İMAMIN KIZI -LEZ

yirmi üç

"Herkes kendi sınıfındaki öğrencilerle kalacak. Kargaşa çıkmasın." dedi müdür ve elindeki kağıdı alıp yanına giden öğrencilerin isimlerini tek tek yazdı. Kızlı erkekli kalmaya izin vermiyordu.

"Ee ne yapıyoruz?" diye sordu Kader. Ben o sırada Saliha'ya bakıyordum. Gözleriyle birini arıyordu. Elimi cebime koydum.

"Herkes bir ismini yazsın, en sona kalalım belki bu salak beraber kalmamız için çözüm yolu bulur." dediğimde güldü. Bakışlarımı ona çevirdim.

"Kız, kusura bakma sana da sormadım hiç kabul eder misin diye falan. Belki sen yabancıyla kalmak istemezsin."

"Sıkıntı yok kızım, sevenler kavuşsun yeter." dediğinde gülümsedim. İşte adam gibi adam.

Tüm öğrenciler isimlerini yazdırırken bazen müdürün bağırtısı geliyordu. Adam aşırı kinliydi öğrencilere. Bu kamp olayını da milli eğitim mecbur kılmasaydı yapmazdı.

Saliha bana eliyle sürekli bekle işareti yapıp duruyordu. Normalde sinir etmek için Kader ile beraber ismimi yazdırıp kalırdım onunla. Ama sevdiğimle iki gece beraber uyuma ihtimali varken intikamı biraz ertelemiştim.

"Evet kimler kaldı?" diye sordu müdür. Etrafa baktığımda Beyza, Saliha, Kader ve ben kalmıştık. Ela ile Betül beraber kalıyordu. Normalde Saliha ile kalırdı ama demekki bir şekilde ikna etmişti.

"Ben Kader ile kalmak istiyorum hocam." dedi Beyza elini kaldırıp. Kader'e baktığımda onu süzdü. Sanırım nasıl biri olduğunu çözmeye çalışıyordu. Kız Saliha'ya bir bakış attığında bunu onun ayarladığını anlamıştım.

"Kader biraz sorun çıkar." dedim fısıldayarak. Kader bana baktı ve ardından yeniden role girdi.

"Hocam ben Umay ile kalmak istiyorum." dedi Kader kaşlarını kaldırıp. Saliha kaşlarını çatıp baktı.

"Ben Saliha ile kavgalıyım, gece kavga eder kimseye rahat vermeyiz." dedi Beyza. Hoca herkesin yüzüne baktı ardından tiksinen bir ifade ile kağıda geri döndü.

"Kader ve Beyza beraber kalıyor. Saliha'nın cırlamasıyla uğraşamam." müdür artık Saliha'nın kavgalarından bıktığı için hiç düşünmeden onları beraber yazdı.

İkimizin adını da yazdığında Kader bana göz kırpınca hafifçe gülümsedim, ardından Saliha ile kalacağımız çadırın önüne doğru gittim. O da arkadaşları ile konuşuyordu.

"Ne yapalım katlanacağım iki gün." dediğini duydum. O da numara çekiyordu.

Çadıra eğilip girdim ve iki kişinin rahatlıkla sığabileceğini gördüm. Çantamı kenara bırakırken saniyeler sonra Saliha da gelmişti. Çadıra girdiği an beni görünce sırıttı.

"Nası aldım ama seni?" dedi çapkın bir şekilde gülümseyip çadırın önünü kapatırken. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ya onunla kalsaydım?" dediğimde kulağını tutup ardından dişlerine vurdu.

"Allah korusun."

Kendimi tutamayıp gülerken, Kader'in gelişine bir kez daha mutlu oldum. O gelmeseydi bu salak asla bu hale gelmeyecekti. Derin bir nefes alıp çadırdaki hafif yatağın üzerine oturdum.

"Herkes yemek için birazdan ortada toplansın!" dışarıda bağıran hocayı duyduğumda bakışlarımı Saliha'ya çevirdim. O da telefonunu yukarı kaldırarak çekiyor mu diye kontrol ediyordu.

"Saliha gel yemeğe gitmeden önce biraz öpeyim." bakışlarını bana çevirdi direkt. Telefonunu indirirken kapalı olan çadırın girişine baktı.