CANLARIM MERHABA. UPUZUN BİR ARADAN SONRA BURADAYIM. SİZİ O KADAR ÖZLEDİM Kİ ANLATAMAM. EHLİYET SINAVI İÇİN HAZIRLANIYORUM VE KAFAMI DAĞITMAM GEREKİYOR. AYRICA SİZ DE AKLIMDAN ÇIKMADIĞINIZ İÇİN BURAYA KAÇTIM. BENİ ÖZLEDİNİZ Mİ?
Gözlerimi güneşli bir sabaha açtığımda burnumda tüten çiçek kokularıyla huzur doldum. Tatlı rüzgar sayesinde hafifçe havalanan perdenin ardındaki cam aralıktı ve bahçemizdeki çiçeklerin her türlü güzel duyguyu barındıran kokuları burnuma doluyor ve ciğerlerimi şenlendiriyordu. Huzur barındıran duygularla hafifçe tebessüm ederek pamuk gibi yatağımdan kalktım ve camın önüne gidip dışarıyı seyrettim. Yazın en sevdiğim yanı tarif edilemez bu duyguydu. Kendimi canlı ve yaşamaya hazır hissediyordum.
Pamuklu pijamalarımı üzerimden çıkarttım ve ılık bir duşa girdim, mis gibi kokularla kendimi ovalayıp şarkılar mırıldandım. Ruhumun beslendiğini hissediyordum, gerçekten ne hoş bir sabahtı bu böyle?
Bornozumu üzerime geçirip kurulandım ve ayak bileklerime kadar uzanan, salaş ve ince askılı beyaz bir elbise giyindim. Islak saçlarımı kendi haline bıraktım ve aynaya bile bakmadan aşağı indim. Bizim evde de en az çiçekler kadar güzel kokular vardı.
Tanıştırayım: Amerikan mutfak tezgahımızın arkasındaki bu büyüleyici güzellikteki kadın benim annem olur. Adı Hayal, güzelliği de ismi gibi ancak hayallerinizde kurabileceğiniz bir büyüye sahip. Bu kadar hoş birinin var olacağı kimin aklına gelir ki?
Durun... Daha bitmedi tabi ki! Bar masasında, pijamalarını değiştirmemiş ve saçını tepeden değişik bir topuz yapmış, aynı zamanda gözlerinin altı torbalarla dolmuş bir hanımımız daha var. Kendisi kız kardeşim olur, o da aynı annem gibidir. Su gibi güzel ve biraz deli dolu... Gözlerinin altındaki torbalar elbette ders çalışmaktan oldu. Dışarıdan bakan biri çılgın ve işi gücü eğlence olan birini görür ama bu görüntüsünün altında emin olun bir arı var. Çok fazla çalışıyor ve biraz bunalmış durumda.
Tabi şimdi herkes babamı tanıtmamı bekliyor. Aslında kısaca bahsedebilirim, adı Hakan'dı. Muhteşem yakışıklılıkta bir adamdı ve çekici aile tablomuzun baş karakteriydi, tabi bir trafik kazasında onu kaybedene kadar. Annem çok zor toparlandı, biz de öyle. O yüzden bu konudan çok bahsetmeyeceğim.
"Yazlıktayken sana ders çalışmayı yasaklıyorum artık Melinda." Annemin sesi biraz sitem biraz da gurur doluydu. Yine de onun bu endişeli halini gördükçe Melinda'dan daha çok strese giriyordu. "Biraz kafanı dağıtman lazım, eğlenmelisin. Zaten rakiplerinden çok ileridesin."
"Annee," dedi yorgun bir sesle. "Biraz kahvaltı yapıp uyumalıyım. İki saat sonra bir deneme çözeceğim, kendime gelmeliyim."
"Deneme yok, gidip Lilya ile yüzeceksin." Sonra beni gördü, ışıldayan gözleri endişeden arınıp tebessüm etti. "Günaydın tatlım."
"Günaydın." Gülümsedim ve bar masasına oturdum. "Annem haklı Melinda, şu haline bak. Olayı gereğinden fazla abartırsan bildiğin şeyleri de unutacaksın. Dışarıya bak, harika bir hava var. Biraz yüzmeye gidelim."
"Evin havuzunda daha dün yüzdüm."
"O sayılmaz, denize gideceğiz."
"Harika," dedi annem. "Ben de gelirim, biraz kız vakti geçiririz." Krepleri tabaklarımıza koydu ve karşımıza oturdu. Melinda tam ağzını açmıştı ki annem üzüm tıktı. "Kahvaltını yap ve plaj çantanı hazırla bebeğim, güneşlenmeliyiz."
"Sen heyecanlı mısın?"
Melinda'ya döndüm. "Biraz heyecanlıyım, üniversitenin ilk senesi olacak. Neyse ki Asu ve Naz'da benim sınıfımda olacak." Onlar yazlıktan arkadaşlarım, ikisi de son derece eğlenceli insanlar. Küçüklükten beri birbirimizi tanıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BENİMSİN (+18)
Teen FictionFarklı karakteri ve takıntılı ruh haliyle ondan kim kaçabilir? Gözüne, tam dişine göre birini kestirdi, alana kadar da durmayacak.