13.bölüm

482 55 17
                                    

İnstagram:cerisellaa

İyi okumalar

Bir uçurumun kenarında saçlarım rüzgardan uçuşurken gözlerimi gökyüzüne dikmiş bekliyordum. Uykumdan alınıp buraya getirilmiştim. Ne olacağını bilmediğim için etrafıma bakarak bekliyordum. Sağ tarafımdan çok şiddetli bir rüzgar esmesiyle gözlerimi kısarak o tarafa bakmaya başladım. Rüzgar dinip kesilince tozların arasındaki gece kadar siyah olan devasa ankaya bakakaldım. Ben ne kadar beyazsam o tam tersi simsiyahtı. Büyülenmiş gibi gözlerimi ondan ayırmadan bekliyordum. Zihnimde kalın bir ses duyunca bunun ankadan geldiğini anlamam kısa sürmüştü.

“Ben Asil. Tılsım yıllardır olmayan mühre sahip Tılsım. Benim kanatlarım senin kanatların olacak ikimizde aynı kanatları kullanacağız. Ben hep senin zihninde olacağım. Yıllardır uyuyordum ve beni uyandıran sen oldun. Bu mührün ne kadar güçlü olduğunu söylememe gerek olmadığını düşünüyorum. Ben gerçekte var olmadım sadece zihnindeyim. Eğer bir gün bana ihtiyacın olursa gücümü sana veririm. Kanatların birazdan çıkmaya başlayacak ve bunun acılı bir süreç olacağını biliyorsun. Yaklaş bana”

Yavaşça Asil’e yaklaşmaya başladım önüne gelince başını yüzüme kadar indirip gözlerime bakarak nefesini bana üfledi. Çok sıcak olmaya başlamıştı. Sırtım yanmaya başlayınca eğilmiş ve bağırmıştım. Kendimi ne kadar tutmaya çalışsam da acı geçmedikçe bağırmaya devam ediyordum. Sırtımın yırtılmaya başladığında çığlıklarım her yeri inletiyordu. Sırtımda bir ağırlık oluşunca ve acı yavaş yavaş geçmeye başladığında derin nefes alabilmiştim. Sonra birden sırtımın ortasında öncekinden daha az bir yanma oluştu ve hemen gitti. Gözlerimi Asil’e çevirdiğimde dikkatle beni incelediğini gördüm.

“Gözlerime bak”

Gözlerine baktığımda yansımamı görmüştüm. Kanatlarım simsiyahtı ve yere kadar uzanıyordu.

“Sırtında beni temsil eden bir dövme oluştu tam kanatlarının arasında. Şimdi uyanma vakti unutma ben her zaman senin zihnindeyim.”

Gözlerimi bir şeyin yere düşme sesiyle açtım. Kaşlarımı çatıp etrafa anlamsızca bakarken yerdeki Ales’i gördüm. Şaşkınlıkla ona bakarken sırtını tutmuş ve ayağa kalkıyordu. Neden düştüğünü anlamaya çalışırken sırtımın rahat olmadığını fark edip arkama baktım. Kanatlarım iki yana açılmış bir şekilde duruyordu. Ales’in neden düştüğünü de böylece anlamış oldum. Ben gülerken Ales’te kanatlarımı inceliyordu

“bu ne zaman oldu?” dedi şaşkınlıkla.

“rüyamda oldu ve bu kanatları nasıl saklayacağımızı bilmiyorum.” Dedim sıkıntıyla. Ales yanıma gelip anlıma öpücük kondurdu ve

“bir şekilde çözeriz sıkıntı etme “ dedi. Gülümseyerek beline sarıldım. Biraz öyle durduktan sonra geri çekildim ve yataktan kalktım.

“kanatlarıma alışmam için geçen atladığımız uçuruma gidelim.” Dedim. Kafasını sallayarak

“tamam ben giyinip çıkıyım ve buradan insanları uzaklaştırayım.”

Ales çıktıktan sonra her ne kadar banyo kapısından geçmekte zorluk verse de geçip işlerimi hallettim ve saçımı güzelce topladıktan sonra çıktım. Dolapta kıyafet bakınırken bikini üstümü görünce en iyisinin bu olduğunu düşünerek giyinmiş ve altına da kot şort geçirip evden çıkmıştım. Ales beni kapının önünde bekliyordu ve dediği gibi evin etrafında kimse yoktu.

“kimsenin olmamasını nasıl başardın?” gülerek.

“sürümü alet etmiş olabilirim.” Dedi.

TILSIM(KAN) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin