XXXIX- "EFSUN GİBİ"

135K 7.4K 8.2K
                                    


Biz geldiiik!

Yıldıza basalım mı? Lütfen. Ve yorum. Her şeyden kıymetli. Twitter'da #SerçeyiÖldürmek etiketiyle attığınız her şeyi okuyacağım. Heyecanla bekliyorum her yerden yorumlarınızı.

Instagram: serceyioldurmekofficial

Instagram: serceyioldurmekofficial

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şakalar. Şakalar:') Keyifle okuyun!

"Yok." Dedim ansızın.

Bakışları parçalandı, elleri daha da dondu, nefesi kesildi. Bir an elleri kopacak gibi oldu da engel oldum. Hemen kapattım ellerinin üzerine ellerimi. Yutkundum ve ben Efsun Zorlu hayatımın en büyük adımını attım bu gece. Fetih'in dudakları benim dudaklarımı bu 19 şubat günü bulmadan hemen önce, o beni ilk kez öpmeden önce son kez konuştum. Sırtım karla bir olup onunla delicesine öpüşmeden hemen önce bir çağı kapattım bir çağı açtım.

"Ama inşa ediyorum sen gel diye."

Bir yol, zamanında çoğu durağı bir zelzeleye kurban giden geriye kalan durakları sahibi tarafından kendi elleriyle yıkılan boş bir yol; bu gece dudaklarını dudaklarıma devirmiş bir adam için yeniden açıldı imara. Fetih beni dudaklarımdan öyle bir yakaladı ki, belki bedenim tutunamadı da devrildi geriye doğru ama içimde bir güç şaha kalktı, ufak bir umut filiz verdi ve ben seneler seneler sonra bir durağı inşa edecek isteği kendimde buldum. Fetih beni öyle bir öptü ki; inanç dudaklarından dudaklarıma oradan boğazıma oradan da içime sızdı.

Sanki o durağı inşa edebilecektim. Zorlanacaktım, kıvranacaktım ama inşa edecektim. Annem haklı çıkacaktı, kuşlar göç ettikleri yerden gelecek; inşa olmuş durağın üzerinde raks edecek, cemre düşecek, bahar gelecekti.

Fetih'in eli yerini, yanaklarımı; benim elim yerini, ensesini, tuttu. Ben karların üzerine, o benim üzerime devrildi. O birkaç saniyede dudakları sadece yerini kavramak, algılamak, hissedebilmek için sabit durdu. Saçlarımın arasından eriyen karın ıslaklığını hissettim ilk, diğer elim Fetih'in saçlarına tutunmuş kar tanelerini ezdi. Yüzüm neredeyse ellerinin arasında kayboldu, ilk kez öpüşüyormuşuz gibi değildi. Heyecandan çok bağımsız bir his vardı Fetih dudaklarımı kana kana öperken. Kuş gibi hafifleme. O kadar hafiflemiş hissediyordum ki bir kar tanesi gibi ansızın eriyip gidecektim. Kalbim mi çıkacak gibi atıyordu? Çıksaydı. Kar tanesi gibi eriyip gidecek miydim? Gitseydim. Tam şu an Fetih'in pamuk gibi dudakları her bir dudağıma ayrı bir özen gösterirken ne kadar süre sadece onun beni öpmesine izin verdim bilmiyorum. Fetih'i hissetmek, dudaklarını hissetmek, elmacık kemiklerimi okşayan parmaklarını hissetmek. Öptü, öptü, öptü. Alt dudağımı öptü. Üst dudağımı. İkisine aynı anda ağzının içinde yer verdi. Bu bir öpüşmenin yanında sömürmeydi de. Suyun altında nefes almadan durduğumuz sürenin de üstüne çıktık muhtemelen öyle ki dudaklarımı bir an ayrıldığında suni teneffüsün ardından alınan bir nefes kadar keskin oldu soluklarımız. İki belki üç. İçime büyük bir nefes çektim, Fetih'ten önce davrandım. Tekrar birleşti dudaklarımız. Daha şiddetli. Az önce tek öpen oydu. Hisseden ben. Tam da şu an öpüşen de hisseden de bizdik.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin