İlk olarak çamların yakıcı kokusunu hissediyorum ve hemen sonra, yüzüme yoğun bir güneş vuruyor. Arkamda kalan orman ve hemen sol tarafımdaki göl, planlarımı oluşturmama yardımcı oluyor. Çamların kokusu etrafımı sarıyor ve hemen sonrasında bir ses, 60 saniyeden geri saymaya başlıyor. 60 saniye öncesinde plakalarımızdan çıkarsak, mayınlar tarafından paramparça edilebiliriz. Yerimde kıpırdamıyorum bile. Gözlerimi karşıya dikip, Cornucopia'ya bakıyorum. Silahlar. Erzaklar. Ve işte, bıçaklar! En az 30 tane bıçak, tam karşımda kalan taraftan bana bakıyorlar. 40 saniye. Kendimi koşu poziysonu alırken buluyorum. Bana cornucopiaya koşmamam söylendi ama yine de, bıçakların bir tanesinin bile başkasının eline geçme fikri beni delirtiyor. Gözlerim Katniss Everdeen'i buluyor. Koşu pozisyonunu almış durumda ve dimdik karşıya bakıyor. Son 30 saniye. Müttefiklerimin yüzünde gaddar bir ifade var ve onlarda herkes gibi karşıya bakıyorlar. 20 saniye kala, kararımı veriyorum.
GONG!
24 kişi birden, metal plakalarımızdan atlayıp son hızla Cornucopia'ya koşmaya başlıyoruz. O kadar hızlıyım ki, bacaklarım tutulmaya fırsat bulamıyor. Tam karşıdan gelen rüzgar, hızımın da etkisiyle kulaklarımı uğuldatıyor. Ciğerlerim nefes almam için bana baskı yapıyor ama durmuyorum. İlk bıçak, koşmaktan ve rüzgardan uyuşmuş parmaklarıma ilaç gibi geliyor. Ceketimin önünü açmaya çalışıyorum ancak fermuar takılmış. Kaybedecek zamanım yok. Ceketin önünü yırtıp, alabildiğim kadar bıçağı ceketimin iç tarafına dolduruyorum ve geri kalanını elime alıyorum. Evet. Katniss Everdeen, 15 metre kadar uzakta, bir sırt çantası için 9. Mıntıka haracıyla çekişiyor. Son şansım olabilir. Bıçaklardan herhangi birini alıp, son hız koşmaya başlıyorum ve yaklaştığımda, kollarımın bütün gücüyle 9. Mıntıka haracına doğru bir bıçak atıyorum. Bıçak, keskin bir vızıltıyla ilerliyor ve çocuk kaçma fırsatı bile bulamadan, bıçak sırtına saplanıyor. Katniss, onu kurtaranın kim olduğuna bakmak için başını kaldırdığında ikinci bir bıçak kafasına doğru ilerliyor. Ancak kafasını yarmak amacıyla attığım bıçağım, kızın refleksle kaldırdığı turuncu çantaya saplanıyor. Ve Katniss, kendine yakışır bir şekilde ormana doğru kaçıyor. Peşinden gidip gitmemek konusunda kararsız kalıyorum ancak arkamdan gelen bir vızıltı beni geri dönmeye zorluyor. Son anda bir hamle yapıp, keskin bıçağın kafatasıma saplanmasından kurtuluyorum. Arkamı dönüğümde 7. Mıntıkanın çocuğu ikinci bir bıçak atma fırsatı bulamadan boynuna saplanan bıçağımla son nefesini veriyor. Bir kız, çıldırmış bir şekilde çocuğun boğazındaki bıçağı çekip, ormana doğru koşmaya başlıyor ancak bedenini delip geçen bir mızrak, onu durduyor. Marvel, mızrağı kızın bedeninden çekip alıyor ve tamda Enobaria'nın dediği gibi, erzaklar için Cornucopia'ya dönüyor. Nasılsa, oradaki yerim dolduruluyor. Arkamı dönüp, bir kaç haraç bekliyorum ancak gördüğüm manzara beni kusma noktasına getiriyor. Kan banyosu demelerinin sebebi buymuş demek. Yeşil çimenler, kanın etkisiyle kıpkırmızı olmuş ve onlarca çocuğun cesedi etrafa dağılmış. Glimmer'ın elindeki bıçakla, 3. Mıntıkadaki kızı deşişini izliyorum. Ve tam önümden, 8. Mıntıkanın erkek haracı geçiyor. Bu, kucağıma düşmüş bir av. Ceketimden bıçak çekip, çocuğun korkmasına bile fırsat bırakmadan üzerine atılıyorum. Çocuk, gözlerimin içine bakıp yalvarmaya başlıyor ancak ben kimseyi duyacak durumda değilim. Sözcükleri, boğazını delen bıçağımla bir hırıltı haline dönüşüyor ve çocuğun sıcak, yakıcı kanı yüzüme sıçrıyor. Başkası olup olmadığını görmek için var gücümle koşuyorum ancak haraçlar, çoktan ormanda ya da tam karşımda kalan boşlukta kayboluyorlar. Nefesimi sıkıntıyla geri verip, yüzümdeki kanı siliyorum. Tam karşıma baktığımda, müttefiklerimin daha şanslı olduğunu görüyorum. Cato, yakasından tutup havaya kaldırdığı çocuğun ağzından bir kılıç geçirip, değersiz bir kumaş parçasıymış gibi yere çalıyor. Glimmer, 10. Mıntıka kızıyla oyalanıyor. Etrafıma bakınıyorum. Neyse ki mızrak, duyabileceğim kadar yakınımdan geliyor. Başımı eğip, bana saldırmaya çalışan bu yırtıcı hayvana doğru dönüyorum. Evet, 11. Mıntıkadan Thresh, elindeki kavisli bıçağını bana fırlatmaya yelteniyor. Ceketimdeki bıçaklardan çekip çocuğa savuruyorum ancak iri cüssesine rağmen kıvrak bir şekilde kurtuluyor. 10. Mıntıkadaki çocuğun Thresh'e saldırı girişimiyle, dikkati benden yana dağılıyor. Mücadeleye atılamayacak kadar yorgunum. Hızlı ve tetikte olan adımlarımla, Cornucopia'ya dönüyorum. Ve görünüşe bakılırsa, Kan Banyosu sona ermiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MINTIKA 2/ CLOVE
FanfictionHerkes Katniss'in dramatik hikayesini biliyor. Herkes, Peeta Mellark'ın yaşadıklarını biliyor. Ama az kişi, diğerlerinin hayatını merak ediyor. Ve çok az kişi, Clove'un zihnine, kalbine, hayatına girebilmek için bu satırları okuyor.