61

1.1K 52 42
                                    

Millie (i) : Bende seni çok özledim.

Millie ye sımsıkı sarıldıktan sonra yanağının birini öptüm.
Ve hemen arkasındaki Issie ye yöneldim.
Onları çok özlemiştim.

Millie biraz büyümüştü, Issie ise aynıydı.
Bu evi de cidden çok özlemiştim.

Kapıda sarılmamız bittiğinde içeri, salona geçtik.

Y/n (i) : Anneniz nerede, onu da özledim.

Issie (i) : İşteler canım akşam görürsün onları da. Millie sen Louis ile konuştun mu?

Millie (i) : Evet, 1.30 saate müseaitmiş.

Issie (i) : Kızım sen Y/n nin burada olduğunu söyledin mi?

Millie (i) : Hayır, öyle laf arası ağzından aldım.

Issie (i) : O zaman hadi kalkalim hazirlanalim biz anca hazirlaniriz.

Millie ile Issie üstlerini değiştirmeye çıktıklarında ben de onları salonda bekledim.
Yaklaşık bir 20, 30 dakika sonra geldiklerinde beraber evden çıkıp bizim arabaya bindik.
Louis'in setini ziyaret etmeye gidiyorduk.

Onu 1 yıldan fazla bir süredir görmüyordum.
Yüreğim resmen ağzımda atıyor ve heyecandan avuç içlerim terliyordu.
Acaba nasıl gözüküyordum.
Beni o kadar zaman sonra çirkin görmesini istemiyordum.
O kız da orada mıydı.
Louis'in son zamanlarda sürekli yanında olan kız.
Şu birlikte sette oldukları yetniyormuş gibi dışarıda da Louis'i rahat bırakmayan kız.

Issie (i) : Şuralara bir yerlere park edebilirsiniz.

Sinem (i) : Yönetmenin bizim geliceğimizden haberi var ben konuşmuştum.

Kusacak gibi hissediyordum.
Herkes arabadan indiğinde bende indim.
Birlikte sete doğru yürürken önce yönetmenle tanıştık.
Bize Louis'in yakınlarda bir yerden kahve almak için setten 10 dakika önce gittiğini ama biraz sonra geleceğini söyledi.
Bize karavanının yerini söylediğinde birlikte oraya doğru yürümeye başladık.

Setin tam içerisindeydik.
Her yerde kameralar, oyuncular, dekorasyonlar...
Özlemiştim bunu.
Biraz durup çekim alanını izlemeye başladığımda yanımdan gelen sesle başımı o yöne doğru çevirdim.

Louis (i) : Y/n?

Kafamı ona dönmemle gülümsedim.
Kahvesini hızlıca kenarı bıraktıktan sonra hızlı adımlarla yanıma gelip bir eliyle yanağımı diğer eliyle belimi kavradı.
Dudaklarımızı hızlı, sert ve tutkulu bir şekilde birleştirdiğinde derince nefes çekti içine.
Bende ona geri sarılıp öpücüğüne karşılık verdiğimde ıslak bir sesle geri çekilip alnını alnıma yasladı ve yanağımda olan elinin baş parmağıyla yanağımı okşamaya başladı.

Fısıldayarak.
Louis (i) : Seni çok özledim.

Ağzımdan ufak bir kıkırtı çıktığında yanağımdaki eliyle boynuma diğer eliyle belime sıkıca sarıldı. Kafasını omuzuma koyup derin nefesler almaya başladı.
Ona geri sımsıkı sarılıp, simsiyah, diken diken saçlarından öptüm.
Yavaşça geri ayrılıp kısa bir süre yüzüme bakıp gülümsedi ve arkamda bizi izleyen Sineme de sarıldı.

Ufak bi özlem sarılması ardından setin orta yerinden ayrılıp daha sakin bir yere geçtik.
Louis bir kolunu omuzuma atıp beni kendine dayamıştı.
Gözlerimi saçlarından alamıyordum.
Saçlarını değiştireceğini tabii ki biliyordum ama canlı canlı görmek garibime gitmişti.
Değişik bir stil olmasına rağmen o bile yakışmıştı.

Louis (i) : Of y/n!
Sitemli bir şekilde söylediği adımla gözlerimi saçlarından ayırıp gözlerine baktım.

Y/n (i) : Noldu?

Louis (i) : Beğenmedin dimi saçlarımı, bakma şöyle.

Y/n (i) : Hayır Louis ne alakası var? Garip bir şekilde yakışmış.

Ellerimden birini kaldırıp saçalrına geçirip okşamaya başladım.

Louis (i) : Ciddi misin?

Y/n (i) : Herhalde ciddiyim.
Alnıma bir öpücük kondurup geri çekildiğinde ellerimi saçlarından çektim.

Biraz daha muhabbet ettikten sonra bir görevli gelip Louis'i setten çağırdıklarını söylediğinde sarılıp ayrıldık.

İngiltereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin