İMAMIN KIZI -LEZ

on dokuz

Umay: Ela sana bir şey anlatıyor, baksana oraya.

Umay: Buraya baktığını görünce o da bakıyor, o bakınca Betül de bakıyor.

Saliha: Herhangi bir durum olur diye tetikte bekliyorum.

Umay: Bir anda öpse ne yapacaksın salak.

Saliha: Sus Allah korusun.

Saliha: Diğer elini sıranın üzerine koysana.

Umay: Neden lan?

Saliha: Onun da bir eli aşağıda, buradan tam göremiyorum el ele mi tutuşuyorsunuz diye.

Saliha: Gülme amk çocuğu kaldır elini.

Umay: Tamam lan tamam.

Umay: Sen bana baya aşıksın farkında mısın lan ayıcık?

Saliha: Aşık değilim.

Umay: Hoşlantı?

Saliha: Yav ben kızlardan hoşlanmam ki.

Saliha: Sen öptükten sonra dedim ki acaba ben lezbiyen mi oldum.

Saliha: Birkaç kıza falan baktım ama tık yok.

Umay: Ee bende ne oluyor?

Saliha: Ne bileyim biraz şey oluyorum.

Umay: Ne oluyorsun?

Saliha: Söyletme işte amk.

Umay: Ulan ayı, ulaan ayı.

Saliha: Pis pis gülme.

Umay: Tuvalete gel de bir öpeyim seni.

Saliha: LAN BENİM BABAM İMAM İMAM.

Umay: Tamam o zaman Kader'i öpeyim.

Saliha: Ebesini silerim amk yılanı tamam.

Umay: Adam ol hadi kalk

Saliha: Bari bir sigara al da içelim.

Elimi çantama atıp paketinden bir dal sigara çıkardım. Aslında cimri değildim ama aynı sigarayı paylaşmak istiyordum. Daha sonra Kader'e döndüğümde, bakışları beni buldu. Biraz merakla bekliyordu.

"Kader ben tuvalete gidiyorum." dedim biraz yalan söylemiş rolü yaparken, aslında Saliha'ya rol yapıyordum. Kafam karışmıştı.

"Bana ne kızım, git. Gelip ben mi tutayım?" Kader elindeki telefonla uğraşırken mırıldanınca hafifçe ayağına vurdum. Bakışlarını bana çevirdi. Dişlerimi sıkınca 'haaa' diye mırıldanıp biraz dikleşti.

"Tamam git, on dakikaya gel." dediğinde sesindeki otoriter sevgili tonuna gözlerimi devirdim. Bu nasıl cevaptı.

Sıradan çıkarken neyse ki bakışları normal sevgili gibiydi de Saliha çocuk gibi ona bakıyordu anlıyor mu diye. Ders boş olduğu için rahat bir şekilde yürüyüp çıktım ve tuvaletlere ilerledim.

Tuvalete girdiğimde en arka kabinin olduğu yere doğru gidip cebimdeki sigarayı çıkardım. İki dakika sonra tuvaletin kapısı açılınca Saliha gelince ona bir bakış atıp sigarayı yaktım.

"Gel şuraya girelim, müdür falan girer sigarayı yakalarsa siker belamızı." dediğinde dumanı içime çekip kafamı salladım.

Beraber kabine geçtiğimizde anında sigarayı elimden alıp dudaklarına götürdü. Ağzımdaki dumanı ona bakıp salarken gülümsedim. Bakışları bana döndü ve gözlerini kısarak sigaradan bir duman çekti.

Ondan birkaç santim uzun olduğum için kafamı çok hafif eğip uzanıp yanağından büyükçe öptüm. Dudaklarım ilk değdiğinde irkildi ama daha sonra kendini serbest bıraktı.

Boşta kalan eline uzanıp hafifçe tuttum ve biraz havaya kaldırıp dudaklarıma yaklaştırdım. Elinin her köşesini öperken sigarasını içerken dikkatli dikkatli bakıyor ve izin veriyordu.

Gömleğinin kolunu katladığı yere kadar ve yumuşak bir şekilde öptüm. Zarif elleri tam öpülesi duruyordu. Son bir öpücük daha kondurup bıraktığımda, dizlerini hafifçe birbirine bastırdığını görünce ilk afallasam da ardından korkmasın, ürkmesin diye ifademi hızla düzeltip bakışlarımı ondan çektim.

"Umay..." dedi derinden gelen bir sesle.

"Hım." gözlerinin içine bakarak, kendi ıslanmaya başlıyor oluşumu düşünmemeye çalıştım ama gözleri hiç buna yardımcı olmuyordu.

"Bu dar pantolonu değiştireceksin." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ne alaka lan?" dedim sinirle.

"Sınıftan çıkarken millet götüne baktı hep, ne var bu kadar dar giyiyorsun?" o da sinirlenmişti. Uzanıp parmaklarının ucundan tuttuğu sigarayı aldım işaret ve baş parmağım ile tutup bir duman çektim.

"Son senem zaten, bir de gidip yeni pantolon mu alayım?" gözleri şokla açıldı ve elini pantolonunun düğmesine attı.

"Tek derdin buysa al benim pantolonu giy ulan."

"Saçmalama ayı." dedim ve bitmek üzere olan sigarayı tuvaletin içine attım. O hâlâ sinirle bakıyordu.

"Umay..." dediğinde elimi havaya kaldırıp orta parmağımı kaldırdıp orta parmağımı kaldırdım.

Arkamdan sinirli bir şekilde gelse de dışarıda yanıma yaklaşamadığı için bir şey yapamadı. Gülmemek için kendimi zor tutarken sınıftan içeri girdim.

Kader bizi hiç umursamadan telefonuyla oynamaya devam ederken, Saliha nöbet tutmaya devam etti.