Islanmadan koşar adımlarla eve gelmiştim üzerime evde giydiğim rahat kıyafetlerimi geçirip lavaboda ellerimi yıkandıktan sonra yemek yapmak için mutfağa geçtim. Emre henüz işten dönmemişti. O gelene kadar yemekleri hazırlamam gerekiyordu. Buzdolabından çıkartığım mantarları ve tavuk bonfileyi küçük küçük doğradım, pilav için pirinçleri yıkayıp pilav tenceresini ocağın üzerine bırakıp yağı ısındıktan sonra şehriyeli kavurup pirinçleri ve pilavın suyunuda ekleyip tencerenin kapağını kapatıp pilavı kısık ateşte pişmeye bıraktım mantar soteyide malzemelerini ekleyip onlarıda pişmeye bıraktım sofrayı hazırlamıştım ki dış kapının sert bir şekilde çarpılma sesiyle irkildim gelen Emre idi.
Hoş geldin dememe fırsat vermeden yanağıma inen tokatla ne olduğunu anlamamıştım. Yanağıma yediğim sert tokatın etkisiyle geriye doğru sendeledim. Üzerime doğru gelip sağ eliyle çenemi sıkıca kavradı diğer elinide yumruk yapıp havaya kaldırdı. Çenemi öyle sert bir şekilde sıkıyordu ki konuşamıyordum canımın açısından istemsizce gözlerimden yaşlar akıyordu.
- Sen benim başıma o....mu oldun lan, sen ne işler çeviriyorsun s..tük, öldüreyim mi seni
Emre'nin gözleri sinirden kocaman kocaman açılmıştı ben hâlâ ne olduğunu bilmiyordum sormaya çalışıyordum ama çenemi sıktığı için konuşamıyordum. Yumruk yaptığı elini aşağıya indirip çenemi kavradığı eliyle beni öyle bir itmişti ki yere kapaklanmıştım. Kolum çok acımıştı. Hıncını alamayıp düştüğüm yere yanıma gelip saçlarımı kavrayıp başımı geriye doğru çekti. Parmaklarının arasında resmen saçlarım can çekişiyordu.
-Sen ne işler çeviriyorsun. Kimlerin arabasından iniyorsun sokağın başında?
Canımın açısından konuşamıyordum . Sesimi kendim bile duyamaz bir seviyede
- Hande hanımın arabası
- Yalan söyleme dostun mu var senin
-Hayır dostum felan yok benim. Hande hanım bıraktı diyorum neden inanmıyorsun Emre.
Saçlarımı öyle çekiyordu ki verdiğim cevaplarıma bile inanmıyordu. Emre, sevdiğim, güvendiğim, inandığım adama ne olmuştu böylede beni üzüyor, kırıyor, şiddet uyguluyordu.
- Hande kim sana diyorum Hande kim?
- Bizim işyerinde gıda teknikeri ileride Irmak sitesinde oturuyormuş durakta dolmuş beklerken görmüş beni soğukta beklemeyeyim diye eve kadar bıraktı.
Hem ağlıyor hem Emre'ye olanları anlatıyordum. Biraz olsun sakinlemişti elinde tuttuğu saçlarımı serbest bırakmıştı. Bir özür bile dinlemeden tehtitler ve küfürler savurup çarparak içeriye girdiği kapıyı tekrardan hızla çekip gitmişti.
Haksız yere yediğim tokatla, şiddetle çekilen saçlarımla, durduramadığım göz yaşlarımla, yalnızlığımla baş başa kalmıştım. Yerden kalkıp kurduğum sofrayı geri toplayıp pişirdiğim yemekleri dolaba kaldırıp mutfaktaki işlerimi bitirip yatağıma gittim. Ne olmuştu da Emre bu hale gelmişti aslında hep böyleydi de ben mi görememiştim. Son zamanlarda Emreyle hiçbir sohbetimiz yoktu. Hafta tatilimiz de iş yerinde hafta sonu çalışması olduğunu söyleyip evde durmuyordu. Bende evde temizlik çamaşır bulaşık derken günü bitiriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASAL
RomanceKadın her baktığında küçük Masala onu hatırlıyordu. gözlerinin içine bakmıştı da sanki dudakları mühhürlenmişti o dakika söyleyememişti sevdiği adama küçük bir kalbi içinde taşıdığını. yıllar sonra ilk defa bu kadar mutluydu ama nerden bilirdi en mu...