Kapıyı ardından sertçe kapattı. Ses evin içinde yankılandı.
Ardından kapıya dolu gözlerle bakıyordum. Yerimden kıpırdayamıyordum. Sanki şuan buradan soyutlanmıştım.
"Sana bir daha o piçle görüşmiyceksin demedim mi?" bodrum kattaki odanın içine beni sertçe ittirdi. Yanıma gelip yüzüme bir tokat attı. "Demek benden habersiz iş çevirirsin?" işaret parmağını bana sallayarak konuşuyordu. Titreyerek ağlamam umrunda bile değildi. Odanın ışığını kapattı. "Karanlıkta bir kaç gün kal da aklın başına gelsin. Okul falan da yok artık. Evden dışarıya adım bile atamıycaksın!" Ağlayarak konuşmaya başladım"Dede yalvarırım bırakma beni burda. Çok korkuyorum. Yemin ederim bir daha sözünden çıkmıyacağım."
O gün dedeme ağlamaktan sesim kısılana kadar yalvarmıştım. Ne ağlamama ne de yalvarmama bir cevap vermişti.
On sene önceki Mavi, daha çocuk Mavi...
Annesini, babasını daha yeni kaybetmiş Mavi...
Beni o gün o evden Can ile Çağrı kurtarmıştı.
Telefonumun uzun uzun çalmasıyla kendime geldim. Telefonu yavaşça açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim Emre bey" dedim ifadesiz tutmaya çalıştığım sesimle.
"Mavi evinin yakınlarındayım istersen alıyım seni de." dedi tok sesiyle.
"Ben evimde değilim."dedim.
"Geliyorsun demi? Geç kalma sakın çok önemli bu toplantı bizim için."
"Geliyorum Emre bey merak etmeyin." derin bir nefes aldım. "Tam zamanında oradayım."
"Tamam görüşürüz orada." dedi ve telefonu kapattı.
Evet gidicektim. Ben ne o gün ki kız çocuğuyum, ne de o dedem.
Ben korkularımın üstesinden geleli çok oldu.
Salonla merdiven arasındaki duvarda küçük yuvarlak bir ayna vardı. Onun önüne gelip kendime çeki düzen verdim. Evrak çantamı elimde sıkı sıkı tutarak dış kapıya doğru yürüdüm.
Kapıyı açıp sakin ve dik yürüyerek dışarı çıktım. Kendimden ve ne yaptığımdan emin olan yanım tedirgin yanımı susturuyordu.
Bahçede bir kaç takım elbiseli adam dolaşıyordu. Biri beni farkedip yanıma doğru ceketinin önünü ilikleyerek geldi.
"Bir şey mi istediniz Mavi hanım?" dedi yirmili yaşlarındaki adam.
"Arabamı." dedim.
Adam arkasındakilere bir kaç saniye baktıktan sonra bana döndü. "Üzgünüm Mavi hanım, abimin kesin emri var. Arabayı getiremem." dedi çekinerek.
Gözümü ondan alıp garaja doğru çevirdim. Kapısı açıktı. Benimkini de oraya koymuşlardır herhalde. Garaja doğru yürümeye başladım. Önüne geldiğimde benim arabımı gördüm. Hem de en önde benim kızım. Gözüm arkaya doğru kaydığında iki, üç tane lüks araba daha olduğunu gördüm. Fazla araba yoktu. Anahtarı çantadan çıkarıp kilidini açtım. Arka kapısını açıp çantamı koyup kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufuk Çizgisi
Misterio / Suspenso✨✨ 'Işığına herkes koşar ama karanlığından bir ben kaçmam.' ✨✨