TILSIM(KAN)

10.bölüm

8bin okuma oldukk🎉🎉

Bana instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz.

İnstagram:cerisellaa

Oy ve yorum atmayı unutmayın

İyi okumalar

Yılan kadın Lisa kral Victor’un karnına kuyruğunu geçirmiş duvarda sabitlemişti. Bu görüntü iliklerime kadar titrememi sağlamıştı. Üzüntüm yavaş yavaş kendini öfkeye bırakırken gözlerimi Lisa’nın sarı gözlerine diktim. İçimdeki güç gittikçe artıyordu. Daha fazla beklemeden Lisa’nın gözlerinde ki kanın akışını hissetim kendisi gibi mide bulandırıcıydı. Kanın akışını gözlerine doldurunca kan fışkırmaya başladı. Gözleriyle işimi hallettiğimde sıra kuyruğuna gelmişti. Kralı duvara sabitleyen kuyruğundaki kanı hissedip ilerlemesini kesince kuyruğunda güç kalmadığı için yere savrulmuştu. Bora ve Yalın kral yere düşmeden yakalamışlardı. Lisa’dan çıkan tiz çığlık sesiyle gözlerimi ona çevirdim.  Gözleri sarı ışık saçmaya başlamış ve doğrudan bana bakıyordu. Yerinde hareketlenip benim üstüme geleceği sırada birden durmasıyla kaşlarımı çatıp neden donmuş gibi durduğuna baktım. Boranın gözlerinin değiştiğini doğrudan Lisa’ya baktığını görünce onu etkisi altına aldığını anlayıp. Yerimde durmayarak kralın yanına koştum. Bedeni o kadar kötü gözüküyordu ki gözümden bir damla yaş aktı. Hızlıca yanına ilerleyip yaralarıyla ilgilenen şifacılara baktım. Göz göze gelince 

“hayati tehlikesi var. Sana ihtiyacımız olabilir yanımızdan ayrılma.” Dedi kafamı sallayıp beklemeye koyuldum. Şifacılar ellerini kralın karnının üstünde değdirmeden bekliyor ve bir şeyler fısıldıyorlardı. Belimi saran kolları hissedince irkilip yan tarafıma döndüm Ales bana bakınca gözlerimi tekrardan krala çevirip Ales’e biraz daha sokuldum. Belimdeki elini sıkılaştırınca dikkatimi tekrardan krala verdim. Şifacılardan en yaşlısı fısıldamayı bırakıp hemen bana döndü. Eliyle aceleyle yanını gösterince Ales’ten ayrılıp hızlıca kadının yanına çöktüm. Eliyle karnını gösterip bana ne yapacağımı anlatmaya başladı

“biz gücümüzle yarayı iyileştirmeye çalışacağız ama her hangi bir durumda kan akmaya başlarsa sen o kanı durdurup vücuduna dengeli bir şekilde geri göndereceksin. Eğer yapamazsan bizimde gücümüz bir işe yaramaz. Büyük bir sorumluluk ama seni strese sokmasın yeterince vaktimiz var hazır olduğunda söyle harekete geçelim.” Dedi. Kafamı sallayıp derin nefes aldıktan sonra kralın vücudundaki kanı hissetmeye başladım kanın akışını ellerimde hissedince elimi karnının üstünde durdurdum duruma göre elimle kanın akışına yön vereceğim.  Kadına başımla onay verdiğimde gözlerini kapatmış ve diğerleri gibi bir şeyler fısıldamaya başlamıştı. Biraz zaman geçtikten sonra kralın kanında hareketlilik olmaya başlamıştı kaşlarımı çatarak elimle kanın hareketlendiği yeri başka tarafa gönderip hareketliliği kestim. Derin nefes alarak elimi hareket ettirmeden durmaya devam ettim. Şifacılar ellerini kralın bedenine değdirince kan akışı karnına doğru yol almaya başladı. Panik olmadan sakin bir şekilde karnına giden kanı vücuduna dengeli bir şekilde dağıtmaya başladım. Kanı hareketi kesmedikçe zorlanmaya başlamıştı. Zorlanmamdaki tek sebep bu değildi ayrıca ben gücümü hiçbir zaman böyle bir şey için kullanmamıştım. Gözlerimi kapatıp kana daha çok odaklandım. Yavaş bir şekilde dağıtmaya devam ettim. Birden bütün şifacıların kafası geriye düştü ve göz bebekleri kayboldu. 

Her şey birden oldu ben daha ne olduğunu anlamadan kan karnına doğru gitmiş ve dışarıya boşalmaya başlamıştı. Korkuyla ellerimi nereye koyacağımı şaşırmıştım. Arkamdan sıcak kollar belimi sardı ve ensemde sıcak bir nefes hissettim. Çok geçmeden Ales’in sesini de işittim

“Sakin ol ve kana tekrardan odaklanmaya çalış. Şuan burada kralı kurtarabilecek kişi sadece sensin. O yüzden sakin ol ve kanı dengede tutmaya çalış.”