on altı

5.8K 339 13
                                    

"Abi ekmek var değil mi evde? Hiç aşağı inmeyeyim şimdi." diye bağırdım balkondan salona doğru.

"Var var, birazdan yemeği de hazırlarım." abim benden iyi yemek yapardı.

Sigaramdan bir duman daha çekip o görüyormuş gibi kafamı salladım. Bu balkon harici evde bir yerde oturamıyordum. En sevdiğim yer bu balkondu. Belki de aşk manzaralı diye.

Aşk dediğim anda aşağı apartmandan çıkan Saliha'yı gördüğümde kendi kendime gülümsedim. Muhtemelen yine evden gizlice çıkıyordu çünkü tedirgin tedirgin bakıyordu etrafına. Akşam ezanı okunmadan evden çıkıp, sonra da işim var diyerek geç gelecekti. Hızla telefonumu elime alıp yürümeye başlayan salağa mesaj attım.

Umay: Saliha baban geliyor.

Mesajı atıp sırıtarak ona baktığımda, telefon titreyince hızla elini cebine atıp çıkardı ve mesajı okudu. Okuduğu anda salak gibi kenara eğilerek gidip etrafına bakındı. Ben artık sesli sesli gülüyordum.

Etrafına bakıp babasını hiçbir yerde göremeyince bakışlarını balkona çevirip sinirli sinirli bana baktı. Ben ona gülümserken daha da sinirlensin diye öpücük gönderince dilini köpek dişlerinde gezdirip telefona doğru eğildi ve bir şeyler yazdı. Ardından arkasını dönüp yavaşça ilerledi.

Saliha: Allah kimseyi senin diline düşürmesin.

Saliha: Yılan karı.

Umay: Nereye gidiyorsun yine prenses ajşsjsşajslxnaözjalndlajslwmwğkw

Saliha: Ela kuzenini çağırmış yine mekana, oraya gidiyorum xd

Umay: Hmm iyiymiş.

Umay: Biz de belki oraya geliriz.

Saliha: Abini o mekana getirecek kadar ne içtin?

Umay: Abimle değil ki, Kader bizim eve gelecek. Daha sonra sıkılırsak oraya geliriz.

Tabii ki yalandı, sadece şerefsiz kız geçen boynunu öpen çocuğa gittiği için sinirlenmiştim. Bakışlarımı boş sokağa çevirdim. Ardından telefona çevirdim, çevirimiçiydi ama bir şey yazmıyordu.

Kafamı kaldırıp baktığımda sinirli bir şekilde sokağın başından geri eve doğru yürüyen Saliha'yı görünce istemsiz bir kıkırtı yükseldi ağzımdan. O ise bakışlarımız birleşince, bana kin dolu bir şekilde baktı.

Apartmana girdiğinde büyük bir kahkaha attım. Karnımda kelebekler geziniyordu sanki. Dakikalar sonra Saliha'nın perdesi çekilip camı açılınca dudaklarımı birbirine batırdım.

"Sen yine neye gülüyorsun." abim elinde bir tava ile balkona girince yeniden kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

Abim geldiğinde ona kısık sesle olanı anlattığımda, o da kalın bir sesle gülmeye başladı. Biz yemeği yerken Saliha arada camdan çıkıp bizim balkona ya da sokağa bakıyordu.

Saatler geçtikçe ben daha çok keyiflenmiştim, sadece bir ara yemek yemeye gitmişti çünkü babası gelmişti. Sofraya oturmazsa muhtemelen kırk yıllık öğüt verirdi. Onun dışında hep penceredeydi. Gözüm gönlüm açılmıştı. Akşam çökünce, pencerenin kenarında bir sigara yakıp içmeye başladı. Eline telefonu aldığında saniyeler sonra benim telefonum titremişti.

Saliha: Sevgilin seni atlattı galiba, gelmediğine göre.

Saliha: Yazık kaç saattir bekliyorsun xd

Umay: Bana değil de sana yazık.

Umay: Ben değil sen bekledin :d

Çatık kaşları ile bana baktığında gülümsemem daha da büyüdü. Birkaç saniye yüzümü süzüp yeniden ekrana baktı.

Saliha: Kandırdın mı beni orospu çocuğu.

Saliha: Zaten gelmeyecekti değil mi şerefsiz.

Umay: Valla saatler sonra anladın, helal olsın.

Saliha: Sen çok yılansın, seni orospu.

Umay: Düzgün konuş sikmiyim belanı.

Saliha: Kes lan, at siki

Umay: Şş öpim bi kere

Saliha: Valla ss alır gönderirim o piçe.

Umay: Biz medeni insanlarız, bir şey demez.

Saliha: Hay senin medeniyetini sikeyim.

Saliha: Gidip çay içeceğim, sinirlerimi hoplattın.

Saliha: Kevaşe.

Umay: Hadi git git, çok nöbet tuttun.

Kafasını kaldırıp yeniden bana sinirli sinirli baktığında, sigarasından bir duman çekti. Ben de o sırada telefonu bırakıp ona kalp yaptım sırıtarak. Bitmiş olan sigarayı dışarı attıktan sonra öfkeli bakışlarıyla kafasını içeri sokup pencereyi kapattı ve perdeyi çekti. Kafamı iki yana sallayarak gülüşümü hiç bozmadan, biraz geri yaslanıp huzurlu bir şekilde gökyüzüne doğru baktım.

İMAMIN KIZI -LEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin