18~Allaha emanet..

65 4 2
                                    

Eve döndükten sonra akşam olmadan yine halama geldim. Deva çok kötü görünüyordu. Halam muhakkak sormuş olmalıydı. Onunla konuşacaktım.

Onu ilk tanıdığımda da çok zor günler geçiriyordu ama hiç bu kadar da kötü göründüğünü görmemiştim. Bitmişti. Önceden zorla, ölmemek için nefes alırken şimdi nefes bile almıyordu sanki..

Halama dönüp sormalıydım. Başına ne gelmişti? Hoş, beni ilgilendirmezdi ama.. evet evet beni ilgilendirmezdi. Ona ne olduğunu sorduğum halde beni bırakıp getirmişti, belki öyle istiyordu ama dayanamıyordum işte.. soracaktım. Zor durumda mı öğrenecektim. Öğrenince ne yapacağım bilmiyordum ama öğrenecektim.

Halam kapıyı açınca selamlaşıp içeri girdim. Salondaki koltuğa hemen oturdum. Halam da yabancı olmadığım için salonla bitişik olan mutfakta işlerine koyuldu. Biraz konuya girmesini bekledim ama girecek gibi değildi.
"Nasıldı?" dedim, konuyu açmak zorunda kalınca..
"Neyi varmış?"

"Kim?" Diye sordu halam. Bana söyletmeye çalışıyordu. Beni biraz açmak istiyordu. Bundan hoşlanmadım.
"Kim olduğunu biliyorsun." Dedim sabırsızca..

"Söylemezsen bir şey bilemem." Diye kararlı olduğunu ifade etti. Onunla çekişecek durumda değildim. Olanları öğrenmek istiyordum.
"Deva nasıl?" Diye söyleyiverdim. Hafifçe gülümsediğini gördüm. İstediğini elde ermişti. Şimdi sıra benim istediğimi vermesindeydi.

Kestiği sebzeyi bırakıp bana döndü. Yüzündeki muzur ifade gitmiş ciddileşmişti.
"Çok kötü.." dedi.
"Hiç olmadığı kadar kötü.. daha kötüsü bir şey de söylemiyor.. elimden gelen her şeyi yaptım ama kendisini tamamen kapatmış. Hiçbir şey söylemiyor. Zaten konuşsan, sormaya da kıyamazsın, o kadar bitkin.. konuşmaya hali yok gibi.."

Halam anlattıkça ruhum acıyordu. Her cümle değil, her kelime değil, her harf saplanıyordu yüreğime.. bir yandan öğrenmek istiyor bir yandan bir kelime daha duymak istemiyordum. Sanki biraz daha anlatırsa, dayanamayacaktım. Halam devam etti.

"Bu normal değil Muhammed.. kızın durumu zaten normal olamaz ama bu sefer başka.. bu sefer başka kopmuş hayattan. Onu ayakta tutan hiçbir şey yok gibi.."

Cevap veremiyordum. Gözlerimin dolacağını hissedip kendimi tuttum. Oysa ağlamak istiyordum ben.. ben gerçekten içim çıkana kadar ağlamak istiyordum. Aklıma başka yapacak hiçbir şey gelmiyordu.

Bu kadar kötü olması zaten beni paramparça ederken birde ona yardım etmeme izin vermemesi, beni yanına yaklaştırmaması, bana elim kolum kopmuş kadar çaresiz hissettiriyordu.

Ne yapacaktım?
Ne yapacaktım nasıl çözecektim durumu? Beni yanında istemezken nasıl yardım edecektim ona? Sıkıntıyla kafamı kaşıdım.. bu sırada gözlerimin dolmaması için de büyük çaba sarfettim.

Biraz sonra kafamı kaldırdım.
"Ne yapacağım hala?" Dedim..
"Ne yapacağım ben?"

"Bence konuş.." dedi halam.
"Bir tek sana açabilir kendini.."

Bu söz zaten gergin olan sinirlerimi zıplattı.
"Bana mı açabilir? Baksana bana açabiliyor mu? Giderken sordum ona.. tek kelime etmedi. Şimdi ben ne diyeceğim, nasıl diyeceğim?"

Halam elindeki bıçağı bırakıp karşıma oturdu. Ellerini önünde birleştirdi.
"Sen bu kızı sevmiyor musun oğlum?" Dedi.

Birden sorusuyla afalladım. Bu da ne demekti? Ne cevap vereceğimi hiç bilmiyordum. Sesli hiç düşünmemiştim bunu.. benden cevap gelmeyince tamamladı.
"Seviyorsun.. peki insan sevdiği bu durumdayken, sırf gitti diye ona yardım etmekten vazgeçer mi?"

Ben miydim yani suçlu? Beni yanında istemiyordu ben miydim suçlu?

"Hala.." dedim sabır çekerek..
"Kız beni istemiyor.. istese gitmezdi, en azımdan bir açıklama yapardı. Şimdi benim gidip onunla konuşmam ona rahatsızlıktan başka ne verecek? Ben ne yapayım zorbalık mı edeyim kıza?"

Sevgili dost..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin