Baş Başa

3.4K 56 9
                                    

Gözlerimi açtığımda hava yeni aydınlanıyordu sağ tarafıma döndüğümde tekrar dün geceki o güzel manzarayla karşılaştım. Atlas uyuyordu ve sanırım tek masum göründüğü zaman gözlerinin kapalı olduğu zamandı, artık buna emin olmuştum. Yüz hatları, elmacık kemikleri, çene çizgisi o kadar güzel gözüküyordu ki dokunmamak için kendimle bir bir türlü savaş veriyorum ve sanırım yenilmek üzereyim. Elim yavaşva önce çenesine doğru gitti oradan yanaklarına doğru bir yol çizdim ve en son saçlarında durdum saçlarında biraz oyalandım. Ne kadar da yumuşak, ipeksiydi insanın dokundukça dokunası, sevesi geliyordu. Birden beklemediğim anda Atlas'ın mırıltılı homurdanışını duydum gözlerim irileşti ve hemen hızlıca elimi saçından çektim.
"Güne senin ellerinle başladık hadi hayırlısı bakalım Kumsal hanım."
"S... Sen uyumuyor muydun?"
"Hmm yaklaşık 3, 4 saattir uyanığım sanırım."
"Ne!? Ne yaptın o kadar saat neden uyumadın?"
"Seni izledim."

Söylediğinden sonra gözlerim fal taşı gibi açılmıştı,nasıl yani beni mi izlemişti onca saat. Ne düşünmeliydim şimdi ben?

"Nasıl yani beni mi izledin, neden?"
"Bilmem uyurken gözüme ayrı bir güzel geldin benim de uykum kaçmıştı seni izlemek istedim suç mu?" Sanki bir ara gözlerimi kapattığımda yüzümde bir şeyler hissettim gibi?"
dedi flörtöz bir biçimde oyun oynamak istiyordu ve ona istediğini vermeye karar verdim.
"Evet ben de uyanınca seni biraz izledim ve yüzün gözüme "ayrı bir güzel göründü" ben de o yüzden dokunmak istedim ve dokundum suç mu?"
Bu sefer her zaman bana olan şey ona olmuştu ve şuan zevk alıyordum. Gözleri kocaman olmuştu ve afallamış bir şekilde bana bakıyordu. Benden böyle bir hamle beklemediği açıktı kendisi hep açık saçık konuşuyordu ama ben hep tam tersiydim ilk defa böyle bir şey denedim ve şuan Atlas'ın karşımdaki halini gördükçe gülmemek için kendimi zor tutuyordum.Daha fazla tutamadım ve kıkırdamaya başladım.
"Kumsal hanım bakıyorum da benim yatağımda yatmak sana yaramış resmen bana yürüyorsun şu an."
"Ne! Ben mi sana yürüyorum Atlas?"
Yani karşılıklı gibiydi aslında ama neyse.
"E ben masum masum uyurken benden faydalanan sensin kızım."
"Bir dakika ne! Faydalanmak mı? Çıldırdın herhalde Atlas tövbe yani iyi ki dayanamayıp biraz dokundum sanırsın taciz ettim."
"Ahahahaah dalga geçiyorum canım  sakin ol yoksa ne var "dayanamayıp" biraz dokunduysan değil mi?"
" Off Atlaaas!"

Son söyledikleriyle biraz sinirlenmiş olabilirim,sinir kat sayımın birden yükseldiğini söylemiştim. Atlas'ın asla umursamadığı yarasına biraz baskı yaptım ve acıyla inledi. Bu bana zevk vermedi desem yalan söylemiş olurum.

" Kumsaaaaal!"

