Bölüm çok geç kaldı kusura bakmayın hakkınızı helal edin 😔 keyifli okumalar ☺️ ♥️
10 Ay Önce
Cama vuran yağmur damlalarının sesi en eşsiz müziklerden bile daha huzur vericiydi. Gülfem saçlarını tarıyordu. O uzun kızıla çalan kahve saçlarını. Sabah ne kadar güzel bir an yaşamışlardı öyle. Onur ve o.. İlk defa bu kadar içten söylemişti ona bu kelimeyi "çok güzelsin Gülfem.." güzel olduğunu o an daha net anlamıştı. Onun gözünden güzel görünmek başka hiçbir şeye değişmeyeceği bir mertebeydi.
"pişt, daldın gittin yine. Ne düşünüyorsun sabah ki olayı mı yoksa."
Beste onu hep en iyi anlayan olmuştu. Çoğu zaman ne düşündüğünü ne hissettiğini daha Gülfem söylemeden bilirdi.
"Evet onu düşünüyordum. İlk defa gözümün içine baka baka söyledi. İlk defa bu kadar netti."
"Gerçekten de öyleydi. Onur'u daha önce kimseye öyle bakarken görmedim ben."
Bestenin söyledileri Gülfem'in çok hoşuna gitmişti. Beğenilmek çok hoş bir duyguydu. Gülümsemesine engel olamadı. Fakat aklına takılan bir şey vardı. Açelya'nın hem yemekte hem de yemekten sonra çok gergin olduğuydu. Üstelik Ankara'ya geldiğinden beri ona karşı çok uzak davranıyordu.
"Beste, sence Açelya neden aylardır böyle. Bir sorunu var ama bizimle paylaşmıyor gibi. Ben mi öyle hissediyorum bilmiyorum ama özellikle bana karşı çok soğuk davranıyor."
"Bilmiyorum ki kuzum, Açelya buraya geldik geleli herkese uzak. Eskiden Onur'la aralarından su sızmazdı ama artık onlada uzak. Açıkcası bir şeyler duydum doğru mu bilmem ama sanırım babasının işleri biraz kötü gidiyormuş. Bilirsin Açelya parayı, gösterişi, zenginliği sever. Durumları şuan biraz zorda olduğundan böyledir diye düşünüyorum ben."
" Ah öyle mi çok üzüldüm, umarım babasının işleri düzelir. Açelya'nın daha çok yanında olmalıyız tam şu anda desteğimize ihtiyacı vardır."
"Haklısın canım oluruz elbette."
İki dostun konuşmasından on dakika sonra ev iyice sessizleşmişti. Beste kulaklığını takmış müzik dinliyordu. Gülfem ise yatağının yanındaki camdan sokak lambasının hayal meyal ışıttığı sokağı izliyordu. Yağmur öyle şiddetliydi ki. Cama vuran her damlanın sesi odanın içinde yankılanıyordu. Bu huzur veren sesle uykuya daldı genç kız.
Herkesin uyuduğundan emin olunca Açelya odasından çıktı. Ses çıkartmamaya özen göstererek hemen yan taraftaki Onur'un odasına girdi. Uyandırmamak için üst düzey bir çaba sarfediyordu. Biraz olsun onu uyurken izlemeyi istemişti. Baş ucunda durdu. Hayran hayran yatakta uyuyan genç adamı izledi. Nefes alıp verişleri oldukça düzenliydi. İri vücudu usul usul inip kalkıyordu. Biraz daha yaklaşmak istedi. Nefes alıp verişini duymak için sanki yanında uyuyor gibi hissetmek istiyordu. Yaklaştıkça insana bağımlılık yapan o kokusuyla burun buruna geldi. Derin bir nefes aldı. Bu kokuyu iliklerine kadar çekmek, içine hapsetmek istiyordu. Bir süre öylece kaldı. Fakat artık gitmeliydi. Kimse onu görmeden o odadan hemen çıkmalıydı. Son kez genç adamın yüzüne baktı. Bütün ayrıntıları ezberlemek istercesine gözünü bile kırpmadan. Sonra usulca odadan çıktı. Olabildiğince sessiz kapıyı kapattı ve hızlı adımlarla odasına geri döndü. Fakat bilmediği bir şey vardı. Onur uyanıktı.
Odanın içinde yankılanan alarm sesi iki genç kızında uyanmasına sebep olmuştu. Mutfaktan gelen güzel kokular onlardan önce birinin uyandığını hatta kahvaltı bile hazırladığını gösteriyordu.
Beste gözlerini açmaya çalışırken Gülfem çoktan ayağa dikilmişti bile. "Günaydın Beste." uyanamadığını görünce gülümseyen bir ses tonuyla "Tabi uyanabilirsen." kıkırdamaya başlamıştı bile. Tam o anda kapı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLFEM
Teen FictionHayat bize hep seçenekler sunar biz ise hep en güzelini seçtik sanırız. Oysa o yol dikenlerle doludur. Yolun sonu ise uçurumdur. Bu hikaye genç bir kızın iman ile küfür arasındaki savaşını. Dünya hayatındaki inişleri çıkışları. Yalan sevgi ve gerçek...