Satır arası yorum yapmıyorsunuz artık vallahi çok üzülüyorum silah zoruyla yazdım bu bölümü
×××
Kaybedilmesine rağmen keyifli geçtiği için sorun olmayan bir anlat ve bil bakalım sonrasında gönüllüler takımı ödülün keyfini çıkarırken ünlüler de kameraların dışında bir an önce adalarına dönmeyi bekliyordu. Anıl ve Berkan bir tarafta parmak güreşi yaparken Atakan ve Adem, Merti sıkıştırıp sahte yumruklarla onu kışkırtmaya çalışıyordu.
Sena ise bugün ekstra bir yorgunluk hissettiği için Sude ile birlikte bir köşeye çekilmiş her an uyuyacakmışçasına sessizce bekliyordu. Sude Sena'yı dürttü bitkin bir şekilde. "Bugün sadece biz mi yorulduk?" dedi ve ekledi "Erkekler gayet enerjik, hallerinden memnunlar" Sena başını sallayarak onayladı onu. "Nagihan ablayla Merve de çok keyifli duruyor baksana" dedi az ileride gülüşen Nagihan ve Merve'yi göstererek.
Onlar takım arkadaşlarının yüksek enerjisine hayret ederken Atakan kafasını kapatan şapkasını indirip alay edercesine gülerek yanlarına geldi. "Hayırdır yorgun savaşçılar? İki koştunuz diye bitap düşmüşsünüz hemen." Sena elinin tersini gösterdi Atakan'a ve "Atakan vallahi çarparım, sal bizi" dedi sert bir şekilde.
Atakan bir iki adım geriledikten sonra yüzüne sahte bir korku ifadesi yerleştirip "Pardon abla, özür dilerim" dedikten sonra gülmesini tutamayınca onlardan kaçarcasına uzaklaştı.
×××
Adaya dönme vakti geldiğinde Sena ve Sude herkesten önce araca binerek en arkadaki geniş koltuklara attılar kendilerini. İkisi de bir an önce uyumak istiyordu. Bütün takım bindikten sonra aracın hareketlenmesinin üzerinden birkaç dakika geçmişti ki Sude'yi dürterek uyandırmaya çalışan Mert'in ardından Adem de Sena'yı sarsmaya başlamıştı.
Sena huzursuzca "Adem bırak lütfen" dese de Adem ısrarla rahatsız ediyordu onu. "Kampa geldik kalk" dedi Adem en sonunda pes edip. Sena gözlerini açıp etrafa göz gezdirdikten sonra gerçekten geldiklerini anlayınca ağır hareketlerle kalkıp Adem'in koluna tutunarak barakaların önüne kadar yürüdü. Tam uyuma hevesiyle barakanın içine girecekken Nagihan el çırparak takımdaki herkesin dikkatini üzerine çekmeyi başardı.
"Arkadaşlar hemen uyumayın, ateş başında biraz konuşalım sonra uyursunuz. Gizem'in söyleyecekleri varmış" dedi Nagihan herkesi ikna etmek isteyerek. Sena hayal kırıklığıyla Adem'e baktığında Adem yanağından bir makas alıp "Gel hadi, çok sürmez" dedi ve Sena'yı da elinden tutup sürükleyerek takımın yanına götürdü.
Herkes ateş başına geldiğinde Atakan da uykusu geldiğini belli ederek "Buyrun Gizem hanım, hızlı hızlı halledelim yoksa bayılırım şuraya haberiniz olsun" dedi. Gizem ona başını sallayarak konuya giriş yaptı.
"Ben takım içinde bazı şeylerden rahatsız olduğum için sizle konuşmak istedim. Kimseye şahsi olarak söylemiyorum bunu, herkesin üzerine alınmasına gerek yok ama bu takımda çok fazla kulis dönüyor. Ben bunu özellikle son zamanlarda daha çok fark ediyoru-"
Gizem lafını bitirmeden Mert girdi araya. "Kim mesela, kim kulis yapıyor?" Gizem ona lafını kestiği için sert bir bakış attıktan sonra devam etti.
"Sen de bunlardan birisin mesela Mert. Atakan ve Adem ne derse onu yapıyorsun. Aslan Yuvasına geçip gizli saklı konuşuyorsunuz sürekli. Mesela dün gece uyku tutmadığı için sahile indiğimde Sena ve Adem'i görüp iyi geceler demek için yanlarına gidecektim ama Sena'nın tavrı çok battı bana."
Sena ismini duyunca Adem'in omzunda duran başını kaldırıp Gizem'e baktı anlamsızca. "Ne yapmışım ben ya?" dedi idrak etmeye çalışırken. Gizem ise tam tersine hararetli bir şekilde "Beni görür görmez 'Özel konuşuyoruz git' dedin. Yanlış bir üslup bu" dedi takımın tüm odağı Sena'ya dönerken.
Sena şimdi hem uykusundan olmuştu, hem de gecenin bu saatinde münakaşaya girmek zorunda kalmıştı. "Git demedim ki özel konuşuyoruz dedim. Çünkü özel konuşuyorduk." dedi sakin bir şekilde. Bir an önce konuyu kapatıp barakaya dönmek istiyordu.
Adem de Sena'nın bu konuyu kapatmak istemesini alıyordu. Çünkü biliyordu ki Sena'nın Gizem'i o şekilde göndermesinin asıl sebebi özel konuşmaları değil, Sena'nın Gizem'i kıskanmasıydı. "Gizemciğim, Sena özür dilemiyor şimdi uykusu var ben özür dilerim onun adına. Tartışıyorduk, siniriyle de sana patladı. Di mi Sena?" dedi Adem ona başını sallayan Sena'ya bakarak.
"Evet evet" dedi Sena "Adem'e sinirlenmiştim ben kusura bakma"
Gizem bu açıklamayla tatmin olmasa da başını sallayarak onların kapatmak istediği konuyu kapatmalarına izin verdi. Ama bu sefer de oklar Atakan ve Mert'e dönmüştü. Gizem onların sürekli Aslan Yuvasında takıldıklarından ve takımın geri kalanıyla iletişimden uzak kaldıklarından şikayetlenmişti.
Atakan her zamanki gibi yarı ciddiyetsiz tavrıyla "Kulis yapmak iyi anlaştığın arkadaşlarınla vakit geçirmek demekse kulis yapıyor olabiliriz. Ama çok merak ediyorsan söyleyim biz genelde akla mantığa sığmayan boş muhabbetler yapıyoruz. Hoşuna giden varsa buyursun gelsin kimseye gelme demiyoruz sonuçta." dedi.
Bu sefer konuya alakasız bir yerde dahil olan Ayşe saçma bir şekilde "Konseylerden önce hep üçünüz orada bir şeyler konuşuyorsunuz. Adem abi şunu yazın diyor size siz de yazıyorsunuz." diyerek konuyu başka yerlere çekti. Bunun üzerine Adem ve Atakan göz göze gelip gülünce Mert de sırıtarak "Adem baba sen çok yaşa" dedi tüm ciddiyeti bir kenara bırakıp.
Atakan gülmeye devam ederken Adem, Gizem ve Ayşe'ye nazik bir şekilde "Bu zamana kadarki konseylerin hiçbirinde üçümüz aynı kişiyi yazmadık. Bence herkes şapkasını önüne koyup düşünsün, ondan sonra başkasına ateş etsin." açıklamasını yaptıktan sonra kızların uyku isyanıyla konunun üzeri örtüldü.
Herkes barakalara doğru yönelirken Adem Sena'yı tam tersi yönde çekiştiriyordu. Saatlerdir uyumak isteyen Sena da ona inat edercesine barakaya gitmeye çalışıyordu. "O kadar dayandın 5 dakika daha dayanırsın" dedi Adem Sena'yı götürürken.
Sena oflayarak gözleri yarım açık bir şekilde gittikten sonra durduklarında alnını Adem'in omzuna yaslayıp "N'oldu?" dedi. Adem bir yandan tedirgin ama bir yandan da meraklı bir şekilde başta fazla önemsemese de Sena söylememekte ısrar ettikçe meraklandığı şeyi sordu. "Gökhan ne de-" diyecekken Sena içten bir of çekti.
"Geldi gitti işte yok bir şey. Neden bu kadar ısrar ediyorsun anlamadım." dedi başını kaldırırken. Adem de bu konuda çok darlamak istemiyordu ama Sena geçiştirdikçe sorası geliyordu. "Sen neden söylememekte ısrar ediyorsun ben de onu anlamadım" dedi sitemkar bir tavırla.
Sena geç de olsa anlamıştı neden bu kadar çok sorduğunu. İlk sorduğunda tripli olduğu için geçiştirince Adem'in içine kurt düştüğünü fark etti. "İyi misin diye sordu gitti, sonra sen geldin zaten" dedi pes ederek.
Adem aldığı cevapla başını sallayıp Sena'yı alnından öptükten sonra "Tamam, artık uyuyabilirsiniz hanımefendi" dedi. Ama Sena'nın uykusu açılmıştı. "Kıskandın" dedi sinsice gülerek. Adem inkar edecekti tabii ki "Hayır" dedi "Merak ettim"
"Hayır kıskandın" dedi Sena birlikte barakalara doğru yürürken. Sena ısrar ettikçe Adem inkar ediyordu. En son herkesin uyuduğu barakaların önüne geldiklerinde Sena fısıldayarak "Kıskandın" dediğinde Adem teslim oldu. "Tamam kıskandım, oldu mu?" dedi kimseyi uyandırmamaya çalışarak. Sena ona gülümseyip yanağına bir öpücük bıraktı "Aferin, oldu"
×××
Çok da olaylı bir bölüm olmadı olaylı olunca kızıyorsunuz diye.
Sonda da kiss kaptık bir tane adam olana çok bile
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADA «Adem Kılıççı»
Teen FictionHayallerine giden yolda hayallerinden daha güzel bir şey bulmak