ALFA SERİSİ

3. Bölüm

Selamlar, iyi okumalar.

"Türü ne olursa olsun, kalbi olan tüm canlıların ulaşabileceği gerçek gözlerdeydi. Yalnızca onlar bunun farkında değildi."

Multide Elisa Bergamot var.

✨

† GELENLER VE BİLİNMEYENLER

Bedenim tonlarca yükün altında eziliyor gibiydi. Göz kapaklarımın üzerindeki ağırlık gözlerimi açmama engel oluyordu. Bazen dipsiz bir karanlık kuyuda boğuluyor gibi oluyordum ve nefesim kesiliyor, tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Dudaklarımdan dökülen boğuk iniltiler, kulağıma basınç altındaymışım gibi geliyordu. Beynimin içinde çığlık atan sesler ölmek istememe sebep oluyordu. Sonra aciz bedenimin bir varlığı algıladığını hissediyordum. Yanıma yaklaştıkça ve nefesini hissettikçe bedenim ona tepki veriyor ve kendimi kuş gibi hafif hissediyordum. Karanlığın dibindeki huzursuzluğum bir anda huzura bulanıp gevşememi sağlıyordu.

Dipteki ruhumun yüzeye çekildiğini hissettiğimde duyularım aktifleşiyor ve kulağıma, yanan odunların çıtırtısı doluyordu. Burnum, ahşapın kendisine has o mistik kokusuyla sızlıyordu. Hastalıklı bedenimde tüy kadar yumuşak bir his kol geziniyordu ve bu acılarımı azaltıyordu. Zihnim çoğu zaman dipsiz bir uykuda karanlığa boğuluyor, bazı zamanlarda ise uykuyla uyanıklık arasındaki o ince çizgide yaramaz bir çocuk gibi koşuşturan ruhumu izliyordu. Hissediyordum.

Hislerim hâlâ sapasağlam ayakta duruyordu. Kayra'nın dilinden düşürmediği, soyumuza armağan edilen o meşhur hislerim hâlâ benimleydi.

Kayra.

Sahi onlar beni hiç merak etmiş miydiler? Annem. Beni buraya gönderirken hiç düşünmüş müydü tüm bunları? Kalbimin, acıyla yoğrulduğunu hissettiğimde bedenim kaskatı kesildi. Gerginlik tüm bedenimi ele geçirdi ve sol gözümden bir damlanın yanağımda bıraktığı o ıslaklığı hissettim. Sonra alıştığım o varlıktan ziyade başka bir varlığı hissettim. Sıcak eli yüzüme yaklaştı. Birkaç saniye yüzümün kıyısında tereddütle dolandı ve işaret parmağının tenime dokunmasıyla titredim. Bedenim gevşedi, kalbimdeki o ağrı yerini dinginliğe bıraktı ama elmacık kemiğimdeki o sıcak parmaklar tenimde sakince oyalandı.

Kalbimin heyecanla titrediğini hissetsemde fiziki bir tepki veremedim. Parmağının usulca dolaştığı tenim alev alev yanıyor ve kendi etrafında dalgalanıyor gibiydi. Gözlerimi açmak için üstün bir çaba sarfettim.

Kimdi bu elin sahibi?

Midemdeki o heyecan içimde garip duygulara zemin hazırlıyordu ve parmak uçlarımın o tene dokunmak için karıncalandığını hissediyordum. Kendimi zorluyordum ama göz kapaklarımı açamıyordum. Sonra bir şey oldu ve tenimdeki parmak kendini geriye çekti. Yanımdaki sıcaklığın uzaklaştığını hissettiğim dakikalarda ruhumun aşina olduğu o varlık içeriye girdi. Ruhum ruhunu tanıyordu. Kulağıma boğuk sesler dolmaya başladı ve ben kendimi o sesleri algılamak adına uyanmak için bir kez daha zorladım.

Ruhum kendini geriye çekti ve ben o uçsuz bucaksız karanlığın içine bir kez daha hızla daldım.

**

Burnuma mistik bir koku geliyordu ve bu koku genzimi yakıyordu. Yanan genzime açlıkla guruldayan midemde eşlik ettiğinde ilk kez duyularımın bu kadar keskin olduğunu hissettim. Kulaklarıma gelen şöminenin huzurlu sesine eşlik eden bir de düzenli nefes alış veriş sesleri vardı. Dilimini bilmediğim bir zaman zarfı içerisinde yaptığım gibi sessizce bekledim ve etrafı dinledim.