0.4

30K 407 21
                                    

0527***: Sen delisin.

0527***: Ruh hastasısın.

0527***: Psikopatsın.

0527***: Hiç mi ailenin kulağına gitmesinden korkmadın, mavi göz?

0527***: Gerçi kime ne anlatıyorum ki?

0527***: Korkuyor olsaydın dün gece o barda Karan'ın kucağına oturmazdın.

0527***: Ailenin haberi var değil mi?

0527***: Bu takıntılı hallerini biliyorlar?

0527***: O yüzden sen Karan'ın şirketini bastığında kimse olay çıkartmadı.

0527***: Şaşırmadılar bile.

0527***: Toplantı odasına dalıp Karan'a dik dik bakman, ardından odasına geçip toplantının bitmesini beklemen...

0527***: Karan odaya geldiğinde kapıyı kilitlemişsin ve her şeyi yere atmışsın.

0527***: Çalışanlar pencereye bardak fırlattığını söylüyor. Gerçek bir ruh hastasısın.

0527***: Ya aşağıdan geçen birinin kafasına gelseydi?

0527***: O zaman ne bok yiyecektin?

Aşkım | Çevrim içi

Aşkım | Yazıyor...

Aşkım: Çok saçma bir şey oldu.

Aşkım: Dün akşam rüyamda bahsi geçmesi yetmiyormuş gibi şirkette onu gördüm.

0527***: Karan hakkında ihbarda bulunacak. Ne yapmayı düşünüyorsun?

Aşkım: Karan'ın şirketinde ne işi vardı?

Aşkım | Yazıyor...

0527***: Kimden bahsediyorsun bilmiyorum ama asıl konudan sapmasan mı?

0527***: Başın belaya girecek.

0527***: Belki bu sefer abin bile kurtaramaz seni.

0527***: Uzaklaştırma kararı aldırırsa ne yapacaksın?

Aşkım: Gitmesini istiyorum.

Aşkım: Varlığı rahatsız etti.

Aşkım: Hem bu tesadüf fazla büyük değil mi?

Aşkım: Ayrıca şu anki gündemim inan bana Karan ve sikik şirketi değil!

Aşkım: Hiçbir halt yapamazlar bana!

0527***: Kendine fazla güveniyorsun.

0527***: Çok fazla hemde.

Ω
İki yıl önce ↓

"Başına bela açacaksın bir gün..."

Elimi sargı beziyle dikkatlice sarmaya devam ederken nasihat çekmeyi de ihmal etmiyordu, sevgili ultra yakışıklı deli bey.

Şu an küçük bir çocuğa yaralanmadan büyümeyi öğretmeye çalışıyordu. Gördüğü yaram yüzünden dakikalar önce çatılan kaşları hâlâ düzelmemişti. Canımı yaktığım için bana olan öfkesi yerli yerindeydi.

Hadi ama daha tanışalı iki ay olmuştu!

Koyu kahve gözlerini başını eğdiği için göremiyordum. Alnına düşen saçları beni huzursuz ettiğinde boştaki elimle saçlarını yüzünden çektim.

Esmer teni, kusursuz yüz hatları, mükemmel bir burnu, yüzünü dikkat çeker hâle getiren bir çenesi ve dolgun dudakları vardı. Eğer beni her gün azarlamasaydı onu kesinlikle ideal erkek tipim olarak görebilirdim. Sonuçta yapılı bir vücudu vardı. Bana layıktı!

Gerçi Karan varken bu imkansızdı...

Aklıma gelen isimle yine yüzüm düştü.

"Sence aklına geliyor muyumdur?" diye sorduğumda sargıyı sarmayı bıraktı. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Ona anlatmıştım Karan'ı. İsim vermeden. Sadece onu ve duygularımı anlatmıştım. Birde diğerlerine anlattığım 'büyük aşk' romanından ziyade gerçeklerden bahsetmiştim. "Bence beni özlüyordur, ha?"

Burnumun direği sızladı. Dolan gözlerimle ondan bir cevap beklemeye başladığımda sargıya bakmadan yavaşça sarmaya devam etmiş, bitince de elini çekmişti elimdem. Ben hâlâ ondan bir yanıt beklerken bütün kıyafetlerine sıkmış olduğum portakal kokusu eşliğinde eliyle çenemi kavrayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Çok mesafe olmayan dudaklarımızı birleştirdiğinde gözlerimi kocaman açmıştım.

Bu da neyin nesiydi?

ΩΩΩ

Abimin Arkadaşı +18 | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin