CEZA

16 1 0
                                    

Küçük çaplı bir kavga çıkarmış olabilirim. Yani belki yemekhane birbirine girmiş olabilir, olaya güvenlik girmiş olabilir, yumruklar havada uçuşuyor olabilir, ama sonuçta ben başlatmadım. Yani başlatanın başı yanıyor değil mi...

Şu anda yemekhanede savaş çıkmış gibi ve biz daha yeni kendimize geliyoruz. Herkes bunca kavga dövüşten sonra bir yere yığılmış eğitimcilerimizin götümüzü kurtaracak mı, yoksa ceza çekmemize göz mü yumacak. Onu bekliyoruz. Ki bence bize kıyamazlar ve adalet yerini bulur ama kızın Toprağa attığı laftan sonra onların grubu yara bere içinde kalmıştı ve masum olup araya kaynayanlar ise şikayetlerini yöneticiye gönderiyorlardı. Bizim grup mu? En az onlar kadar kan revan içindeydik ama rahattık. Neden mi? Bilmem. Belki de Yasemin'i eşek sudan gelinceye kadar dövüp yüzünü sırayla dağıttığımız içindir. Bu sırada Toprak ise ona söylenilen lafın altında kalmadı tabi ki. Meğer sadece yemeğinin bitmesini bekliyormuş. Kavganın yarısında yemeğini bitirip bize katılması ise şok yarattı. İkizim gerçekten iyi değil.

''Birazdan ceza alacağımızı bildiğim halde içimin rahat olması çok değişik.'' dedi Elçin uzun tırnaklarından kırılmış olana bakarak. Haklıydı. Bende rahattım.

Oflaz gülerek hafif uzamış sakallarını kaşıdı. ''Bence dersini almıştır artık.'' deyince aklıma bir şey geldi. Onlar neden Toprağı korumuşlardı ki? Daha tanışalı bir gün bile olmamıştı. Ben o bıçağı attıktan sonra neden bir anda ayaklanmışlardı? Ben olsam yapar mıydım peki. Bilemiyorum, ama yapardım. Sonuçta artık bir takımdık. Ayrılmayacaktık. Ve ben sırf eğlence olsun diye bile takımdan herhangi birini savunup kavga çıkarabilirdim. Bunları düşünmek beni tebessüm etmeye zorladı. Ve dudaklarımdan istemsizce sıcak bir tebessüm çıktı.

Peki Can'a ne demeli? Meğer önemsediği birilerinin canı yanarsa ondan daha fazla can yakıp kanatabiliyormuş.

Ben bıçağı attıktan sonra birden ayağa kalkıp sandalyesi de dahil önüne ne gelirse fırlatıp kavgayı başlatan kimdi acaba? Her şey bir yana, attığı sandalyenin Yasemin'in kafasına gelip parçalanması bir yanaydı.

Zümrüt, bu kadar kavga dövüşün içinde bir çığlık yada bir 'Ah!' sesi bile çıkarmadı. Canı yandı belki, ama ağzını hiç açmadı. Belki de en çok yanan yeri elleriydi çünkü yemin ederim, erkeklerden daha fazla yumruk attı. Dövdüğü kişilerden 4 kişi hastaneye kaldırılıyorlar şuan. Ve o sadece sırıtmakla yetiniyor.

Elçin de psikopat çıktı bu arada. Vatana millete hayırlı olsun! Bir ara ruh sağlığı raporuna bakmak gerekecek. Neden mi? Kız kurbanlarını önce Toprağa dövdürtüp etkisiz hale getiriyor, sonra makyaj malzemeleriyle yüzlerini süslüyor. Ama ne süslemek. Yanındakiler makyaj malzemesi değil de işkence aleti gibi. Açıkçası maskarasının elektrikli olduğundan şüpheleniyorum...

Oflaz ise bir süre sonra tekme tokat dalmayı bırakıp hiçbir şey olmamış gibi yemekhanenin 'Personel harici girmek yasaktır.' bölümünden girdi. 5 dakika sonra çıktığında ise bir elinde kasap bıçağı diğer elinde ise tava vardı. Gerisi katliam.

Melek ise utangaçtan çok korkak çıktı. Aptal yaralanan bizlere yardım etmeye çalışıyordu. Keşke bir iki yumruk da o geçirseydi Yasemin'e. Ama olur mu? Kız ona da yardım etti ya! Şaka gibiydi.

Şimdi diyorsunuz Kıvılcım, Metin ve sen ne haltlar yiyordunuz.

Metin bize sigara ve çekirdek bulmaya gidince Kıvılcımla ben baş başa kaldık. Bizde Yasemin'in burnunu ve sol ayak bileğini kırıp, geri çekildik. O kargaşa arasında gerçekten de daha önce dediğim gibi baya baya yakın arkadaş olmuştuk. Ama merak etmeyin önce kavgayı ayırmaya çalışanlara oturup bizimle izlemelerini teklif ettik. Ama bize cin görmüş gibi baktıklarında eğlencemizi böleceklerini anlayıp canları çıkana kadar dövüp bir kenara attık.

Bir Grup KimsesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin