1.BÖLÜM

150 23 2
                                    

Ayyy çokkk heyecanlıyımmm. Yeni hesap yeni hikaye.. Umarım beğenirsiniz💙


Tek elimle olabildiğince düzgün tutmaya çalıştığım tepsiyi karşımdaki orta yaşlı siyah takım elbiseli adama doğru uzattım.
"Buyrun efendim. " dedim içicekleri kast ederek.
Adam karşısındaki konuştuğu kadından gözlerini bana doğru çevirdi. Sağ elini havaya kaldırıp istemediğini belli edercesine salladı.

İnsan bir cevap verir bu ne ego. Boşver Mavi gel başımıza bela alıcaz.

Masadaki anahtarlara baktım. O anahtarı almam lazım. Yanlarından tam gidicekken tepsideki içicekleri kadının üzerine döktüm.

Kadın kısa bir çığlık attı.
"Ay ne yaptığını zannediyorsun sen be? " kadının gözleri birden kocaman oldu.

Güzelim kırmızı elbiseyi batırdığın için olabilir mi acaba?

"Çok özür dilerim hanımefendi hemen peçete getiriyim ben. " dedim, olabildiğince çekinerek.

Adam da kadının yanına yaklaşmış onu süzüyordu. Karmaşadan yararlanarak masanın üzerindeki araba anahtarlarını aldım.
"Ferit bir şey yap elbisem mahvoldu rezil olucam. Birazdan davetlilerde gelir."

"Sen sakin ol hayatım. Ben senin için yukarıda yedek elbise hazırlatmıştım." dedi Ferit olabildiğince yumuşak çıkan sesiyle. Sonra bana döndü " Becereksiz. Defol git evimden hemen. Dua et şuan çok işim var yoksa sen görürdün bu yaptığının cezasını! "

Ya sabır! Mavi bırak şimdi işi beni parçala diyor resmen. Sakin olucam evrakları alıcam ve gidicem, unutma kızım. Paniklemiş bir şekilde"Çok özür dilerim efendim hemen gidiyorum. " dedim.

Üzerimdeki garson kıyafetiyle çıkışa doğru ilerledim. Askıdaki çantamı aldım ve dışarıya çıktım. Hava kararmak üzereydi.

Garaj evin hemen yanında evle bitişikti. Arabadan almam gereken evrakları alıp buradan hemen uzaklaşıcaktım. Güvenlik görevlilerinin bahçenin girişinde davetlileri kabul ettiklerine emin olduktan sonra garaja doğru ilerledim. Panjurlu garaj kapısı yarısına kadar açıktı. Hafif eğilerek içeriye girdim. İçeride üç lüks araba vardı. Anahtarla denedikten sonra arkadaki kırmızı arabanın istediğim araba olduğunu anladım.

Arabanın torpido gözünde benim işime yarayacak imzalı evraklar duruyordu. Sanırım en şanslı olduğum günlerin birindeyim. Bu kadar hızlı olucağını düşünmemiştim.

Evrakları alıp kapıyı da olabildiğince yavaş bir şekilde kapattım ve kilitledim. Tam garajın kapısına doğru ilerlerken sesler duyup gerilemem bir oldu.

"Oğlum başımıza iş mi çıkarmak istiyorsun sen? Bu garaj kapalı kalıcak demedim mi ben?"

"Abi valla çok yoğundu bugün unutmuşuz hemen kapatıyorum."

Şom ağzını açtın yine Mavi. Bir işimiz düzgün gidiyordu. Ne yapıcaksın acaba şimdi?

Sen susarsan bir düşünücem iç sesciğim.

Arabanın kenarından yavaş yavaş aşşağıya inen garaj kapısına bakıyorum. Bakıyorum bakmasına ama elimden bir şey gelmiyor.

Kapının kenarına oturdum. Telefonumu aldım hemen elime. Kimi arıyacağımı bilemeyerek rehberde gezmeye başladım. Hadi birini aradım nasıl açıklıyıcam ben burada garson kıyafetiyle olmamı. Can kesin bana yardım eder. Can yurt dışında yalnız. Doğru, daha dönmedi ki. Ayşe şuanda ki tek seçeneğim sanırım. Aramaya başladım. Telefon çalıyor çalışıyor... Ama açmadı.

Yarım saattir buradaydım. Ben ne yapacağımı düşünürken dışarıdan bağırış ve silah sesleri gelmeye başladı.

Bir kere de beni dinlemiş olsan başımıza hiç bela gelmiycek. Ah Mavi!

Sesler bana doğru mu gelmeye başladı yoksa kalbimin atış hızından yanlış mı duyuyorum?

"Adamları toplayın işimiz bitti burada!"dedi sert sesli bir adam.

Kara solucanlara benziyirsen
Kara solucanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen
Acayip hayvanlara benziyirsen

Nerden geliyor lan bu ses?

Mavicim sanırım Çağrı yine zil sesini değiştirmiş. Hayırlı uğurlu olsun.

Hemen yanımda duran telefona baktım. Gerçekten de benim telefonumdan geliyordu bu ses. Ağzım açık bir şekilde telefona bakakaldım.

"Kim var lan orada? Nerden geliyor bu ses?" dedi daha yeni ki sert ses. "Açın şu garajın kapasını! "

Buyrun cenaze namazına.

Bu sefer sesi oldukça neşeli çıkan biri dışarıdan telefonumda çalmaya devam eden şarkıya eşlik etmeye başladı.

Ya bu yine senin saçma rüyalarından biri ya da bunlar senden de deli Mavicim.

Kapı açılmaya başladı. Ben hala ağzım açık bir şekilde yerde duruyordum. Hemen toparlandım ayağa kalktım. Saçımı düzelttim. Beyaz gömleğim ile siyah kalem eteğimin de tozunu çırptım.

Şuan terk derdimiz senin nasıl göründüğün mü?

Kapı tamamen açıldığında karşımda beyaz gömlekli beş adam duruyordu. Bir tanesi diğerlerine göre daha öndeydi. Sanırım sert sesli olan adam buydu. İyi de ben bu adamı tanıyorum galiba. Siyah saçları biraz dağılmış. Dimdik ve sert duruyordu. Simsiyah gözlerinde bir şaşkınlık vardı. Sanırım karşısında benim gibi birini beklemiyordu. Ela gözlerimi biraz daha aşağıya indirdiğimde elinde silah olduğunu gördüm. Yutkundum.

"Sen?" dedi oldukça sert ve şaşkın çıkan sesiyle.

En masum gülüşümü takıntım. " Ben Mavi memnun oldum demek isterdim ama pek memnun olacak bir ortamda değiliz değil mi? Çok sağolun ben de burada kalmıştım, kurtardınız. Ne kadar teşekkür etsem az ama fazla teşekkür edemem gitmem lazım. Saat geç oldu şimdi otobüs falan da bulamam biliyor musunuz? Ben gidiyim hoşçakalın." diyerek yanlarından koşarcasına yürümeye başladım.

" Dur!" dedi. Sesi oldukça korkutucu çıkıyordu.

Durdum. Ama arkamı dönmedim. Vurabilirdi de değil mi?

" Nereye gittiğini sanıyorsun sen? "

Cehennemin ta dibine gelcen mi?

" Neden sordunuz? " dedim arkamı dönüp. Korkuyla bakıyordum.

Adam kafasını hafif sağa dönerek diğer adamlara baktı. "Arabaya bindirin"dedi beni göstererek." Eve gidiyoruz. "

....
Bu bölüm kısa oldu ama diğerleri böyle olmıycak.

Öncelikle herkese merhaba. Sizlere okurken şunu belirtmek istiyorum ki üstünde çok fazla kurgulayarak yazdığım bir kitap değil. Tabi ki belirli sebebi sonuçlar üzerine yazıyorum ama demek istediğim üzerinde tamamen yoğunlaşamıyorım. Yks sürecinde olduğum için başka bir aktivitem yok ve kitap yazmak beni biraz rahatlatıyor. Umarım okurken size de bu etkiyi bırakır. Okuduğunuz için teşekkür ederim:)


Ufuk ÇizgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin