5.BÖLÜM

115 22 11
                                    

Konuşmayı zil sesi böldü. Ayağa kalkmıştım kapıyı açmak için. Deniz'in sesiyle durdum. "Polisler geldi... Telefonum yukarıda kaldı getirir misin Mavi? " dedi sakince.

Yüzüne baktığımda ne bir korku vardı, ne de bir tedirginlik. Belki de hissettiklerini göstermiyordu, bilmiyorum. Ama bu kadar ifadesiz durabilmesi çok zor değil mi? Bana göre gerçekten karakola gitmekten korkmuyordu. Gücünün farkındaydı çünkü. Bunu duruşundan bile anlayabilirsiniz.

Kafamı hafifçe sallayarak yukarı koşar adımlarla çıktım.

Odasının kapısını açtığımda içime buram buram kokusu doldu. Burası benim odamdan çok daha büyük ve ferahtı. Beyaz, mavi ve siyah renkler odaya girer girmez dikkat çekiyordu.

Komodinin üzerinde duran telefonu elime aldım. Camın önündeki karşılıklı tekli koltuklardan birinin üzerinde duran, siyah kapüşonlu yağmurluk ve ceketi de alıp odadan çıktım.

Aşşağıya hızla indiğimde dış kapı açıktı.Dışarıya doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Bahçeye çıktığımda polisler kendi arabalarına biniyordu. Deniz ile Kerim ise ayakta bir şeyler konuşuyordu. Yanlarına doğru ilerledim.

"Gitmiyor musun karakola?" dedim telefonu ve yağmurluğu Deniz' e uzatırken.

Deniz elimdekileri gülümseyerek alırken teşekkür etti. "Gidicem. Ama kendi arabamla."

Garajın önündeki siyah arabaya doğru ilerlemeye başladılar. Ben de elimdeki ceketi üzerime geçirirken arkalarından yürüdüm.

Kerim şöför koltuğuna geçti. Ben de arabanın yanına geldiğimde, Deniz binmeden önce üzerimdeki cekete bakıp gülümsedi. "Üzerine biraz büyük olmuş sanki."

"Sen iriysen bunda benim suçum ne? Az ye biraz."

"Onlar kas yalnız."

"Tabi tabi... Kesin yağ değildir."

"Gösteririm bir gün." dedi göz kırparak.

Kafamı iki yana sallayarak arkaya bindim. Deniz de ön koltuğa oturduktan sonra Kerim arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Dikiz aynasından bana bakıp gözlerini kıstı. "Üstündeki Deniz'in değil mi?" dedi.

"Ne kıymetli ceketmiş ya! Ben geç kalmayın diye odama bile girmiyim. Siz bir ceketin lafını yapın."

"Yok, üstünde görünce şaşırdım. Bir şey demedim valla ya niye kızdın?" Dedi Kerim boynunu bükerek.

Omuz silkmekle yetindim. Gururum ceketi çıkarmamı söylerken, dışarıdaki soğuk hava bunu yapmamı engelliyordu.

Benim karnım acıktı.

"Sen gelmeseydin keşke Mavi." Dedi Deniz.

"Binmiş bulundum artık."

"Abi avukat değil mi bu kız? Yardımcı olur. Hem diğer avukat da Ankara'da gelmedi daha. O da beş altı saate anca gelirmiş." dedi Kerim.

"İlk defa gitmiyorum herhalde karakola...Bekleriz." dedi Deniz.

"Mavi var neyseki yanımızda, o yardım eder. Edersin değil mi?" diye sordu Kerim.

"Parasını verirseniz neden olmasın." dedim.

İkisi de gülmeye başladı. Ben gayet ciddiyim halbuki.

"Bizden de para alıcak değilsin herhalde?" Dedi gülmelerinin arasında Kerim.

"Yakınlarım dışında kimseye bedava iyilik yapmam." dedim ciddiyetle.

"Bana ceket getirdin ama." dedi sorar gibi Deniz.

"Arada sevap da işliyorum tabi günahlarımı azaltsın diye."

Ufuk ÇizgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin