Büyük Plan

122 8 0
                                    

        " Bir gün devran döner, herkes yaptıklarının bedelini öder "

Dün geceden beli uyuyamamıştım. Tarığın yüzü geliyordu aklıma. Annemle abime beli etmemek için kendimle Cebeleşsem de abim çoktan ben de birşey olduğunu anlamıştı. Ona Tarığın burada olduğunu söyleyemezdim. Bunu daha kendime inandırmazken ona demem doğru değildi...
Kahvaltı masasında elimdeki çatala tabağın içindeki zeytinleri çevirip duruyordum en sonunda annemin elimdeki çatalı alıp masaya bıraktı.
"kızım, neyin var senin sabahtan beri hiç bir şey yemedin. Ve dalıp dalıp gidiyorsun. Eğer başka bir şey varsa ve sen bunu demiyorsan??? "

Annemin elini tutup" gerçekten birşeyim yok, bir hastamı düşünüyordum. Riskli bir ameliyat olacak o yüzden onu düşünüyordum. "
Annem inanmamıştı ama daha fazla üstlememişti. Telefondan saate bakıp masadan kalktım.

" hastalarım beni bekliyor, ve ayrıca iki önemli ameliyatım var, sizinle burada kalamak çok isterdim. "

" elif boşver bizi, ben şimdi annemi gezmeye götüreceğim. Bakalım bu mardinde neler varmış."

"oğlum sen gez ben evdeyim"

"öyle olmaz anne, sende çıkacaksın, hava al biraz değişik bir ortam gör. İstanbulda bile hiç dışarıya çıkmıyorsun. Annem bazen nefes almak gerekiyor. Ve buda dört duvar arasında olmaz. Üzme bizi"

"elif doğru söylüyor, beş dakika bile olsa o dışıraya çıkılacak." diyip anneme sarıldı.
Nefes almayı bilmeyen biriydim ama anneme nefes al diyordum..
O dört duvar arasındaydı
Benim kafamın içinde dört duvar vardı ve ben çıkamıyordum, şimdi de annemi rahtlatmak için dediklerim ne kadar işe yarardı bilmiyorum......

Evden çıktıp ferzanın arabına doğru ilerledim. Havanın kokusu burnuma usul usul esiyordu. Açık olan saçlarımı da hafif hafif okşuyordu....
Arabanın kilidine basıp kapısını açıp yerleştim. Arabayı çalıştırdığım gibi durmam bir olmuştu. Abim kapıyı açarak arabaya bindi.

"annem gelmiyor, bende seninle çarşıya kadar çıkayım dedim."
.
"sen annemi mardine getire bildiğine şükret" diyerek tekrardan arabayı çalıştırdım

"doğru söylüyorsun, onu buraya getire bilmek için az dil dökmedim. Ama yinede dışarı çıkması için de konuştum, sonuç ortada."

"biraz daha zamana ihtiyacı var. Ben ne kadar zamanla iyleşeceğime inanmasam da yinede küçük bir umut annem için" diyip yola odaklandım.

"can kırıklarımız oldu sürece biz daha nasıl iyi olacağız bilmiyorum"..

Dediğinde sessizlik oluşmuştu, abime baktığımda etrafı inceliyordu. Arada bana dönüp burası neresi, şurası neresi diye sorular yöneltiyordu. Bende sorularını cevaplaraken ferzanın konağının önüne gelmiştim..abime dönüp.

"arabayı sahibine bırakma zamanı geldi."
Arabadan inerek telefonumdan ferzanı aradım.konağın önünde olduğumu ve anahtarı kime vereceğimi sormuştum ve oda geliyorum diyip kapatmıştı. Abim arabamı işaret ederek

"ne yapalım bununla idare edeceğiz" dediğinde yanına ilerleyip omzuna çarptım Birtane "onunla kibar konuşurmusun" diyip önüne dikildim.

"iyi tamam," diyip bana sarılmıştı.
İyi ki senin gibi biri var canım abim. Yaşama sebeplerim...

Arkadan gelen öksürük sesiyle ayrıldığımızda, arkamı döndüğümde ferzanla göz göze gelmiştim..

Ferzan gözlerini kaçırıp sert ses tonuyla "anahtarı alayım" dediğinde ona uzatım. Kaşları çatık bir şekilde arkasını dönüp gideceği sırada arkasından seslendim. "teşekkür ederim sağol" dememe rağmen hiç bir şey demeden yürümeye devam etti. Neden sinirliydi acaba....

CAN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin