+evlat, senin sorunun ne biliyor musun ? korkuyorsun. evet, korkuyorsun. hayatın acı gerçekleriyle yüzleşmekten korktuğun için böyle zırvalıkların arkasına sığınıyorsun. onları kendine kalkan ediniyorsun ve kendini bu dünyadan soyutlamaya calışıyorsun. çünkü sen kahrolası bir korkak ve ezikten başka biri değilsin ve böyle kalmaya da mahkumsun.
- hayır. yanılıyorsunuz. ben, ben mükemmel bir hayata sahip olsaydim da eğer düşünmeye devam etseydim yine bu acıları yaşayacaktım. tıpkı daha öncekiler gibi. ne ilk ne de son olacağım bu lanete uğrayan.
+kendini kandırmaya devam ediyorsun. eğer mükemmel bir hayatın olsaydı, siktiğimin hiçbir felsefi düşüncesi aklına gelmezdi. şimdi o lanet hayatına dön, ve kahrolası bir şeyleri düzeltmeye çalış.
-hayır,kesinlikle anlamıyorsunuz. evet, haklısınız hayatımdan memnun değilim ama bu bir kaçış yolu değil. keşke öyle olsaydı. kaçtığınız yer size acı verir mi ? insan acıya kaçar mı ? bu gerçek. alabildiğine gerçek. damarlarımda dolaşan kandaki her hücrenin köküne kadar işleyen acı bir gerçek. ömrüm boyunca asla farkına varmamış olmayı dileyeceğim bir gerçek.
+evlat, bu konuşma burda bitmiştir. çıkabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biteviye
Документальная прозаhayatın ve ölümün anlamı üzerine felsefe. Yazdım, yazmasam çıldıracaktım. Beynime üşüşen düşünceler her an, her dakika beni yiyip bitiriyordu. Onları bir kağıda kusarsam, beni rahat bırakacaklarını umdum.