Çok eskiden, büyükannem Renee sonsuzluğa kavuştuğunda, aynen şimdiki gibi hissediyordum. Öleceğini ve çok hasta olduğunu biliyordum ve kabullenmiştim. Ama öldüğünde, hayatımın en büyük yıkımını yaşamıştım. Hazırdım. Ama yeterince değil.
Şimdi de aynen öyle hissediyorum. Beynimin içinde, Cato'nun ölüm planları geçit törenine çıkıyorlar. Ayakta durmak için yüksek efor sarf etmem gerekiyor. Seni bacağından yaralayıp üzerine oturabilirim. Gözlerini yerinden çıkarabilirim. Seyirciye şölen... Sponsorlarımda bana ihtiyacım olan şeyleri yollarlar.
Beynimin yüksek basınçla buluştuğu gibi bir hisse kapılıyorum. 1. ve 4. Mıntıkadakiler hariç, diğer pislik yuvaları mıntıkalardaki çocuklar, sırılsıklam halleriyle bile 40 kilodan fazla gelmediği için, kazanma şansım yüksekti. Ama şimdi, ölmem için hiçbir masraftan kaçınılmamış bir arenaya salınacakken, bu insan azmanı da neyin nesi? Arenada ölmem için her şey olmayacak mı zaten? Ne yapmaya çalışıyor?
"Eğer yanlış duymuyorsam, bir gönüllümüz var!" diyor Katy heyecanla. Kulağındaki küpelere odaklanıyorum. Saat şeklinde küpeleri her hareket ettiğinde sallanıyor. Tik, tak. Tik, tak. Tik tak.
Cato gururla dolmuş suratıyla sahneye çıkıyor. Jeremy sevinçten ağlayıp ağlamamakta kararsız kalıyor. Tate'in dolgun dudakları çizgi haline geliyor. Yüzündeki derin ifadeyi artık saklayamıyor.
Tik, tak. Tik, tak. Katy'nin küpesinin biri, sahneye düşüp paramparça oluyor. Aynı anda, bende parçalanıyorum.
"Bize ismini söyle!" Katy'nin sesi birden aşırı yükseliyor. Cato Black büyüyüp ev kadar oluyor. Tate eğilip bükülüyor. Bayılmama ramak kalıyor.
"Cato Black!"
Cato, hiçbir çelişkiye düşmeden haykırıyor. Sesi o kadar gaddar ve kinaye dolu ki irkiliyorum. Üzerine oturup gözlerini çıkarabilirim. Sen ölürken...
Titriyorum ve bu beni kendime getiriyor. Nefes alışverişlerimi normale döndürmeyi başarıyorum ama gözüm hala paramparça olmuş küpede. Tik tak. Tik tak. Ömrümüzün saniyelerini saymak için özel olarak takılan bir şey mi acaba?
"En yeri haraçlarımıza merhaba deyin!"
Kalabalıktan müthiş bir alkış kopuyor. Tam bu sırada, nazik bir şey elimi yakalıyor. Katy Richard elimi elinin arasına alıp Cato'nun eliyle buluşturuyor. Sertleşmiş ve benim elimin arasında devasa kaçan bu el, elimi dostane bir tavırla sıkıyor. Elimi çekiyorum.
Kalabalık alkışı sürdüyor ve daha ne olduğunu anlamadan, göz altına alınıyoruz. Katy Richard kalabalığa karşı bir kaç neşeli bir şeyler söyledikten sonra arkamızdan geliyor. "Haydi bakalım."
Adalet Binasının içi garip bir toz kokuyor. Katy Richard küpesinin düşmesinden duyduğu hoşnutsuzluktan yakınarak homurdanıyor. Cato Black, yanındaki barış muhafızıyla, ailelerimizle görüşeceğimiz odaya gidiyor. "Clove! Bekle!"
Hayal meyal Carmen'ı fark edebiliyorum. Kolumu sıkıca tutan barış muhafızını kovuyor ve kolumu nazikçe kendisi tutuyor. "Anlarsın ya, prosedür, tatlım." Sonra göz kırpıyor. "Ah, şu yeni haraç! Zorlu bir rakibe benziyor, ha?" diye soruyor ve ilerideki Cato'yu gösteriyor. "Meraklanma tatlım, paramı yine de sana yatıracağım." diye cevaplıyor kendi sorusunu. Ardından, bana minik bir kulp uzatıyor. "Bunu çok eskiden, Muhafızlığımın ilk yıllarındayken kaçmaya çalışan bir haracın peşine düşüp sağ salim geri getirdiğim için, Belediye başkanımız vermişti. Bir ödül sayılmaz ama yine de o zamanlar benim için anlamı büyüktü. Geleceğin Muhafızı ve galibine vermemde bir sakınca görmüyorum..." Ardından, kahverengi, cilalı kulpu avucumun içine tıkıştırıyor. Baş Barış Muhafızı Scott önünü döndüğünde Carmen benden uzaklaşıyor. "Şansın sonsuza dek seninle olması dileğiyle..." diye fısıldıyor ve yerini başka bir Barış Muhafızına veriyor. Yeni muhafızım biraz toy biri ve diğerinin de ondan pek bir farkı yok. İstersem, ceketimin içindekileri kullanmaya gerek bile duymadan, onlardan kurtulup ormanın derinliklerinde sonsuza kadar kaybolabilirim. Bir rüzgar esiyor. Sırtım soğukla titriyor. Hemen ceketime uzanıyorum ama çoktan bedenimden kopup gitmiş. Ne zaman aldıkları hakkında en ufak fikrim yok. Dahası, bu ana kadar farkında bile değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MINTIKA 2/ CLOVE
FanfictionHerkes Katniss'in dramatik hikayesini biliyor. Herkes, Peeta Mellark'ın yaşadıklarını biliyor. Ama az kişi, diğerlerinin hayatını merak ediyor. Ve çok az kişi, Clove'un zihnine, kalbine, hayatına girebilmek için bu satırları okuyor.