1.4

817 90 46
                                    

Yeni bir ödül oyunu için oyun alanına vardıklarında Sena etrafa bakındı Adem'i görmek için, ama göremedi. Ünlüler takımının tamamı bir aradaydı, sadece Adem ve Mert yoktu. Sude'ye gözü takıldığında onun da etrafı tarayan bakışlarından Mert'i aradığını anlamıştı.

Birazdan gelirler düşüncesiyle biraz ileride ısınma hareketleri yapan Berkan ve Anıl'ın yanına gitti ve onlara katıldı. Hareketleri yaparken hala etrafa bakıyordu. "Neye baktın?" dedi Anıl sevimli bir şekilde. Sena huzursuzlanmaya başlamıştı. "Adem'i gördünüz mü hiç?" diye sordu. İkisi de olumsuz anlamda başlarını sallarken Berkan "Babacım gelir birazdan panik yapma be" dedi Sena'nın omzuna hafifçe vurarak.

Çekimin başlamasına dakikalar kala önde Mert arkasından da Adem oyun alanına gelip kimseyle konuşmadan seremonideki yerlerini aldılar. Birkaç kişinin kısa konuşmasından sonra oyun başlamış, Adem ilk turda kendi rızasıyla dışarıda kalmıştı. İkinci seçmeler yapılırken Adem takımının ilk seçme hakkını kullanarak kendinden emin bir şekilde bir adım öne çıkıp "Ogeday!" dedi.

Sena Adem'in gergin olduğunu fark etse de sebebini bilmiyordu ve sorma fırsatını da yakalayamamıştı. Adem ve Ogeday parkurun başına doğru yürürken iki takımın benchlerinin tam ortasına Atakan'ı zorla çağırıp "Neyi var bunun?" dedi sorguya çekercesine. Atakan yalan söylemek istemiyordu ama aynı zamanda bu sefer kendisine ağzını tutacağına dair söz vermişti. Ağzına hayali bir fermuar çekmesiyle Sena Atakan'ın bilip de söylemediğini anladı. Ona 'Yazıklar olsun' dercesine bir bakış atıp kendi benchine döndü.

Parkurun başına gelen Adem ve Ogeday arasındaki soğuk savaş kilometrelerce öteden bile fark edilebilirdi. Birbirlerine karşı olan ekstra hırsları ikilinin karşılaşmalarını daha heyecanlı kılıyordu.

Neredeyse aynı anda atışa gelmişlerdi ama ikisi de defalarca atmalarına rağmen bir türlü isabeti yakalayamıyordu. Benchlere daha yakın tarafta duran Adem'in kulağına gelen tek ses son zamanlarda hiç de yabancı olmadığı Nisa'nın 'Atamıyor!' haykırışlarıydı. Daha önceki oyunda bu sinir bozucu ses onu olumsuz etkilese de o aşamayı çoktan geçmiş, artık daha da çok hırslanmıştı.

Bir nefes alıp odaklandıktan sonra dakikalardır yapamadığı atışı arka arkaya attıktan sonra sonuncu atışını da yapıp galibiyet hırsıyla gönüllüler benchine döndü. "DAHA ÇOK BAĞIR!" dedi Nisa'nın gözlerine bakarak. Nisa ona göz devirirken hemen arkasında duran Sena Adem'le göz teması kurmaya çalışsa da Adem yine oralı olmadı.

Sena'nın iyice canını sıkmaya başlamıştı bu durum. Asık bir suratla benchin en kenarında otururken yanına Anıl geldi. "Hayırdır Senacığım, Karadeniz'de gemilerin mi battı?" Sena ona boş gözlerle baktığında Anıl ciddiyetini anlayıp hemen yanına oturdu. "Söyle hadi tamam"

Sena Anıl'a Adem'in neden böyle yaptığını sordu ama Anıl da bu soruya bir cevap veremedi. "Sen sıkma canını ben sorarım ona. Arada sinirleri bozulabiliyor insanın, Survivor laneti."

×××

Gönüllüler takımının galibiyetiyle sonuçlanan oyunun sonrasında Anıl, tek başına benchte oturan Adem'in yanına gidip elini dizine koydu önce. "Ado, oyundan alakasız bir sıkıntı mı var. Seremoniye de geç geldiniz." Adem Anıl'a olan kızgınlığından dolayı ona bakmıyordu. "Sıkıntı yok" dedi "Sen işine bak"

Anıl, Adem'in kendisini neden böyle terslediğini anlamasa da oyun kaybetmenin gerginliği olduğunu düşünerek ayrıldı yanından. Sena meraklı gözlerle ona bakınca "Çok gergin, beni de tersledi" diye bir açıklamada bulundu.

Sena yine de teşekkür edip çok yaklaşmadan Adem'i izlemeye başladı. Birkaç dakika sonra fark edildiğini anlayınca tedirgince adımlayarak ona yaklaştı. Benchte oturan Adem'in önünde ayakta dururken ilk önce saçlarında gezdirdi elini. Adem'den tepki gelmeyince elini çekip bir adım geriledi. "Bana mı trip yapıyorsun?" dedi anlamaya çalışarak.

Adem bu konuyu daha sakin hissettiği bir zamanda konuşmak istese de Sena'ya bir cevap vermek zorunda olduğunun da farkındaydı. "Trip yapmıyorum sana. Neden yapayım?" dedi ayağa kalkıp Sena'yla göz temasını sağlayarak. Sena hala anlam veremiyordu. "Bir sebebi yok işte, problem de o. Sebepsiz yere yüzüme bile bakmıyorsun."

Adem göz temasını kesmeden güldü ona. "Bana söylemediğin bir şey var mı?" dedi donuk bir şekilde. Sena hiç düşünmeden "Yok, ne olduğu var da senden saklayım?" diye cevapladığında Adem daha çok gerildi.

"Nisa'yla Ogeday ne dedi sana?"

Sena bu soruyu duyunca neyden bahsettiğini anlamıştı. "Nereden duydun sen bunu?" dedi gözlerini kısarak bakarken. Adem başını iki yana salladı. "Ne önemi var?"

Sena bunu Adem'e söylemesi gerektiğini biliyordu ama zaten bu kadar zor şartlarda yaşarken ona ekstra bir vukuat çıkarmak istememişti. "Yalan yanlış şeyler söylediler. İnanmadım zaten önemli bir konu değil o yüzden." dedi açıklama gereği hissettiğinde.

Adem'i ilk defa kendisine karşı böyle görüyordu. Dışarıdan bakınca çok sinirli gözüküyordu ama Sena'nın gözünden bakınca sinirli değil kırgın olduğu çok aşikardı. "Neden gelip bana sormak yerine Anıl'a sordun. Tamam ona da sor ama... Bilmiyorum işte. Söyleseydin keşke, ben de bilseydim."

Sena, Adem'in gönlünü alması gerektiğini de bu kırgınlığının geçici olduğunu da biliyordu. Başını hafif yana eğip bir bakış attı ona. "Özür dilerim" dedi "Hata olduğunun farkındayım."

Adem, ilk başta inat edercesine baksa da sonradan Sena'yı kendine çekip başını omzuna yaslamasını sağladı. "O Anıl'ın hesabını sonra sorarım, ömrümü yediniz."

Sena, Adem'in omzunda huzuru bulduğunda şimdilik gerisi çok da ilgilendirmiyordu onu. "Seni çok seviyorum" hiç beklemediği bir anda. İkisi arasında gelen ilk 'Seni seviyorum' du bu. "Ben de seni çok seviyorum" dedi Adem "Tahmin ettiğinden de fazla"

×××

Bölüm bölüm bölüm dediniz gecenin bir saatinde (3.23) bitirdim sizin için

Uyanık olanlar şimdi okusun uyuyan bebeklerim de uyanınca... Öptüm 💗

ADA	 «Adem Kılıççı» Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin