Aradan biraz zaman geçmişti. Zaman denilen şey neydi ki zaten su gibi akıp gidiyordu. Emre ile aramızdaki buz dağları erimemişti. O kadar soğuk davranıyordu ki yaşadığım şiddetten sonra ben de neler olduğunu sormaya çekiniyordum. Hafta tatilimin olduğu bir gün kendi ailemi ziyarete gittim. Annem halimden ve davranışlarımdan evliliğimle ilgili birşeyler olduğunu anlamış olmalı ki.
_ Nurdan senin neyin var?
_ Birşeyim yok anne neyim olabilir ki?
_ Var var yüzünden belli bakışların bile değişmiş senin.
Anneler tabiki anlarlar elinde büyüttüğü çocuğu en iyi anneleri tanırlar .
_ Dayanamayıp anneme yaşadıklarımı anlattım Emre'nin son zamanlardaki davranışlarını o kadar çok içime atmışım ki göz yaşlarım yanaklarımdan akıp hıçkırıklara boğularak ağlamaya başladım.
Annem ben sakinleşene kadar sessiz kaldı.
Biraz ağlayıp içimi döktükten sonra lavaboya geçip yüzümü yıkayıp odaya annemin yanına döndüm.
Annem konuşmaya başlamıştı. O kadar sakin görünüyordu ki incinen ruhumu iyileştirecek kelimeleri duymayı beklerken annemden aksini duymak daha da incinmeme neden olmuştu.
_ Nurdan evlilik kararı verdiğinde ben gerekeni söylemiştim sana ama sen inat ettin evlendin evliliği birşey zannettin. Benim sözümü çiğnedin o zaman hayat toz pembeydi tabi şimdi gerçekleri gördün. Evlenirken kira da oturmanı istemedim ev alacağız dediler ne oldu. Kaynanan olacak kadın niye destek çıkmıyor sen neden çalışıyorsun kocan besleyemedi mi karısını senin kazancına mı muhtaç çalışıyorsun. Nurdan madem beni çiğnedin gittin evlendin sonuçlarına da katlanacaksın buraya gelip karşımda zırlamayacaksın.
Boşanıp gelmeyi düşünme burası küçük yer boşanıp geldin ben ne yapacağım seni...
Annem daha neler neler söyledi.
Evet yalnızdım babamın evinde annemin sözü geçerdi haklıydı da evlenme kararı verdiğimde annem evlenmemem konusunda günlerce dil dökmüştü de ikna olmamıştım.
Bu konuşması bir nevi o günlerin intikamı gibiydi.
Akşam çok geç olmadan kendi evime dönmüştüm. Herzaman ki gibi Emre yine evde yoktu. Yemek için kendime birşeyler hazırlamıştım ama canım hiç istemiyordu. Öylece sofranın başında oturup bugün annemin söylediklerini düşünüyordum. Öyle dalmışım ki saatin nasıl geçtiğinin farkına bile varmamışım.
Emre son günlerde evi otel gibi kullanıyordu gelip biraz uyuyup duş alıp üzerini değiştirip çıkıp gidiyordu.
Günler böyle gelip geçerken birgün işten eve geldiğimde anahtarımla kapıyı açıp içeri girdiğimde bir terslik olduğunu anlamıştım. Evde eşyalar yoktu. Ortalıkta bir kaç parça biblo çerçeveli düğün nişan fotoğraflarımız vardı. Önce eve hırsız mı girdi diye düşünürken salonda bir köşeye oturmuş dizlerini karnına çekmiş başınıda iki avcunun arasına almış öylece duran Emre'yi gördüm.
Şaşkın şaşkın bir etrafa bir Emre'ye bakıyordum diğer odalara koşarak baktığımda o odalarında farkı yoktu ortalıkta ne beyaz eşyalar ne mobilyalar nede perdeler vardı. Sadece bir köşeye bırakılmış kıyafetler duruyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Emre'nin yanına döndüm dizlerimin üzerine çöküp karşısında durdum.
_Emre neler oluyor bu evin hali ne eşyalarımız nerde.
Emre konuşmuyordu sadece öylece boşluğa bakar gibi bakıyordu. Karşısında duran beni görmüyordu.
Dayanamayıp tekrar tekrar sordum. Ama tepkisiz öylece duruyordu karşımda .
Aklımı kaçırmak üzereydim sinirlerim bozuluyordu. Sakinliğimi bir kenara bırakıp var gücümle Emre'yi iki elimle omuzlarından tutup sarsmaya başladım. Bir yandanda," Neler oluyor Emre eşyalar nerde?"
Bu hareketimin sonunda Emrenin yukarı kalkan elini suratımda hissetmem bir oldu. Emre bulunduğu durumdan sıyrılmış olan yine bana olmuştu. Yediğim tokatla zeminle buluştum. Yerden kalmaya çalışırken Emre'nin elleri saçımdan kavradı. Kendini kaybetmişti var gücüyle vuruyordu bedenimin neresine denk geldiğinin hiç önemi yoktu. Şiddet uygularken de bir yandanda küfürler yağdırıyor başına her ne gelmişse beni sorumlu tutuyordu.
_ Hayatıma girdin herşeyimi kaybettim. Hepsi senin yüzünden uğursuz uğursuzsun sen herşey bitti gebertecegim seni, nalet olsun sana o...u....
Ardı ardına karnıma inen tekmeleri durmak bilmiyordu, attığı tekmeler başıma da gelmesin biye ellerimle kollarımla korumaya almıştım. Saçlarımdan yine tutmuştu başımı öyle sert zemine çarptı ki görüntüler kararmaya başlamıştı. Ağzımdan kan tadı geliyordu. Sonrasında gözlerimi açtığımda komşuların sesleri üst katımda oturan Perihan ablanın," kendine geliyor" sözlerini uğultu şeklinde duyuyordum. Karşımdaki silüetini bulanık görüyordum.
_ Nerde kaldı bu ambulans?
Sesler uğultulu geliyor gözlerim kapanınca beni uyanık kalmam için zorluyorlardı.
Komşular Emre'nin bağırma seslerini duyunca polise haber vermişler benide baygın ve kanlar içinde görünce ambulansı aramışlar.
Ben ambulansla hastaneye kaldırılırken Emreyide polisler karakola götürmüşler.
Hastanede yapılan acil müdahalelerden sonra odaya alındım. Yanımda üst komşum Perihan abla vardı.
Olayları duyan kayınvalidem karakolda oğlunun yanında almış soluğu, ben sonuçta el kızıyım.
_Nurdan kızım iyimisin?
_İyiyim.
_Annenlere haber veremedim telefon numarası ezberindeyse söyle bana arayıp haber verelim durumunu kızım.
Annemle olan konuşmalarımızı hatırlamıştım.
_Gerek yok Perihan abla ben iyiyim şimdi boş yere panik olmasınlar benim yüzümden.
_Olurmu kızım öyle şey ailenin haberi olsun yetişmesek ölüyordun yavrum polisler zor aldı elinden. Gözü dönmüştü kocanın.
Israrla kimseyi istemediğimi söyledim Perihan ablaya zorda olsa ikna olup ısrar etmekten vazgeçmişti.
Hemşireler sürekli gelip durumumu kontrol ediyorlardı. Başımdan darbe aldığım için belli bir saat aralığında uyumamam gerekiyordu.
Saat çok geç olmuştu Perihan abla yanımda refakartcı olarak kalmak için ısrar etse de istememiştim zorla da olsa ikna olan Perihan ablayı eşi alıp götürmüştü.
Sabah hemşirelerin durumumu kontrol etmek için geldiklerinde uyanmıştım. Doktorun talimatları üzerine ilaçlar verildi. Tahliller tekrarlandı. Doktor viziteye geldiğinde sonuçları değerlendirdi.
_ Nurdan hanım sonuçlarınız normal bu geceyi de burda geçirdikten sonra yarın taburcu olabilirsiniz. Ama çok iyi dinlenmeniz gerekiyor.
_ Doktor bey ben çalışıyorum ne zaman işe başlayabilirim?
_Nurdan hanım beni anlamadınız sanırım dinlenmeniz gerekiyor işiniz içinde gerektiği kadar rapor yazarız siz onu düşünmeyin dinlenmeye bakın. Geçmiş olsun.
_ Teşekkür ederim Doktor bey.
Ayağa kalkıp lavaboya gidecektim ki başımın dönmesiyle olduğum yere yığıldım Doktor beyin dinlenmem için ısrarını anlamıştım.
Kapı açılıp içeriye giren Perihan ablanın sesiyle başımı kaldırabildim.
_Yavrum neden tek başına yataktan kalkıyorsun yardım isteseydin ya.
Hem söyleniyor hemde beni düştüğüm yerden kaldırmak için koluma girip kaldırmaya çalışıyordu.
Zorda olsa yatağıma geri dönmüştüm.
_İyimisin? kızım.
_İyiyim Perihan abla
_ Yavrum halen ailene haber vermemek için kararlı mısın?
_Evet abla istemiyorum.
_ Hastaneden çıkınca ne yapacaksın nerde kalacaksın evinde eşyaların yok evin bomboş bugünde ben buraya gelirken ev sahibin geldi olanları duymuş son iki aydır da kira ödenmemiş sizi istemiyor.
_Başımın çaresine bakacağım abla.
İki aydır kirası bile ödenmemiş nasıl biz bu hale gelmiştik. Eşyalara ne olmuştu Emre bu hale nasıl gelmişti. Ya bana hepsi senin yüzünden diye bağırması ben ne yapmış olabilirdim aylardır çalıştığım parayı kuruşuna dokunmadan kendisine veriyordum.
Perihan abla gelirken eve uğrayıp üzerime giymek için birkaç parça kıyafet hastanede lazım olabilecek eşyaları küçük bir çanta yapıp getirmişti. Eşyaların içerisine telefonumuda bırakmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASAL
Roman d'amourKadın her baktığında küçük Masala onu hatırlıyordu. gözlerinin içine bakmıştı da sanki dudakları mühhürlenmişti o dakika söyleyememişti sevdiği adama küçük bir kalbi içinde taşıdığını. yıllar sonra ilk defa bu kadar mutluydu ama nerden bilirdi en mu...