tαnı вєní

197 16 0
                                    

"Rahat bırak artık yetmedi mi çektirdiklerin!" Olanları uzaktan gözümde yaşlarla izlerken elim kolum bağlanmış durumdaydı.

Güneş Doğan'ın arkasına saklanmış olanlardan kendince bir kaçış bulmuşken geri kalan herkes net bir şekilde yüz yüzeydi.

"Sana saygımdan bir şey yapamıyorum ama daha fazla zorlamayın lütfen, büyüğümsün!"

Doğan her ne kadar sakin davransa da kelimelerinde ki baskıyı anlamamak mümkün değildi.

Vedat'ın yüzünde ki gülümseme koca bir kahkahaya dönüştüğünde sinirle kaşlarım çatıldı.

"Hepiniz bir hiçsiniz, çok kolay ezilecek böcekler bana karşı çıkmaya başlamış, bak sen!"

"Ben ölmediğim sürece siz rahat bırakmayacağım!"

Vedat arkasını geldiği gibi gittiğinde evin arkasına gözler kaydı. Koyu bir duman hızla kaplarken yanık kokusu ortalığa hakim olmuş ve ateşin en can alıcı rengini gözlere sunuyordu.

Tülin teyze feryatla yere yığıldığından ağzından sadece Dora kelimesi çıktı.

Doğan onu tutmaya çalışırken Güneş bir köşede ne yapacağını şaşırmış öylece bu olaydan onu çekmesi gereken bir el bekliyordu.

Bi'hışımla içeriye koştuğumda evin içi çoktan tutuşmuştu.

Kat kat her yere hızlıca göz atarken bir yandan da bağırıyordum.

İkinci kata çıkıp yine her odaya baktıktan sonra tek bir oda kalmıştı.

Emindim, Dora içerideydi.

Kapıyı hızlıca açtığımda Dora'yı yatağın kenarına çökmüş ağlarken gördüm.

Ama o ağladığını bile farkında değildi.

Yanına koştuğumda anlamsız gözleri aynı kalırken nefes alışverişleri yavaşlamıştı.

Hızlıca merdivenlere zar zor yürütürken alevler daha fazla yayılmıştı.

Yardım almak için artık pes ettiğimde Doğan'a bağırdım.

İçeriye anında koşup Dora'yı sırtladı ve dışarı bahçeye çıktı.

Bahçede onlar kalırken ben evde yangını söndürmeye çalışıyordum.

Siren sesleri kulaklarımı sağır ederken hızlıca evden çıktım.

Dora kendinden geçmiş vaziyette çimlerin üzerinde uzanırken yanı başına koştum.

Gözleri yavaşça bulduğunda gözlerimden akan yaşlarla gülümsedim.

"Sen.."

Sevinç ve üzüntüyü aynı anda yaşarken gözyaşlarım bağımsız bir şekilde yanaklarımdan boynuma yol almıştı.

Cümlesini devam ettirememişti. Bilmesine üzgün değildim.

"Hemde her ne zaman ve her ne saatte olursa olsun dedim"

Hafif başıyla onayı beni dünyalar kadar mutlu ederken içimden dua etmekten başka bir şey gelmemesi gözyaşlarımı hızlandırmıştı.



👩‍❤️‍👩

8mart kutlu olsun ♾️

ʙᴇᴅᴇɴᴅᴇ ᴋɪ ʀᴇɴᴋʟᴇʀ •ʏᴀʀı ᴛᴇxᴛHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin