İMAMIN KIZI -LEZ

on dört

Saliha: O dar eşofmana sevgilin kızmıyor mu xd

Saliha: Ne gevşek birisiymiş.

Umay: Yoo hatta onu çıkar çıplak dolaş dedi de ben okul bu görüntüye hazır değildir diye yok dedim.

Saliha: Dalga geçme oç

Umay: Dalga geçmiyorum ciddiyim.

Umay: Sevgilim senin gibi yobaz değil.

Saliha: Bunun yobazlıkla ne alakası var dangalak.

Saliha: Ela bile bunun götü ne güzelmiş lan dedi.

Saliha: İnsan sevgilisinin götünü dikizlettirir mi?

Saliha: O zaman millet çıplak dolaşsın amk.

Umay: Lan sen o yüzden mi birden Ela'ya vurdun ahsishdşebdşebdşenrşshpwge

Saliha: Yoo o yüzden vurmadım, bana ne.

Saliha: Sevgilin düşünsün xd

Umay: Doğru, o düşünsün. (13:21)

görüldü (13:22)

Saliha: Gerçketen sevgilin mi amk şerefsizi doğru söyle. (13:32)

Umay: Yemin mi edeyim oç

Umay: Sevgilim işte.

Saliha: Sana hiç inanasım gelmiyor.

Saliha: Yılan.

Umay: İnandırmak için istersen tuvalete götürüp öpeyim, davetli olmak ister misin?

Saliha: Öyle bir şey yap ki ağzına sıçayım.

Umay: NAH.

Umay: Ne kötü kötü bakıyorsun lan?

Saliha: Siktir git gözümün önünden.

Umay: Sen siktir git, piçe bak.

Saliha: Bakıyorum şu an xd

Umay: Haha çok komik espri.

Saliha: Kes oç. (13:36)

görüldü (13:37)

Saliha: Umay siktir git götüne bir hırka sar. (13:52)

Umay: Bu sefer de Betül mü laf etti?

Umay: Kafasını tutmuş acıyla.

Saliha: Çok konuşma.

Umay: Ulan ne kadar da 'ibne' varmış etrafında :dd

Saliha: Sen açarsan, bakarlar tabii.

Umay: Bu nasıl savunma lan.

Umay: Al daha çok çekecem yukarı, daha fazla belli olsun.

Karşı bankta oturan Saliha'ya baktığımda mesajı okur okumaz bakışlarını bana çevirdi. Kader yanımda telefonuyla konuşuyordu. Ayağa kalkıp eşofmanımı daha çok yuları çekmek için bir hamle yaptım.

Tam o sırada Saliha dişlerini sıkıp ayağa kalktı. Evet biraz korkutucu görünüyordu ama umursamadım. Okulun basketbol, voleybol toplarının olduğu depo'ya doğru gitti. Geri yerime otururken telefon titredi.

Saliha: eğer iki dakika içinde gelmezsen, sevgilinin saçını başını yolarım.

Evet tabii ki bunu yapabilirdi ya da yapamazdı bilmiyorum. Ama tehtit etmese de giderdim zaten. Aşık olmak harbiden salaklıktı. Telefonla konuşan Kader'e döndüm.

"Kader, benimki çağırıyor. Ben gidip geliyorum." dediğimde sırıtıp baş parmağını kaldırarak 'tamam' işareti yaptı. Ben de gülümseyip ayağa kalktım.

Ayağa kalktığımda eşofmanımın gerçekten dar olduğunun farkındaydım. Ama yenisini de almıyordum çünkü bu markaydı ve yırtılana kadar kullanmak istiyordum. Saliha'nın abarttığı kadar bir darlık yoktu, ben son çektiğimden sonra aşırı daralmıştı.

Elimi cebime koyup onun tayfasının önünden geçerken bakışları beni bulmuyordu. Acaba Saliha onlara benim için vurduğunda kendini nasıl açıklamıştı. Depo ve okulun bahçesine giden yol aynı yerde olduğu için ikimizin de aynı yere gittiği muhtemelen belli olmazdı.

Depo'ya doğru yürüyüp kapıyı açtığımda Saliha bir sigara yakmış sinirli bir şekilde içerken, bakışları bana döndü. Sırıtmak istedim ama sinirli görünmem gerekiyordu. Kaşlarımı çatarak yanına gittim.

"Ne istiyorsun dalyarrak?" diye sordum elim cebimde.

Bana bir bakış atıp sigarayı dudaklarının arasına alıp gözlerini kıstı. Ardından hırkasının fermuarını açıp çıkarırken kaşlarım çatık bir şekilde bakmayı sürdürdüm. Hırkasını çıkarıp yanıma geldi, ben ne olduğunu anlamadan hırkayı belime bağladığında elimi hafifçe yukarı kaldırdım afallayarak.

Bir düğüm atıp geri çekildiğinde sigaradan bir duman çekip parmaklarının arasına aldı. Dumanı güneş görmeyen depo'ya üflerken, gözlerimin içine bakmayı sürdürdü.

"Eğer bunu çıkarırsan, sikerim belanı."

Benim bir şey dememe izin vermeden sigarasından ard arda dumanlar çekip ardından yere atıp ayağı ile ezdi. Burnundan ve ağzının yanından dumanlar çıkarırken bana bir bakış atıp elini cebine koydu ve kapıya doğru yürüdü.

Ben afallamış bir şekilde onun arkasından bakarken, o çıktığında kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Kıskanç ayı.