15. Bölüm - Kuruyan Gözyaşları

3.1K 130 10
                                    

Koyduğum resmi o kadar çok sevdim ki gelip gidip bakıyorum resmen, tüm tekne sahnelerini özetliyor bana.

Keyifli okumalaar :)

**

Erim elinde bir kasa içecekle geri yürürken son basamağı indim ve onu salonda yakaladım. Erim beni görünce duraksadı. Gözlerimdeki yaşları geri ittirmeye çalıştıkça yenileri geliyor gibi hissediyordum.

"Haklısın Erim," dedim. Bu kelimeler ağzımdan çıkarken yüzüne bakmamıştım. Sonra kendimi tekrarladım; "Haklısın"

İtiraf zamanı gelip çattı, içimde olan karmaşaya dur diyemiyorum. Bu kaosa yeter diyemiyorum. Ada ve Erim'i gördüğümde hissettiklerimi engelleyemiyorum.

"Evet kıskanıyorum," dedim. "Ben seni kıskanıyorum"

"Erim?" diye seslendi Ada yukarıdan. 'İ' harfini uzatmıştı. Yapmacık.

Bir kez daha konuşmamız yarıda kalıyordu. Erim bakışlarını benden kaçırmadan "Geldim!" diye seslendi Ada'ya.

Erim yukarıya çıkarken onun arkasından izledim. Sonra Toprağa söylediğim gibi tuvalete girdim ve aynada kendime baktım.

Yaptın Duru, hem kendine hem Erim'e itiraf ettin. Bırak artık bu boşluk duygusunu, sen hiçbir şeyi yanlış yapmıyorsun.

**

Sabah kalktığımda yanımda Toprak yoktu. Dişlerimi fırçalamak için tuvalete girdiğimde diş macunu almayı unuttuğumu fark ettim.

En iyisi Miray'dan istemek olacaktı. Ben pijamalarımla kapıdan çıkar çıkmaz önümdeki hacimli cüsseyle çarpıştım.

Geri çekilip kim olduğuna bakınca şaşırmadım. Erim.

"Kader bizi sürekli karşı karşıya getiriyor bak," dedi Erim.

"Ya da tekne çok küçüktür sürekli karşılaşıyoruzdur," diye cevap verdim.

"Ya da sen beni kıskandığın için takip ediyorsundur"

Erim'in omzuna vurdum ama yüzünde hiçbir acı belirtisi yoktu. Bana zafer onunmuş gibi sırıtıyordu. "Şımarma hemen," dedim.

Erim'in yanından geçip Miray'ın odasına gittim ve macununu aldım. Kendi odama girmek için koridora çıktığımdan koridorun sonunda Erim'in beni izlediğini gördüm.

"Sen beni mi bekliyorsun?" diye sordum.

"Yok canım, ne seni bekleyeceğim"

"Şimdi kim kimi takip ediyor acaba," dedim odamın kapısını açarken.

Nihayet dişlerimi fırçalayıp saçlarımı doğru düzgün topladıktan sonra kahvaltı için teknenin üzerine çıkıp güneş yüzü görebildim.

Toprak teknenin merdivenlerinden yukarı çıkıyordu. "Sabah sabah yüzdün mü yoksa?" diye sordum yanına gidip.

Toprak saçlarımın arasından öpüp "Evet çok iyi geldi. Sarılmayayım ıslağım," dedi ve doğruca odaya gitti.

Dışarıda kalan küçük masada oturmuş bana sinsi bir şekilde bakan Erim sırıttı; "Yine ikimiz kaldık," dedi.

Gözlerimi devirip kalbime kendine hakim olmasını söyledim ve yanına oturdum. Kahvaltı masasında her şey kuruluydu zaten. Bizde sessizce önümüzdekileri yemeye başladık.

Sonra Erim birden gülmeye başladı. Çatalını düşürdü ve daha şiddetli güldü. Boşuna mı dengesiz diyorum bu çocuğa?

"Ne? Ne oldu?" diye sordum.

Her Şeye RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin