siz : bak mesela,
siz : benden gökyüzünü çizmemi isteseler, ben yarım yamalak yeteneğimle hiçbir ayrıntısını atlamadan seni çizmeye çalışırım.
siz : bir şiir yaz deseler seni yazar, türkü söyle deseler yine senin adını söylerim.
siz : güzel şeylerden bahset deseler, dilim döndüğünce, saatlerce, hiç bıkmadan ellerini anlatırım.
siz : yuvan nerede diye sorsalar kollarının arasını, memleketin neresi diye sorarlarsa gözlerini gösteririm.
siz : sonra, imkânım olsa iki kaburgamın arasında saklarım seni, dünyanın kiri canını acıtamasın diye.
siz : yürüdüğün yolda ne kadar çakıl, diken varsa hepsini temizlerim ki rahatça yürü.
siz : olur ya üzerim, belki yarım bırakırım, o zaman kendime düşman olurum.
siz : yarım kalmışlıklarını tamamlayamazsam, sana yuvandaymış gibi hissettiremezsem, bana da yazıklar olsun.
siz : bunun adı çok sevmek değil, sevdâ vurgunu yemek.
siz : ben belki anlatamadım, sen anla.