"İnşallah velilere haber vermemişlerdir." Saliha düşünceli düşünceli konuşurken, ayağıyla bir taşı top gibi fırlatınca ağaca değdi ve çıkan sesle yanımdaki Betül yerinden sıçradı.
"Velilere haber vermezler hemen, daha akşam çökeli iki saat oldu. Fark etmişseler aramaya çıkmışlardır. Bulamazlarsa daha sonra haber verirler." dedi Kader sakin sesiyle açıklama yaparken.
Saliha ona bir bakış atıp yeniden önüne döndü. Herkes panikle birbirine yapıştığı için birbirleriyle alakası olmayan kişiler yan yanalardı. Dağılmıştık.
"Bu da her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor." dedi Ela eliyle Kader'i göstererek. Ardından 'alla alla' diyerek ağız büktü.
"Tamam o zaman Ela hanım, hadi sizi takip edelim." dedi Kader sakince ama sinirlendiği belliydi. Ela ona bir bakış attı.
"Tamam." dedi ve eliyle herkesi durdurdu. Hepimiz ona bakarken o hafiften elini kaldırıp dikkatli bir şekilde etrafı dinledi.
"Dangalak." Saliha'nın tükürür gibi söylediği şeyden sonra 'şşş' diye bağırdı.
Ardından elini kaldırıp işaret parmağını yaladı ve havaya kaldırdı. Birkaç saniye durup indirdi, bize artist bir şekilde döndü.
"Rüzgar bu taraftan esiyor, bu tarafa gitmemiz lazım." dediğinde, Betül kafasına bir tane vurdu.
"Ne kadar salak bir kızsın sen ya!"
"Amına koyduğum beynim acıdı." deyip üzerine atlayacaktı ki yeniden büyük bir ses geldiğinde bir bağırtı koptu.
"Ya sikeceğim böyle işi of!" Betül korkuyla bağırdı ve Beyza'nın arkasına saklandı. Ela da kendine yakın duran Kader'in arkasına saklanmıştı.
Ben de korkup Saliha'yı omzundan tutup kendime çekince bana bir bakış attı. Tam bana bakarken bir uluma sesi gelince bizim bağırtımız daha fazla yükselmişti. Bu sefer Saliha da koluma yapışmıştı.
"Korkma." dedim fısıldayarak. Alttan alttan bana baktı ardından kolumdan elini çekti. Korkumu unutup ona üzgün bir şekilde bakarken, saniyeler sonra eli elime değip, avucumu avucuna yasladı ve sıkı sıkı tuttu.
Ortamı unutup kalbimin gürültüsü ile ona bakarken, o sanırım utandığı için bana bakmamaya çalışıyordu. Normal bir şeymiş gibi davranırken, karanlıkta ve bu kaosta kimsenin görmemesine rağmen ellerimizi biraz arkaya doğru tuttu.
"Ela kolum acıyor." Kader'in sesi karanlığın içinde geldi.
"Kanka kusura bakma." dedi korkuyla. Ufak ufak seyler gelmeye devam ederken Saliha'nın elini daha sıkı tuttum.
"Ben daha bir kişiyle bile öpüşmedim, ölmek istemiyorum." dedi Ela, ona baktığımda Kader'in koluna sıkı sıkı sarıldığını gördüm.
"Bu imamın kızı bile babasına rağmen tüm şehrin erkeklerini elden geçirdi, biz daha elimizi sürmedik." Betül'ün sesi geldiğinde kafamı Saliha'ya çevirdim.
"Beni karıştırmasana orospu çocuğu." dedi Saliha sinirle. Sinirlenip elimi çekecektim ama daha sıkı tutarak izin vermedi.
Bir fener ve bağırma sesleri geldiğinde birbirimize baktık. Ardından müdürün ve hocaların sesi geldiğinde Ela ve Betül avazı çıktığı kadar bağırdı. Sonunda gelmişlerdi. Saliha elimi yavaşça bıraktı.
Müdür gelip bizi bulunca götürene kadar azar çekti, ama Ela uzanıp sarılınca fazlaca korktuğumuzu anlayıp o da yumuşamıştı.
Çadırın olduğu yere geldiğimizde yemek yiyip biraz kendimize gelmiştik. Sigara molası da yapıp çadırlara geçtik. Daha sonradan öğrenmiştik ki, ormanda tilki sürüsü varmış. Müdürü de bu yüzden uyarmışlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMAMIN KIZI -LEZ
RomanceUmay: Ele gelince şapur şupur, bize gelince yarabbi şükür. Saliha: Siktir amk ibnesi. @khaleessiiii 'nin kitabının gxg şeklinde uyarlanmış halidir. {texting- metin karışık}