"Anne, bunları giymek istemiyorum."
"Tatlım, eminim sana çok yakışacaklar. Neden giymek istemiyorsun?"
Jimin bakışlarını tekrar kıyafetlere çevirdi. "İnsanların bakışları hoşuma gitmiyor."
Hep böyleydi. İnsanların gözünü hep üstünde hissederdi. Kirli bakışlar, kirli düşünceler. Jimin hepsini gözlerinden görüyordu. Gözlerinden görmese bile insanların dudaklarından dökülüyordu.
Kendinden nefret etti. Dikkat çekmek küçük yaşında en nefret ettiği şey oldu. Annesi yüzünden, insanlar yüzünden olduğu kişiyi reddetti.
Ve her şeyi eline yüzüne bulaştırdı.
"Yapamam." Jin'in kalkık kaşları bu söz ile normale döndü. "Bakma bana Jin yapamam. Gidip ne diyeceğim?"
"Sadece özür dileceksin. Söylediğin şeyin çok yaralayıcı olduğunu farkındasın değil mi?"
Jimin bakışlarını kaçırdı. "Evet." Dedi sessizce.
"Yapacağın tek şey özür dilemek. Taehyung bunu hak ediyor."
Elbette hakediyordu. Jimin böyle düşünüyordu. Fakat utanç duygusu onu bırakmıyordu. Yüzüne nasıl bakacağını bilmiyordu. Ne olacaktı? Taehyung eskisi gibi davranmaya devam mı edecekti? Ya da bir daha Jimin'le asla konuşmayacaktı. Belki de onun piste girmesini bile yasaklayabilir, kovabilirdi.
"Biraz kendime zaman tanımalıyım." Dedi. Jin ise bu cümleden sonra daha fazla üstüne gitmek istemedi. İç çekerek ayağa kalktı ve lavaboda kahve kupasını yıkadı. O Jimin'den büyüktü ve bu zamana kadar her zaman abiliğini göstermişti. Fakat Jimin ilk defa aşık oluyordu. Jin bunun farkındaydı. Bu yüzden daha dikkatli davranıyordu. Fakat Jimin o kadar karışıktı ki, Jin bile bazen yolunu şaşırıyordu.
Diğer yandan Taehyung ise hayatının en berbat dönemlerinden birini yaşadığını düşünüyordu.
Jimin'in ağzından çıkan o cümle onu sadece gülmeye itmişti. Öfkelenmemişti, kızmamıştı. Sadece...ondan bunu duymak istemezdi. Onun aşka olan bir kalkanı olduğunu biliyordu. O söylemese de Taehyung onu tanıyordu. Bu yüzden onu ittiğini biliyordu.
Fakat çok yorulmuştu. Kendisi her ne kadar yara bere içinde de olsa Jimin'i iyileştirmeye hazırdı, elinden tutup kaldırmaya hazırdı. Bu kadar büyük bir darbeye gerek yoktu.
Taehyung vazgeçecekti. Bu çarptığı son duvar olacak, bir daha aynı hızla ona koşmayacaktı. Kalbine söyledi.
Bir daha asla koşmak yok.
"T.P.N'in tadilatı bugün bitti efendim. Bakmak ister misiniz? Saat üçte boşluğunuz var."
Ağzına aldığı viskiyi hızla yuttu ve kafasını iki yana salladı. "Gerek yok. Bana fotoğraflarını atabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Find Your Ice Spirit || Vmin
أدب الهواةJimin, sorunlu aile hayatıyla uğraşmaktan çok yorulmuştu. Üstelik homofobik bir anneyle yaşamak onu sandığından fazla zorluyor, kendini her seferinde buz pistine atarken buluyordu. Ama bilmiyordu. Kafasını dağıtmak için konserde karşılaştığı, ona as...