Deva..
"Seni çok seviyorum. Evlen benimle!"Buraya neden geldim keşke gelmeseydim diye pişmanlık içindeyken, duyduğum şey bütün pişmanlığımı bütün düşüncelerimi ve aklıma gelebilecek her düşünceyi bertaraf edip beynimin tam orta yerine balyoz gibi çöktü.
"Seni çok seviyorum. Evlen benimle!"
Boş bir camide sesin yankılandığı gibi beynimde yankılanıp duruyordu. Durduramıyordum. Ne diyordu? Ben neredeydim? Bunun gerçek mi rüya mı olduğunu nasıl ayırt edecektim?
Belki de en iyisi şu anda bayılmaktı. Yok olmak bir anda burdan, ve başka yerde gözlerimi açmak..
Ancak o zaman tutulan nefesimi verebilirim. Ancak o zaman soluğumu dünya ile buluşturabilirdim.
Bana bakıyor.. cevap mı bekliyor? Ben rüyada mıyım gerçek hayatta mı onu ayırt edemezken, benden cevap mı bekliyor?
"A...anlamadım?"
Ancak bunu söyleyebildim. Bunu söylemek bile o kadar zordu ki.. boğazımda dizilmişti harfler. Nasıl birleştirip kelime haline getireceğimi bile unutmuştum.
"Duydun işte.. madem seni evlendirecekler.. sen beni seviyorsun, bende seni seviyorum. Neden ayrı ayrı bu acıyı çekiyoruz. Benimle evlen..."
Beni seviyor musun? Beni seviyor musun? Kesinlikle rüya bu.. hayal yada, yada aklımı kaçırdım. Benim hiç tanımadığım yalnızca uzaktan gördüğüm bir adamla sözüm var, ve sen beni sevdiğini mi söylüyorsun? Şimdi şu anda?
O aklımdan geçenleri kendimle konuştuklarımı duymadığı için öylece cevap bekliyor. Ancak benim için cevap verilecek bir soru niteliği taşımıyor bu.. geç kalmış güzel bir haber gibi sadece..
"Ben ailen ile konuşurum. Mektupları ben yazdım derim.. ben onu seviyorum derim. Lütfen deva!"
Çok geç.. her şey için çok geç.. hiç gücüm kalmadı. Hiçbir şeye dayanacak, karşı koyacak bu hayatta ayakta duracak sevecek sevilecek gücüm kalmadı.
"Çok geç.." dedim gözlerimin dolmaması için çaba göstererek..
"Her şeyi hazırladılar. Sözüm var benim akşama.. bunu açıklamak için, her şey için çok geç.."Sadece bunlar için değil elbette.. beni sevmek için de çok geç.. Mutlu olmak için, evlenmek için, yaşamak için çok geç benim için..
"Yapma deva.. bir yolunu buluruz.."
Ne yolu? Elbette bir yolunu buluruz. Ama istemiyorum. Bir yol aramak, düşünmek, kendimi kurtarmaya çalışmak, bu bataklıkta debelenmek istemiyorum. Ben hayatımın geri kalanında her şeye umarsızca boyun eğip müsait bir yerde ölmek istiyorum.
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Çok geç.. olmaz.. bu kadarmış bu hikaye.. yolun açık olsun"Arkamı dönüp gidecektim. Gitmeliydim. Onu bir daha görmemek üzere.. hoş.. gözüm görmese ne olacak ki.. kalbim bir an bile ayrılmıyor ondan..
"Yapma!" Dedi. O heyecanlı coşkulu sesi kısılmıştı. Canı yanıyor, birisi bir yerini acıtırken konuşmaya çalışıyor gibiydi.
"Deva.. beraber çabalayalım. Geçelim bu zorlukları, aşalım.. seni seviyorum. Beni seviyorsun. Bunu heba etmeyelim. Ben seninle her mücadeleye varım..""Ama ben hiçbir mücadeleye yokum." Dedim.
"Bugün birisi kafama silah dayasa, ondan bile kurtulmak için mücadele edecek gücüm kalmadı benim. Bu hayatta yaşamak için, çabalamak için, sevmek için, mücadele etmek için gücüm kalmadı hiç.. ben ölümü bekliyorum Muhammed. Sen yaşayan bir ölü ile yaşayabilecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili dost..
SpiritualSevgili dost.. Muhammed bu iki kelimeyi ilk yazarken, yazdığı kadını ne tanıyordu, nede onu farketmişti. Belki defalarca görmüştü onu o aynı mahallede..belki belki bir bankta Yanyana oturmuş, belki birbirlerini görmeden aynı otobüse binmişlerdi. Onu...