YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN, FİKİRLERİNİZİ ÇOK MERAK EDİYORUM. İYİ OKUMALAR CANIMIN İÇLERİ. 💚💚
Lilya içeri girdiğinde Asu ve Alp'in gittiğini fark etti. Ona biraz pizza ve bir not bırakmışlardı. 'Annem beni çağırdı, gitmek zorunda kaldık. Daha sonra uğrayacağız.'
"Güzel," diye mırıldandı ve hemen ardından bahçe kapısı büyük bir gürültüyle açıldı, Ulaç sinir patlaması yaşıyor ve korkunç görünüyordu. Suratı kızarmış ve gözleri asabiyetle irileşmişti.
"Beni orada bir bok parçası gibi bırakıp gidemezsin!" diye bağırdı. Elleri titriyordu.
"Kendine gel, beni korkutuyorsun. Nasıl göründüğünün farkında mısın?"
"Seni kıskandığım için suçlu olmayacağım Lilya, duyuyor musun?" Dibine kadar girip gözlerinin içine baktı.
Lilya bir adım geri attı, sesi titriyordu. Korkuyordu. "Sakinleş, gerçekten korkuyorum Ulaç."
"Kim korkuyor gerçekten? Nankörsün!"
"Benimle düzgün konuş ve bağırmayı kes."
"Bağırırım! Nankörsün çünkü sorunlarımın olduğunu bile bile yapıyorsun bunu."
"Ne yapıyorum?"
"Onunla konuşuyorsun, bilmiyor muyum senden hoşlandığını? Aptal yok karşında Lilya. Sıkıntılı bir süreçte olduğumu bile bile onun bahçesine gidip sohbet ediyorsun, seni kıskanınca da sorun yapıyorsun."
"Beni kıskanmadın sen Ulaç, ona saldırdın. Beni lafla uyarsan olay bu kadar büyümeyecekti. Şiddete meyilli biri olduğunu nereden bileyim ben?"
"Lilya aptal mısın sen? Katil olduğumu düşündüm ben, sence birini dövmeyecek bir karakterim mi var? Bana söz vermiştin, tedavi olmam da yardımcı olacaktın. Beni orada sakinleştirmek yerine iyice damarıma basıp çekip gidiyorsun. Böyle mi destek oluyorsun?"
"Nasıl birine saldırıp bir de üste çıkabiliyorsun sen?"
"Bana destek olacaktın!" diye bağırdı yeniden. "Destek! Destek!"
"Kapat çeneni, bir kere de anlayabiliyorum."
"Yalancısın sen, diğer herkes gibi yalancının tekisin."
"Kabalaşıyorsun."
"Kaba olan sensin, anladın mı? Yarı yolda bırakıyorsun beni, yanımda olduğunu hissettiremiyorsun."
"Onunla kahve içtim diye saldırdın Ulaç, farkında mısın?"
"Hastayım diyorum Lilya, anlıyor musun? Psikolojik olarak hastayım, benden normal davranmamı bekleme sakın. Senin baban küçükken anneni dövüyor muydu? Seni öldürmeye çalıştı mı? Evden kovdu mu? Anneni gözünün önünde öldürdü mü Lilya?"
"Hayır çünkü babam hiç olmadı, bunu benim suratıma vuramazsın. Hatanı kabul etmek yerine hastalığının arkasına saklanamazsın."
"Şanslısın, keşke benim babam da böyle şeyler yapacağına ölseydi. Bu yüzden benden sakın normal davranmamı isteme. Tamam mı? Destek olmayacaksan da bana sakın yalan söyleme." Arkasını döndü ve aceleyle evden çıktı.
Elleri titreyen Lilya olduğu yere oturdu, sakinleşmek için bekledi. Ulaç korkunç görünüyordu, ona saldırmasından korkmuştu. Bu neydi böyle? Her hoşuna gitmeyen durumda istediğini yapıp ben hastayım mı diyecekti?
Yarım saat kadar oturduğu yerden kalkamadı. Melinda'nın araması ile kendine geldi. Görüntülüydü, kendini toparlayıp yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi ve aramayı açıp bir süre konuştu. Daha sonra yukarı çıkıp duş aldı ve pijamalarını giyindi. Yeniden aşağı indiğinde telefonu çalıyordu, arayan Alex'ti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BENİMSİN (+18)
Teen FictionFarklı karakteri ve takıntılı ruh haliyle ondan kim kaçabilir? Gözüne, tam dişine göre birini kestirdi, alana kadar da durmayacak.