"Şu kalp atışların var ya ahu bakışlım her sana dokunduğumda hızlanıyor ve ortaya çok güzel bir melodi çıkıyor. Ve bu melodi o kadar huzur verici ki ben heykel yaparken bile bu kadar çok huzur bulmuyorum be güzel bebeğim." dedi bana hayran hayran ba...
Kafamı çevirip arkaya baktığımda gördüğüm 06 KBTK 06 plakayla kaşlarımı çattım. Bu plaka yer altında Karabatak'a ait plakaydı. Karabatak pek tekin biri değildi tamam bizde tekin biri değildik ama o çok farklıydı.
Beni tanımıyordu ama Barbaros sayesinde beni tanıdığına emindim. Barbaros'un da bizden başka kimsesi yoktu ve en değer verdiği kişiler arasında birinci sırada ben vardım. Barbaros da bizden sonra en yüksek mertebedeydi. Sözü fazlasıyla geçiyordu yer altında. Bu yüzden takip edildiğime emindim.
Arabanın direksiyonunu kırıp hızlı manevra yapıp sola saptım. Amacım onları atlatmaktı ama biraz zor gibiydi. Çünkü onlarda benimle aynı anda aynı hareketi taklit etmişlerdi. Uzun süredir beni kolladıklarına emindim çünkü yapacağım hareketleri önceden ezbere bilmiş gibi yapıyorlardı. Bir manevra daha yaptığımda onlarda bunu hızlı bir şekilde taklit ediyorlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kafamı eğip yan koltuğa eğildim. Telefonumu attığım yan koltuktan alıp Barbaros'u aradım. Telefon çalarken dikiz aynasına baktığımda arabaların hala beni takip edip ateş ettiklerini gördüm. Kafam eğikken araba kullanmak çok zordu.
"Efendim abisi." dedi Barbaros keyifli bir sesle.
"Barbaros peşimde Karabatak var. Bana ateş açtı. Ve mermim çok az." dedim sakin bir sesle..
"Benim evin oradaki Çankaya yolunda." dedim yolda sağa dönerken. Bir anda cam kırılma sesiyle yüzümü buruşturdum. Kafamı hafif arkaya çevirip baktığımda arka camımın paramparça olmuştu. Evet belki yer altındaydım ama hiç bir zaman tek başıma takip edilmemiştim.