Bağırdı ve birden üzerime dönüp beni altına aldı.Bu hareketi karşısında salağa bağlamıştım resmen şu an üzerimdeydi ne oldu böyle birden,nasıl bu hale geldik biz?
"Atlas!? ne yapıyorsun in üzerimden be!"
"Ah Kumsaaaal bak böyle şeyler yapma yükseliyorum kızım!"
Adımı ilk defa böyle bir tonda söylemişti, sesinde anlayamadığım bir şey vardı öfke mi desem şehvet mi desem bilemedim.İçim titredi ama bu beni korkuttuğundan değil aksine arzudan titredim, hayatımda ilk defa böyle bir şey hissediyordum ve ne olursa olsun onu tanımıyor olsam da hislerimin arkasında duracağımdan emindim. Arzulu bir şekilde
"Neyi yapmayayım Atlas? Diye sordum."
Sabrını sınıyordum ve eğlenceliydi.
"İşte bak yapma bunu bana şu an yaptığını yapma. Yaralıyım bak ben zorlama beni."
"Atlas farkındamısın bilmiyorum ama şu an üzerimdesin."
Laf olsun diye de demiyorum gerçekten şu an kelimenin tam anlamıyla benim üzerimdeydi.
"Senin sayende bu duruma geldik tahrik ettin beni kızım tahrik ettin!"

Şu an durumumuza gülmemek için kendimi zor tutuyordum, o da bunu anlamış olacakki birbirimize baktığımız an ikimizde deli gibi gülmeye başladık ve Atlas üzerimden kalkıp tekrar yanıma geçti ama bu sefer yatağın arkasına yaslanıp oturur pozisyona geçti. Ben de onun yaptığı gibi oturdum ve tekrar birbirimize baktık ama bu sefer gülmedik, ikimizde anlamlı ve derin bir şekilde gözlerimizin içine bakıyorduk. Tam o sırada kapıdan içeri pat diye biri girdi. Bu ilk gün de gördüğüm korumalardan biriydi.
-Hay amınakoyim ne olmuş dün öyle abi?
-Lan Göktuğ! Salakmısın oğlum önce bir kapıyı çalsana hayvan!

Nedense ben birden basılmışız gibi hissettim ve tedirgin olup öksürerek yataktan kalktım. Atlas kısa bir saniye bana döndü ve tekrar Göktuğ diye seslendiği çocuğa döndü. Çocuk mahçup bir bşr ifadeyle başını önüne eğdi ve konuşmaya başladı.
-Abi ben çok özür dilerim. Misafirin olduğunu bilmiyordum ben dün gece olan çatışmayı duyunca birden öyle unuttum direk daldım.
-Tamam Göktuğ hadi çık sen üzerimi değiştirip geliyorum.
Ben rahatsızca köşede ayakta bekliyordum. Atlas yataktan yavaşça kalkıp yanıma geldi ve tam karşımda durdu.
"Bu güzel anlarımızı bozmak istemem ama gitmem gerekiyor sorulacak bir hesabım var."
"Ama daha yaran iyileşmedi bu şekilde bir şey yapamazsın Atlas."
"İyileşti, iyileştirdin merak etme sen beni halledemeyeceğim bir şey değil. Çocuklar seni eve bırakırlar. Ben üzerimi değiştirip çıkacağım."
"Ama..."
"Aması yok işte be Kumsalım söz halledip hemen yanına geleceğim."

Bana ilk defa Kumsalım dedi ve karnımda bir karıncalanma hissettim. Bana bu şekilde seslenmesiyle birlikte  hemen yumuşadım ve söylediğini kabul edip odadan çıktım,aşaşıya indim ve evin ilk halinde olduğu gibi takım elbiseli adamlarla dolu olduğunu gördüm. Ben kapıdan çıkarken peşimden korumalardan 2 tanesi de geldi ve önüme geçip bana yol göstermeye başladılar, sesimi çıkarmadan takip ettim ve bahçedeki lüks arabalardan birine doğru ilerleyip kapıyı açtılar arabaya bindim ve sessizce camdan yolu izlemeye koyuldum. Atlas evimin adresini onlara vermiş olacak ki mahalleye kadar getirdiler. İnmek istediğimi söyledim ve ikiletmeden şoför koltuğunda olan adam arabayı kenara çekti. Tam arabadan inecekken yanında oturan koruma bana duyunca donakaldığım o cümleyi söyledi.
-İyi günler, yenge.
Kelimenin tam anlamıyla donakaldım. Bana yenge dedi yenge. Yenge dedi lan bana inanamıyorum. Neydik şimdi biz, ne olacaktı, bunlar gerçek miydi bilmiyorum ama hissettiklerim gerçekti bunu biliyordum. Bundan sonra ne olacağı da kaderdi, birlikte yaşayıp göreceğiz.

KAÇAMAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin