BOLCA AKSİYON VE AŞK DOLU BİR BÖLÜME HOŞ GELDİNİZ. OY VE YORUMLARINIZI SAKINMAZSANIZ ÇOOK SEVİNİRİM. HEPİNİZ ÖPÜLDÜNÜZ. 👼
Uykumdan o kadar huzursuz uyandım ki... Ağlamaktan kurumuş gözlerimi açmak zor oldu, kirpiklerim birbirine yapışmıştı. Yatağımda oturdum ve öylece boşluğa baktım, Eren gerçekten öldü mü diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Vicdan azabı duyuyordum, hiç olmadığı kadar... Suçumun olup olmadığını düşünüyordum.
"Uyandın mı?" dedi Asu yanıma gelerek. "Uyku ilacı vermemi ister misin?"
"Olmaz, bir şey olursa uyanabilmem gerekiyor."
"Bak, biz yanındayız. Eren'in ailesi kayıp başvurusunda bulundu."
"Onun evine gitti Asu. Bana gideceğini söyledi ama kanıtım yok çünkü ses kaydım da yok. Kimseyi inandıramıyorum. Zaten artık çok geç, evini arasalar bile cesetten kurtulmuş olmalı. Kim bilir onları nereye koydu..."
"Bak, çocuk manyak olabilir ama bu katil olduğu anlamına gelmez. Başına ilk kez böyle bir şey geliyor ve haliyle nasıl düşünmen gerektiğini bilmiyorsun."
"Öldürdü diyorum Asu! Adamın telefonu toprağın altında çalıyordu, neden kimse inanmıyor?"
Kapım hızla açıldı ve Naz korku dolu gözlerle bana baktı. "Bunu görmen lazım Lilya."
Korkuyla yerimden kalkıp koşar adımlarla aşağı indim. Karşımda duran kişi gerçekten Eren mi? "Ölmedin mi?" dedim şaşkınlıkla. "Neden ortadan kayboldun?"
"Bazı önemli işlerim vardı," dedi düz bir sesle.
"Ne işin vardı Eren? Öldüğünü sandım, neredeydin? Onun evine gideceğini söyledin."
"Evet ama gidemedim. Bir işim çıktı ve onunla uğraşıyordum."
"Ailen senin adına kayıp ilanı çıkarttı," dedim bağırarak. "Arayabilirdin."
"Of Lilya, sana hesap mı vereceğim ben? Sadece iyi olduğumu gör diye geldim." Kapıyı çarpıp çıktı.
Kızlarla birbirimize baktık. "Sıçtın sen," dedi Naz. "Ulaç'ı resmen katil olmakla suçladın."
"Ama telefon toprağın altından çalıyordu."
"Kızım belki de korkudan dolayı dikkat edemedin. Yani insan panik olunca yarı kör oluyor biliyorsun. Çocuğun mahallede katil diye adını çıkarttın farkında mısın? Yani kapına gelip bağırması yanlış ama bu katil olduğunu göstermez ki. Hepimizi de seferber ettin Lilya."
"Naz öyle olduğuna inanmasam neden yapayım bunu?"
Asu sırtımı sıvazladı. "Korkudan dolayı dikkat edememiş olabilirsin, baksana çocuk sapasağlam."
Naz çantasını aldı. "Artık eve gitsem iyi olur, sonra görüşürüz." Sesi sinirliydi, çekip gitti.
"Bunun derdi ne?" dedim Asu'ya.
"Bak, sadece senin için çok endişelendik. Şimdi her şeyin bir yanlış anlaşılma olması onu kızdırdı. Ben dostunum, o da öyle. Bence Ulaç'a bir özür borçlusun." Çantasını aldı. "Gitmeliyim, aileme uzun süredir görünmüyorum. Babam ev hapsi cezası vermeden görünmeliyim. Gelmek ister misin?"
"Hayır, burada kalacağım. Teşekkür ederim, her şey için." O çıktı ve ben şokla koltuğa oturdum. Çok saçma, çok saçma... Öldüğüne emindim.
Telefonuma gelen bir bildirimle irkildim, Asu'dandı. "İnstagrama bak, artık korkmana gerek yok. Biz yanındayız."
İnstagrama girdim, Eren biriyle öz çekim paylaşmıştı ve altına şu notu yazmıştı. "Uğruna her planımı iptal ettiğim kadın <3" Bu mu gerçekten? Bu kadar basit bir konu için mi bunca korkuyu yaşadım? İçimden ona küfürler ederek yukarı çıktım ve duşa girdim. Kendime gelene kadar da çıkmadım. Sonra ilk işim pijamalarımı giyinip yatmak oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BENİMSİN (+18)
Teen FictionFarklı karakteri ve takıntılı ruh haliyle ondan kim kaçabilir? Gözüne, tam dişine göre birini kestirdi, alana kadar da durmayacak.