Ayrılık

1.1K 43 19
                                    

Her zaman en sevdiklerimiz sokmaz mı hançeri sırtımıza?

Atlas

Telefonumun titremesiyle uzun süredir oturduğum banktan kalktım ve cebimden cihazı çıkarttım. Ekranda yazan isimi görmemle birlikte hemen aramayı cevapladım.

Caner kişisi arıyor...

-Evet
-Yenge seni çağırıyor
-Uyandı mı?
-Kendine geleli çok oluyor
-Neden haber vermedin o zaman Caner?

Sesimin yine biraz yükseldiğini farkedince telefonu biraz kulağımdan uzaklaştırdım ve derin derin nefes alıp verdim. Sakince tekrar konuşmaya başladım.

-Tamam Caner kusura bakma çok uzakta değilim zaten geliyorum şimdi hemen

-Dur! Seni bu yüzden aramıştım

-Ne yüzden aradın Kumsal'a bir şey mi oldu yoksa Caner!? Yoksa, yoksa bebeğe-

-Kumsal seni istemiyor abi.

Ve bir cümleyle beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Telefon yavaşça kayarak elimden düştü.

Hayır hayır bu olamazdı değil mi? Kumsal beni görmek istemiyor olamazdı.
"Siktir" haber vermeden o saçma yere gittim diye miydi bütün bunlar?
Bu mümkün olamaz, hayır.

Düşüncelerimden hemen sıyrılıp mantıklı düşünmeye başladım ve eğilip hızlıca telefonu yeniden elime aldım neyse ki bu lanet şeye o kadar para saymam sonunda bir işe yaramıştı tek bir çizik bile yoktu.

Ekrana baktığımda Caner ile olan arama hala sonlanmamıştı.

-Klüpteki görüşme için yapıyor biliyorum ben ama onun gönlünü almasını bilirim ben Caner, geliyorum birazdan.

-Dur dedim Atlas, dur! O seni gerçekten görmek istemiyor şu an sırası değil ben zaten yanındayım sen de biraz sakinleş ikinizin de yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Çıldırmak üzereydim. Tam şu an geberip gitmek istiyordum.

-Dalga mı geçiyorsun sen benimle Caner!? Ne demek görmek istemiyor.

-Yeter artık bana bağırıp durma, birkere de tek seferde dinle anla ve insan gibi davran sadece bir kere!

Ve telefon yüzüme kapandı,kaç senedir hayatımda olan  Caner gerçekten ilk defa benimle böyle konuşuyordu. Daha önce çok anlaşmazlıklarımız oldu fakat bu farklıydı o beni gerçekten Kumsalımdan uzak tutmak istiyordu.
Artık gerçekten kafam almıyordu, ya o piç kurularından birini öldürecektim ya da kendi kafama sıkmama ramak kalmıştı.
Hızlı ve sinirli adımlarla arabaya doğru yürüdüm, sertçe kapıyı çarptım ve koltuğa oturur oturmaz hızla var gücümle gaza bastım.
Nereye gittiğimi bende bilmiyordum sadece son günlerde olanlar kafamı çok yormuştu ve toplamaya, ya da kelimenin tam anlamıyla kafamı hatta beynimi dağıtmaya ihtiyacım vardı.

9 gün sonra...
Atlas

Tam dokuz gündür deli gibi Kumsal'ı arıyorum ve iki bin tane mesaj yazdım fakat tek bir cevap bile yok. Okuyor ama cevap yazmıyor.
Kumsal benim açık yarama hançeri soktu ve bir sağa bir sola çevirerek zehirli kanımı etrafa akıtıyor.

Kaç saattir olduğunu bilmiyorum zaten artık saymayı da bıraktım ama günlerdir gözüme bir damla bile uyku girmedi. Caner ile iletişim halindeyim, Kumsal'ı güvenli evlerden birine götürdüğünü ve hala benimle kesinlikle konuşmak istemediğini söyledi. Kaç kere evin kapısına gittiğimin haddi hesabı yok.
Yalvardım lan ben, Atlas Ateşoğlu yalvardı. Kapıyı açsa dizlerine kapanıp bile yalvarırdım. Ama o yine açmadı o kapıyı günlerdir olduğu gibi yine açmadı. Ben vazgeçmedim, utanmadım yine yalvardım, Utanmazdım zaten neden biliyor musunuz? Çünkü ben o kadına gerçekten aşığım, ben ona bağımlıyım.
Ve bağımlı olduğunuz şeyden uzak kalırsanız delirmekten
ya da belki de ölmekten başka çareniz kalmaz...


KAÇAMAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin