Multimedia: Dibine Kadar/Duman, Altüst Olmuşum/Mavi Gri
https://open.spotify.com/track/5pbFyTdwtJVmZB5LXmccX4?si=45e869dfe3994ba6 (Dibine Kadar)
https://open.spotify.com/track/2VnefbnGEWUiCLXHKOtE6x?si=8c3125699a184772 (Altüst Olmuşum)
7. Bölüm
Uyandığımda, sadece Melek kalkmıştı ve uzandığımız 9 kişilik yataktan bir tane baza alıp kendi yatağına sermişti. Durgundu. Ama dün güzel geçmişti. Yanına gidip sorsam iyi olacaktı.
Yanımda uyuyan Can ve Zümrüt'ü uyandırmadan, yataktan çıktım. Meleğin duvarın en köşesindeki ranzasına geldiğimde bana gülümsedi. "Uyanmışsın." Yani tam olarak uyanık değildim, gözümden uyku akıyordu ama evet fiziksel olarak ayakta olduğuma göre uyanmış oluyordum. Bende gülümsedim. "Hayır, hala uyuyorum aslında. Ben senin rüyandayım ve sende uyuyorsun." gözlerini devirdi ve beni yukarı, yanına çağırdı.
"Neden bu kadar durgunsun?"
Ellerimi çenemin altında birleştirmiş, dert dinleme pozisyonu almıştım. Psikolojik olarak onların gözlerinin içine bakıp sizde onunla aynı hareketleri sergilerseniz, karşı taraf size içini açma isteği ile yanıp tutuşuyormuş. Çünkü kendini anlaşılıyor gibi hissedermiş.
"Dışlanacakmış gibi hissediyorum Yaprak..." dediğinde gözlerimi büyütüp ona baktım.
"Ama neden? Burada herkes birbirine iyi davranıyor. Dışlamak söz konusu bile değil ki." Gözlerini kaçırdı. Bende onun gözlerini takip ettim. Bariz bir şekilde Metin'e bakıyordu.
"Aynı dolapları paylaştığımızdan beri bana karşı duvardan farksız davranıyor. Neden onun tarafından dışlanmak istemediğimi bilmiyorum ama, kötü hissettiriyor."
İçim rahatlamış gibi gülümsedim. Sonra fesatça sırıtmaya başladığımda Melek bana tereddütlü bir şekilde bakıyordu.
"Dün senin başın onun koynundayken hiç de dışlıyor gibi gözükmüyordu yalnız."
Ağzı beş karış açık bana bakıyordu. Belli ki bunu beklemiyordu. "Azizim, seni onun koynundan alsalar bu şirketi yakardı o gece haberin olsun..." Kaşlarımı kaldırıp indirdim, 'Öyle.' anlamında.
Bir anda mutluluktan çıldıracakmış gibi olduğunda Metinden hoşlandığından şüphe ettim.
"Ondan hoşlanıyor musun sen?" Bu seferki pozisyonum, sorgu pozisyonuydu. ellerimi göğsümde birleştirmiş karşımda sorumdan nasıl kaçacağını düşünmekten kıvranan kıza bakıyordum. Hem de kararlı bir şekilde. Bu sefer de bağdaş kurmuştum. Psikolojiden baya baya iyi anladığım için, bana gerçeği söylemesi an meselesiydi. Ne derse inanacaktım çünkü psikolojik yeteneklerime güveniyordum. Ayrıca o kadar psikoloji kitabını boşuna okumamıştım değil mi? İlla ki bir bildiğim vardı.
"Elbette hayır. Sadece o bana hep istediğim abimi hatırlatıyor. Hep beni koruyup kollayan, sert bir abim olsun istemişimdir. Ama bu iş aşka çekiliyor gibi..."
Bingo!
"Peki o zaman herkes uyanmadan üzerini değiştirsen iyi edersin." dedim ayaklanarak. Bana kaşları çatık bir şekilde baktı. "Ee, ben zaten değiştim?" deyince günün ilk şokunu geçiriyordum. Üzerinde siyah beline gelen büyük kahverengi düğmeli bir hırka, altında ise koru krem, ayak bileklerine gelen bol bir etek vardı. Acilen kıza yardım etmeliydim yoksa gerçekten alay konusu olacaktı.
"Benden giyinmeye ne dersin?" diye sordum onu da aşağı çekiştirirken.
"Ya, gerçekten mi?" Gözleri gözlerime büyük bir iyilik yapmışım gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Grup Kimsesiz
Teen FictionYaprak ve nasıl girdiğini anlamadığı ajanlık kurumundan tanıştığı 7 çocuk. İkiziyle beraber normal bir lise hayatı geçiren Yaprak, aniden kendisinin ve ikizi Toprağın çaylak ajan olarak alınmasıyla; Elçin, Metin, Zümrüt, Oflaz, Kıvılcım, Can ve Mele...