Bebek

717 27 44
                                    

Keyifli okumalar...

Hastane/Koridor
İnsanların hayalleri vardır. Uğruna her şeyi feda edebileceği, herkesi karşısına alabileceği, yapmam dediği pek çok şeyi yapabileceği hayaller... Belki kimisine göre basit gelen ama hayal sahibi için gerçekleşme ihtimalinin bile ayaklarını yerden kestiği hayaller... İpek'in de içini ısıtan, yüzünü güldüren, hayata sımsıkı tutunmasını sağlayan bir hayali vardı. Şu an bu koridorda bulunma amacı da hayaliydi ve bu koridoraki her bir adımı onu hayallerine biraz daha yaklaştırıyordu. Yalnız değildi. Bu koridorda onunla eşzamanlı adım atan birisi daha vardı. Onun burada olma amacı İpek'ten farklıydı. Çünkü o hiçbir zaman hayatının iplerini hayallerinin eline vermemişti. Ama onun da bir zaafı vardı. O da merakıydı. Merakı uğruna her şeyi yapabilirdi. Tıpkı bugün bu koridorda en büyük korkusuna ilerleyişi gibi. 

İpek ve Ateş farklı düşüncelerin oluşturduğu benzer hislerle koridorda ilerleyip bundan sonraki hayatlarının gidişatını belirleyecek olan o kapının önünde durdular. İkisinin de bakışları birbirini bulunca İpek, Ateş'e kararını tekrar sorgulatmak istedi. Çünkü bu kapıdan girdikleri anda bir daha geri dönüşü olmayabilirdi.

İpek: Bunu yapmak istiyor musun gerçekten?

Ateş: Peki sen aynı soruyu bininci kez sormak istiyor musun gerçekten?

İpek gülümseyince Ateş de gülümsedi.

Ateş: Yani hocam öyle bir soruyorsun ki sanki bana güvenmiyormuşsun da beni vazgeçirmek istiyormuşsun gibi geliyor. Yanılıyor muyum?

Ateş, ortamı rahatlatmak için şakasına sormuştu bu soruyu. Ama her şakanın altındaki ciddiyet içten içe bu sorunun cevabını bekliyordu.

İpek: Sana güvendiğimi biliyorsun zaten Ateş.

Duymak istediği cevabı duymuştu Ateş. Yine de bu cevap, bilinmeze doğru yolculuk yapacak olmanın verdiği karmaşık düşünceleri dağıtmaya yetmemişti. Derin bir nefes alıp kapıyı açmak için elini uzattı.

İpek: Ateş dur!

Olağanüstü bir güç tarafından zaman durdurulmuş gibiydi. Ateş, eli havada asılı kalmış bir şekilde neden durması gerektiğine mantıklı bir cevap aramaya çalışıyordu. İpek vazgeçmiş olabilir miydi? Bu da ihtimaller dahilindeydi elbette. Bu düşüncenin yarattığı etkiyle durdurulmuş zamanın içinden sıyrılıp cevap bekleyen gözlerle İpek'e baktı. 

İpek: Odaya öyle pat diye dalamayız. Kapıyı çalmamız gerekiyor.

Bu, İpek vazgeçmedi anlamına geliyordu.  Yani Ateş'in biraz önce hissettiği adını bilmediği duygu tamamen yersizdi. Bütün bu yaşananlara anlam veremiyordu. Garip bir şekilde her şey mantığından bağımsız gelişiyordu sanki.  

Ateş: Bu muydu?

Ateş sanki biraz önce İpek tarafından uyarılmamış gibi seri hareketlerle kapıyı açıp içeri girdi. İpek de içeri giren Ateş'in arkasından güldü. Hâlâ büyümemiş bir adamdan çocuk sahibi olmaya karar vermişti. Nasıl oluyordu bilmiyordu ama bu karar hem çok mantıksızdı hem de dünyanın en doğru kararıydı. Derin bir nefes alıp Ateş'in açık bıraktığı kapıdan içeri girdi.

Doktor/Oda
Doktor, İpek ve Ateş'e ait olan dosyaları inceleyip Ateş ve İpek'te gezdirdi gözlerini.

Selen: Biliyorsunuz ki bizi çok zor bir süreç bekliyor. Bu sürecin sonunda ya bebeğiniz olacak ya da hayal kırıklıklarınız. Ayrıca İpek'in daha önceki başarısız denemelerini de düşünecek olursak tüp bebeğin tutma ihtimali çok düşük.

Bir Ateş&İpek Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin