Yastık çekiştirmelerimiz dengemi kaybetmemle sonlandı. Kendimi küçük bedenin üzerinde bulurken, şaşkın bakışım altımdakini süzmemle son ermişti. İkimizin arasında santimler olduğundan net bir şekilde izleyebiliyordum. Tuhaftı, o an ne yapacağını kestiremiyor gibiydi.Gözlerim aşağıya inerken gördüğüm şişkinliğin yanı sıra yukarı doğru sıyrılmış tişörtü, teninin bir kısmı gözler önüne sermişti. Hoşnut oluşumun yüzüme yansıdığına emindim fakat bu yeterli değildi. Eşsiz tenini görmek istediğim kadar hissetmek de istiyordum. Dokunmak istiyor, buna anlam veremiyordum.
Süzüşüm sona erdiği vakit bakışlarım yüzüne çıktı. Bu utangaç hâli gözüme fazlasıyla güzel görünüyorken öpme isteğimi bastıramayıp dolgun dudaklara asıldım. Çok düşünmemiştim, yapmak istediğim şeyi o an yapmıştım. Birkaç saniyenin ardından gelen karşılıkla ellerim alelacele açık tişörtüne ilerlediğinde titrediğine şahit oldum.
Park Jimin, kollarını boynuma sarmaya çalışırken altımda titrediğine şahit olmuştum.
Elim belinin sıcaklığına kıyasla soğuktu. Bundan dolayıdır ki beli gerilmiş, ağzından memnun mırıltılar dökülüyordu. Bel oyuntusunu okşarken bacağımın desteği ile üzerinde tamamen baskı kurduğumda dudaklarımız ayrıldı.
Elimi olduğu yerden çekmiş, kalçalarına doğru ilerletmiştim. Avucumun içindeki dolgun eti sıkarken hızlı alıp verdiği nefes alışverişi anlık kesilmiş bu ise yüzüme sırıtmanın yerleşmesine sebep olmuştu.
Ben belki hâlâ biraz çakırdım, ama o hiçbir şey içmemiş bir şekilde, altımda dağılmış hâlde duruyordu. Yatağının üzerine dağılmış sarı saçları, az önce öptüğümden kaynaklı kızarmış ve şişmiş pembe dudakları... Onu izlediğim bu anlarda dilini kendi dudakları üzerinde gezdirdiğine şahit olmuştum, yanakları kırmızılaşmıştı. Utanıyordu ama hâlâ uslu durmuyordu.
Elim yeniden tişörtünün içerisine girdiğinde dudaklarının üzerine eğildim, öpmemi bekliyor gibiydi.
"Uzun zamandır bu anı bekliyor gibisin, değil mi Jimin?"
"Hyung-"
"Oh, şimdi hyung diyesin tuttu demek." Parmaklarımla göğüs ucuna baskı yaptığımda karşılığında aldığım ses ile sırıttım, şimdi boynumdaki elleri güçsüzce yatağın üzerine düşerek tutunmuştu.
Daha fazla oyalanmadım, dudaklarım boynuna giderken tişörtünü hızlıca çekerek çıkarmış, daha sonra beyaz tenine ısırıklar bırakmaya başlamıştım. İnce bel kıvrımına kaydı gözlerim, parmak ucumu kıvrımında gezdirerek dişlerimle göğüs ucuna baskı yaptım bir süre. Bir şeyler mırıldanıyor gibiydi fakat o kısma pek ilgi duymuyordum, aklıma Taemin'in o gün belini tuttuğu geldiğinde kaşlarım çatılmıştı.
Dişlerimin arasındaki göğüs ucunu bırakarak üzerinde yükselmiş, uzun parmaklarımı boynuna sararak üzerine eğilmiştim. Bir süre öksürmüş, daha sonra gözlerini bana çevirerek bir şey söylemek istemişti fakat izin vermemiştim. Kendi üzerimdeki tişörtü atar atmaz dudaklarına yeniden kapanmıştım.
Ellerini saçlarıma geçirdiğinde alt dudağını dişlerim arasına hapsederek çektim, bu bir öpüşme gibi değildi. İkimiz de hırsımızı alıyor gibiydik, ama o üstünlük kurmaya çalıştıkça öfkeleniyordum. Anlaşılan burada, bu gece ona patronun kim olduğunu göstermem gerekiyordu.
-
Merhaba, smut bölümünü düzenlemem gerekiyor bu yüzden kaldırdım çoğunu. Eskiden yazdığım bölümden pek hoşlanmadığımı fark ettim. Bu yüzden anlayışla karşılayarak devamını kafanızdan getirmenizi rica ediyorum, en azından ben düzeltme yapana kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuego, jjk&pjm
FanfictionJungkook, Taehyung'un kardeşine karşı çok kıskançtı. Jikook #1 - 280422 Kookmin #1 - 300422