"Şu kalp atışların var ya ahu bakışlım her sana dokunduğumda hızlanıyor ve ortaya çok güzel bir melodi çıkıyor. Ve bu melodi o kadar huzur verici ki ben heykel yaparken bile bu kadar çok huzur bulmuyorum be güzel bebeğim." dedi bana hayran hayran ba...
Sıcak bir aralık gecesi ıslatır yanmış tenimi yaklaşır o güzel bedeni kendisi yakamoz güzeli.
Yaşlı Amca-Yakamoz Güzeli
*
*
*
*
Bazı anlar vardır ağzımızdan çıkanları kulaklarımız duymaz. Şu an yaşadığım şey tam olarak o andı. Ağzımdan çıkanı kulağım duymamıştı. Ama pişman değildim.
Pars suratıma şaşkınlıkla bakarken ben de yere değmeyen ayaklarımı parkeye uzatıp yerimde dikleştim. Parkenin soğukluğunu ayaklarımda hissedince parmaklarımı büktüm. Sehpaya doğru eğilip sehpanın üstündeki fincanı alıp yerime yaslandım. Sağ ayağımı soğuk parkeden çekip sol ayağımın altına koydum. Sırtımı yumuşak puflara yaslayıp elimdeki fincandan bir yudum aldım. Ağzıma gelen papatya çayı tadıyla yüzümü buruşturdum. Bitki çaylarını çok sevmezdim. Ama kokularını fazlasıyla severdim.
"Efendim?" dedi Pars uzun süre sonra şaşkın bir sesle. Kafamı çevirip Pars'a baktığımda dirseklerini dizine yaslamış sağ elindeki kupasıyla bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Bir kere söyledim duysaydın." dedim umursamayarak. Kafamı televizyona doğru çevirip görüş alanımda Pars'ı çıkardım. Kapalı televizyona dalıp bakarken Pars bir anda önümde belirince irkilerek kafamı Pars'ın yüzüne çıkardım.
"Hadi." dedi elini uzatıp. Bön bön suratına bakınca "Uyumayacak mıyız?" dedi masum bir sesle. Uzattığı eline baktıktan sonra gözlerimi gözlerine değdirdim. Gözlerinde küçük bir çocuk vardı. Sadece gözlerine bakarak bir çok şey çıkarabilirdim. Önemli olan bakmak değil görmektir dedikleri bu muydu? Gözlerinde bir çok acı vardı. Gözlerinde belki de yaşayamadığı anlar vardı. Kim bilebilir ki?
Elimi uzatıp elini tuttum. Biçimli, kemikli güzel olan ellerini tuttum. Sıkıca. Kocaman avuçlarında ellerim küçük kalmıştı. Ama görüntü o kadar güzeldi ki...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Pars'ta ellerimi sımsıkı tutunca sağ ayağımı sol ayağımın altından çıkarıp soğuk parkeye bastım ve yerimde doğruldum. Ayağı kalkınca Pars ile aramdaki mesafe bir adım kadar vardı yoktu belki de. O mesafeyi bir adım atarak kapattım. Bir kaç saniye bekledikten sonra sağ elimi kaldırıp Pars'ın ensesine atıp kendime doğru çekip dudaklarına kapandım.