kalabalık değildi. Güzelyalıda ilerlemeye başladı. Yavaş yavaş etrafımızdaki evler bitiyordu. Tedirgin oldum. İstemeden de olsa tedirgin oldum. En son evi de geçince kıpırdandım. Az ileride etrafında hiç ev olmayan bir ev daha vardı. Girdiğim şoktan çıkmıştım. Hemen kapıya yeltendim ve açtım. Açmamla içeriye hava doldu ve arabayı ani frenle durdurdu.
-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/

Aniden durup aşağıya indim. Devadan bile önce inmiştim. Arkamdan oda indi. Kapıları zaten kilitlememiştim. Araba anahtarı elimde öfkeyle dönmeye başladım. Sabahtan beri sinirlerim harap olmuştu.

Deva dahil herkese öfkeliydim.. devaya kendisinden bu kadar Ümit kesip uğraşmadığı için, acara onun yanında durmadığı için, ailesine onu anlamadıkları için, Ercan'a onun hayatını berbat ettiği için, herkese her şeye kızgındım.. sanki şimdiye kadar kendimi kontrol etmem, doğru davranmaya, kimseyi kırmamaya, olaylardan uzak durmaya çalışmam, dün Acar'ın tavrıyla yerle bir olmuştu. Yine de sakin olmalıydım.
"Deva geldik zaten!" Dedim az ilerideki evi gösterirken.. yanında yöresinde hiçbir şey yoktu.

Sevgili dost..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin