L- "TEK CAN"

102K 7.1K 7.3K
                                    


Sevgili Karadere Konağı misafirleri;

Yıldıza basalım mı önce?

Fizik kurallarına göre her 1 yorumun ağırlığı 5 yıldıza denkmiş. (Bilim insanları öyle diyor bilmiyorum)

Twitter'da #SerçeyiÖldürmek etiketinde ve burada yorum kutucuğunda olacağım tüm gece.

Bölüm şarkıları;
Sezen Aksu; Gidemem
Model; Levla Vazgeçti

Gece sayaç açacağım hesapta.

İnstagram: serceyioldurmekofficial

Keyifle okuyun🖤

Uykunun bir gelişi bir gidişi; beni bir ağacın tepesinden ansızın düşürüyor, düştüğüm yerden saniyeler sonra yükseklik bitmemiş gibi yeniden bırakıyordu.

Burnuma gelen kokuların karışımı beni mayıştırıyor muydu yoksa yorgun düşmüş bedenim artık uyumaktan başka çare bulamıyor muydu bilmiyordum.

Günler geçmişti, o gecenin üzerinden günler geçmişti ve ilk kez gecem gözümden yaş akarak ya da yükselen ateşimle geçmiyordu.

Gözlerimi tamamen yumdum; şu an burada olmasa da Fetih'in ve benim o temiz, pak, birbirine karışmış kokusunu soludum.

Nefes alabiliyordum. Açık alanda aldığım nefesi dört duvar arasında da alabiliyordum. Günler sonra.

Vücudumdaki ağrılar onları dinlemediğim sürece duyamayacağım hâle bürünmüşlerdi sanki. Günlerdir o ölüm sertliği kaybetmeyen beden; bu gece panzehirini alarak içinde büyüttüğü zehrin etkisinden kurtulmuş gibi canlılığını geri kazanmıştı. O katlanılmaz ama kaybetmemek için de çabaladığım, kimsenin bana temas etmesine izin vermediğim ve koruduğum sertlik bedenimle arasına biraz mesafe koymuş gibiydi. Kolumun üzerine yattığımda en azından, bir ahşabın üzerine yatmışım gibi değildim mesela.

Bedenim günlerdir yattığı bir morg mermerinden kaldırılmış yatağa yatırılmıştı sanki. Yutkundum, dudaklarımı yaladım.

Işığı açık olan odanın kapısı da açıktı, öyle ki Fetih'in yeniden odaya geldiğini fark etmedim adım seslerinden. Ancak şakağımdan öptüğü an gözlerim biraz daha açıldı. Yatağın etrafında dolanmadı üzerimden geçti ve boşluğa bıraktı kendini.

Aramızdaki mesafeye baktı, elini belime atarak beni yatağın ortasına kadar çekti. Yatağın ucunda olduğumu farkında bile değildim. Dipleri hâlâ ıslak olan saçlarımı arkaya doğru parmaklarıyla tarayarak attı. Duş aldıktan sonra taramaya üşenmiştim. Saçlarımdan sonra yanağıma dokunan ele gitti elim, gözlerimi yummuştum yine. Tamamen refleks olmuş şekilde serçe parmağına tutundum sonra o eli yanağımla yastık arasına aldım.

Her anlamda yorgundum bu gece ama yorgunluğun bir kısmı, bu gece eklenmiş tarafı, güzeldi.

"Böyle bir gecede kalkıp iki kez kedi beslediğime sahiden inanamıyorum." dedi önce. Üzerimde onun beyaz gömleği varken beyaz ince bir çarşafı da bacaklarıma örtmüştüm. Minik bir tebessüm yüzümde yayılırken baş parmağı elmacık kemiğimi okşuyordu.

"Acıkınca bu kadar gürültü çıkaran başka bir canlı yok. İki saatte bir acıkan başka bir canlı da yok. Hayır biberon dibinde dört tane elin var iç işte kendi kendine."

Her ilgilendiğinde şikayetlerini biriktirip bana anlatıyordu. Halbuki benim her koşulda yavrunun tarafında olacağımı biliyordu.

"Bir dahakine ben kalkacağım söz."

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin