67

486 26 24
                                    

Çekimlere başlayalı neredeyse 1 ay olmuştu.
O sırada artık herkese alışmıştım.
Kimsenin yanında çekingen tavırlara girmiyordum.
Jacksonla da alışmıştık birbirimize.

Sette sürekli beraber vakit geçiriyorduk.
Eve gittiğimizde bazen görüntülü konuşup ezber yapıyorduk.

Kısa sürede gerçekten samimileşmiştik.
İyi ve kibar bir çocuk ve ayrıca komikte.
Ona Louisden falan da bahsetmiştim.
İyiydi yani.

Louise gelirsek...
Louisle çok fazla konuşamıyoruz.
Benim müsait olduğum zamanlar o olmuyor yada tam tersi.
İmkanımız oldukça konuşuyoruz tabii ama yinede yeterli değil.

Sete girdiğimde eşyalarımı kendi karavanıma bırakıp çantamdan bir kap çıkardım ve Jackson ın karavanına girdim.

Y/n(i): Günaydıın! Bak sana ne getirdim.

Jackson(i): Gerçekten yaptın mı?

Y/n(i): Söz verdim sana getiricem diye.

Jacksonun yanına geçip oturduğumda elimdeki kabı masanın üzerine koyup kapağını açtım.

Jackson(i): Ne demiştin adına?

Y/n(i): Börek.

Jackson(i): Wrape benziyor tipi biraz. Ne var içinde.

Y/n(i): Bir tanesi patatesli bir tanesi de peynirli ve ben içine biraz da sosis koydum. Tadına baksana.

Elime peynirliden bir tane alıp ona uzattığımda büyükçe bir ısırık aldı ve bende ısırdım.

Jackson(i): Tadı çok iyi.

Y/n(i): Biraz soğumuş ama.

Jackson(i): Gel içecek bir şeyler alalım.

Kabın kapağını kapatıp beraber karavandan çıkıp sette ne içecekler var diye bakmaya gittik.
İki bardak kahve aldıktan sonra karavana geri dönüp yemeğe devam ettik.

Ben yine ona yedirirken benim videomu çekti.
Yanaklarımı sıkıştırdı.
Sonra videoyu bitirip izlemeye başladı.
Jackson(i): Çok tatlısın.

Elimi saçlarına sokup hızlıca saçlarını dağıttım ve hafifçe itledim.
Y/n(i): Saol ördek.

Elime telefonumu alıp Snapleri açmaya başladım.
Louisinkinde Sydney vardı.
İç çekip Louise mesaj attım.

Y/n(i): Günaydınn!

Bunu söylerken kendimi çok rahatsız ve mutsuz hissediyorum ama Louisle eskisi gibi değiliz.
Ve olamıyoruzda.
Ben öyle olmamız için çabalıyorum, deniyorum bir şekilde ama ondan aynı eforu göremiyorum.

Bazen bu kadar çabaladığım için rahatsız hissediyorum kendimi ya onu sıkıyorsam diye.
Ama hiçbir şey yapmadığım zaman da huzursuz oluyorum.
İşinden kaynaklı olduğunu ve çekimleri bittikten sonra daha da rahatlayacağımızı umut ediyorum.
Ama içten içe de negatif hissediyorum.

İçeriye yardımcı yönetmenlerden birisi girdiğinde makyaj odasına çağırıldığımızı söyledi.
Kalkıp saç ve makyajın yapıldığı karavana girdik.

Yan yana olan iki sandalyeye oturduğumuzda telefonuma bakmaya başladım.
Bunu düşündükçe tadım kaçıyordu.
Louisi seviyorum ve onun bana olan sevgisinden de şüphe etmiyorum ama içinde bulunduğumuz durumdan çok rahatsızım.

Sürekli saçma konulardan kavga ediyoruz ve birbirimizi kırıyoruz. Bazen bir günde sadece birkaç dakika konuşuyoruz. Bunlar her zaman böyle olmuyor ama sık sık surumlar böyle olunca da tat kaçırıyor.

İngiltereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin