7.bölüm

1.2K 135 81
                                    

3bin okunma olmuşuzzz 🎉

İnstagram :cerisellaa

Kitabıma kapak yapabilecek kişiler istegramdan bana ulaşırsa çok sevinirim.

Satır arası yorum yapın lütfen

İyi okumalarr

Bu haberi alınca kapıdan çıkacaktık ki muhafız eliyle bizi durdurup

“Kral Tılsım’ın peruk takmasını söyledi “dedi. Kaşilarımı çatarak

“Neden?” diye sordum

“Bilmiyorum bana sadece bunu size iletmemi söyledi”.dedi kafamı sallayıp içeri geri girdim .

Dünyaya giderken beyaz saç çok dikkat çektiği için ve parladığı için peruk giyerdim. Biraz da olsa insanların bakışından böyle kaçardım. Şuan ise kral dünyada olmamama rağmen peruk takmamı istemişti. Krala herkesten çok güvendiğim için sebebini sormadan takabilirdim. Peruğu güzelce taktıktan sonra cildimi kapatacak siyah cübbe giydim. Cübbe büyük olduğu için her yerimi kapatmıştı. Hazır olduktan sonra aşağı tekrar indim. Girişte olan dolaplardan her ne kadar gücümüzle savaşacak olsaktan bıçak alıp kemerime taktım. Kapıdan çıktığımda Alesi kurt formunda buldum
Üstüme bin deyince beklemeden bindim.

Hızlı bir şekilde savaş çıkan yere vardığımızda güç kullanıcılarının evleri yaktıklarını gördüm. Bu görüntü  sinirimin gittikçe artmasına sebep oldu. Bizim tarafta olan su kullanıcıları evleri söndürüyordu diğerleri ise savaşıyordu. Alesin üstünden indiğimde

Dikkatli ol deyip savaşın ortasına sürüsünün yanına koşmuştu.

Bende gözüme kestirdiğim kişiye kalp krizi geçirtmekteydim. Çocuk çığlığı duyunca kaşlarımı çatarak dikkatlice etrafıma baktım. Sonunda bulmuştum bir kadın çocuğun kolundan tutmuş elini eritiyordu. Bu görüntüyü gördüğüm an kadının kan akışını öyle bir kesmiştim ki anında yere yığılmıştı. Çocuğun yanına şifacı olan deren geldiğinde göz göze gelince onları bırakıp diğer düşmanlarla ilgilenmeye başlamıştım.
Bir düşman daha burnundan ve gözlerinden kan akarak yere düştüğünde etrafıma baktım. Başında taç olan bir adam gülümseyerek savaşı izliyordu. Bu onun son gülümsemesi olacaktı. İlk önce vücudundaki kanı hissetim sonrada ayaklarındaki kanı dizlerine topladım. Piskopat yanım ortaya çıkmıştı artık onu öldürmeden bırakmayacam. Kan dizlerinde toplandığı için dizlerinin üstüne düşmüştü. Şaşırmış gibi etrafa bakarken benimle göz göze geldi. Ayağa kalkmak istiyor ama acıdan kalkamıyordu. Yavaşça yanına yürümeye başladım o sırada kolundaki kanın akışını hissetmeye başlamıştım ve bu çok güzeldi. Kolundaki kanı eline topladığımda eli şişmeye başlamış ve kırmızılaşmıştı. Adam elini tutarak bağırmaya başlamıştı. Kafasını eğip eline baktığında taç düşüp ayaklarımın önüne yuvarlanmıştı. Eğilip tacı aldıktan sonra incelemeye başladım. Taç için güç kullanılmış olmalıydı çünkü buzdandı ama soğuk değildi. Kesinlikle bu tacı kimseye vermeyecektim resmen aşık olmuştum. Adamın yanına vardığımda kolumu boynunda gezdirip kanının akışını hisettim. Elimi gezdirdiğim yerlere küçük küçük acılar vererek ilerliyordum. Şah damarının üstünde durunca adamın yüzüne baktım fazlasıyla acı çekiyordu ama ara ara verdiğim için bayılmıyordu. Yaşlıydı ama dinç bir adamdı. Tacı olduğuna göre bize savaş açan ülkenin kralı olmalıydı. Acısını azalttığımda başını yukarı kaldırarak benimle göz göze geldi. Göz rengi beyazdı ve ben daha önce bu göz rengine sahip birini hayatım boyunca görmemiştim. İnsanı etkisi altına alacak kadar güzeldi. Yanımda birini hissedince gözlerimi adamdan çekip yanıma baktım. Kral gelmiş gülümseyerek ellerimin altında acı çeken adama bakıyordu.

TILSIM(KAN) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin