5. Bölüm

896 57 18
                                    

Rihanna| cry , yazarken dinlediğim bir şarkıydı ve ruh halimi yansıtıyordu.

Multide Alfa Serisinin yakışıklıları vaar

Derin, huzurlu uykum sabaha karşı gözlerimi ansızın açmamla bölündü. Güneş, fon perdenin arkasından yeni doğduğunu belli edercesine cılız ışığını bulduğu açıklıktan odaya yansıtıyordu. Saç diplerimdeki ter damlaları ensemde birikmiş sırtıma damlıyordu. Sağ elimle yataktan destek alırken sol elimle de saçlarımı karıştırdım. Sırılsıklamdım. Başımda inanılmaz bir ağrı vardı, bedenim hayli bitkin ve uyuşuktu. Aynı zamanda üşüyordum ama diğer yandan da yanıyordum. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalktım ve komodinin üzerindeki sürahiden büyük bardağa ağzına kadar suyla doldurdum.

Ağzımın içi kupkuruydu. Boğazım yutkundukça ağırıyor, midem susuzluktan kıvranıyordu. Aynı zamanda acıkmıştım da. Günlerdir ağzıma tek lokma almamıştım ama ben saatler önce luraxon denilen tek attığım içkiyi ve üzerine kokteyliyi mideye yollamıştım.

Midesi hassas birisi olarak tek dikişte bitirdiğim su da midemi rahatlatmak yerine iyice kasılmasına sebep olmuştu. Bacaklarım ve kollarım titrerken midem biraz daha kasıldı.

Kusacaktım.

Telaşla ayağa kalktım ve banyo olmasını umduğum kapıya doğru koştum. Ayağım masaya çarptı ve üzerindeki şey her neyse gürültüyle yere çarparak düştü. Kapıyı açarak ışığa uzandım ve klozetin önünde eğilip midemdeki içkiyi ve bir bardak suyu çıkardım. Bir elim klozetin kenarına tutunurken diğeriyle mideme baskı uyguluyordum.

Öğürmelerim şiddetlendi ama daha fazla bir şey çıkmadı. Yalnızca midemi söküp atmak istercesine öğürüyordum ve bunu yaparken de hüngür hüngür ağlıyordum. Ben hasta olmaktan hoşlanmazdım. Ben kusmaktan da hoşlanmazdım çünkü bu sebebini bilmediğim bir korkuya kapılmamı sağlıyordu.

Kapının açıldığını ve telaşlı adım seslerinin bana yaklaştığını öğürmelerimin arasında duydum ve kendimi bastırmaya çalıştım ama bu girişimim daha çok öğürmem ve ağlamamla başarısızlıkla sonuçlandı.

Yalnızca birkaç saniye sonra yüzüme dökülen saçlarım geriye çekildi ve sırtım bir el tarafından sıvazlandı.

“Yok bir şey sakin ol.” Nate'in eli sırtımı sıvazladıkça hissettiğim mide bulantısı kayboldu ve yerine yalnızca gözlerimden akan yaşlar kaldı.

“İyi misin? Büyüm odadaki hareketliliğe karşın duyarlı, senin hareketlendiğini hissedince yanına geldim. Ne oldu? Hasta mısın?” başımı sallamakla yetindim sadece.

“Kalk hadi” dedi. Sesindeki merhamet duygusallığımı tetikliyordu. Ben bu kadar duygusal ve çıt kırıldım bir kız değildim ama her şey üst üste geliyordu. Önce reglim, ardı sıra uğradığım saldırı ve şimdi de hastalığımın baş göstermesi sinirlerimi bozuyordu. Eli sırtımdan beni yönlendirirken su ona itaat ederek açıldı ve elimi uzatmamla birlikte şiddetlendi. Hissettiğim soğuklukla kendimi geriye çektim ve Nate'in göğsüne çarptım.

“Çok soğuk” dedim kırık bir tonda.

Kaşlarını çatarak suya uzandığında odağına beni aldı ve elini alnımın hizasında kaldırıp kaşlarını daha da çattı.

“Ateşin var. Dönüşmelisin, bu iyileşme sürecini hızlandırır.” dedi durumdan rahatsız olduğunu gizlemeden. Yabancı bir dilde konuşuyormuş gibi yüzüne baktığım sırada “Nasıl yapacağımı bilmiyorum” diyebildim. Eş zamanlı olarak yüzümü buruşturdum.

ALFA SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin